Araştırmacılar, 4. ila 9. yüzyıllar arasına tarihlenen Bizans ve Erken İslam yerleşimlerinde ticari ölçekte bağcılığı ortaya çıkardı.
“Kayıp bir Negev Yaylası çöl üzümünden elde edilen antik DNA, Geç Antik Çağ şarap soyunu ortaya koyuyor” başlıklı makalede araştırmacılar, antik çeşitleri, günümüz Yunanistan’ında ve Güney Levant’ta yetiştirilen üzümlerle ilişkilendiriyor.
Güney İsrail’in Negev Yaylalarında yapılan kazılar, eski bağcıların yüzyıllar boyunca kurak bir ortamda sürekli olarak çok çeşitli üzümler üretebildiğini ortaya koyuyor.
(İlgili: Antik Roma Villasında Gösterişli Bir Şaraphane Bulundu)
Üç alanda kazılan asma çekirdeklerini incelemek için genom çapında dizileme ve radyokarbon tarihleme kullanıldı. Genetik çeşitliliğe sahip asma çekirdekleri, tarımsal verimliliği artırmaya ve zorlu bir ortamda gıda güvenliğini sağlamaya yönelik antik yetiştirme stratejilerine dair ipuçları sağlıyor.
Örnekler Tel Aviv Üniversitesi, Kopenhag Üniversitesi ve York Üniversitesi’ndeki özel antik DNA tesislerinde işlendi. Antik DNA sonuçlarına genomik tahmin analizi uygulayan araştırmacılar, en eski asma çekideğini MS 8. yüzyıla tarihlemeyi başardı.
Başka bir üzüm çeşidinin modern bir Yunan çeşidiyle ilişkili olduğu ve bir zamanlar Bizans İmparatorluğu’nda ticareti yapılan birkaç tarihi şarapla bağlantılı olduğu bulundu. Bu bulgular, tarihi Bizans ticaret ağlarına ve Levant çeşitlerinin klasik Ege coğrafyasına genetik katkısına ışık tutuyor.
Yazarlar, binlerce şaraplık üzüm çeşidinden sadece 11 Avrupa kökenli çeşidin (Cabernet Sauvignon, Chasselas, Chardonnay, Grenache, Merlot, Monastrell, Pinot Noir, Riesling, Sauvignon Blanc, Syrah ve Ugni Blanc) dünya çapındaki şaraplık üzüm bağlarının üçte birinden fazlasını kapsadığına dikkat çekiyor. Bu seçkin üzümler, belirli iklim koşulları altında nispeten dar coğrafi bölgelerde yetiştiriliyor ve yazarlar bu durumun şarapçılık sektörünü küresel ısınma gibi stres faktörlerine maruz bıraktığını öne sürüyor.
Yeni çalışma, 2020 yılında yayımlanan ve dünya çapında ortalama sıcaklıklarda 2°C’lik bir artışın mevcut bağcılık alanlarının yarısında fazlasında asma yetiştiriciliğini harap edeceğini ortaya koyan “Çeşitlilik, bağcılık bölgelerini iklim değişikliği kayıplarından koruyor” başlıklı bir çalışmaya atıfta bulunuyor.
Bu çalışma, çeşitlerin çoğaltılması veya tamamen farklı bölgelerde veya üklelerde yetiştiriciliğin bu kaybın çoğunu nasıl azaltabileceğini gösterse de, yetiştiricilerin yüzyıllardır güvendiği iklimin hızla değişiyor olması bağcılık için giderek artan bir tehdit.
Çalışmanın yazarları, kurak iklimlerde yetişen antik çekirdeklere bakarak, sıcak ve kurak bölgelerde yetişen ve genellikle yüzyıllar boyunca korunan endemik asma soylarının, klasik şaraplık üzüm çeşitlerine bir alternatif sunabileceğini öne sürüyor.
Makale: Pnina Cohen et al. (2023). Ancient DNA from a lost Negev Highlands desert grape reveals a Late Antiquity wine lineage. Proceedings of the National Academy of Sciences.
You must be logged in to post a comment Login