Atalarımız Afrika’dan Beklenmedik Yollardan Çıkmış

Yapılan araştırmalar, Afrika’dan çıkarken geçilmesinin mümkün olmadığı düşünülen rotaların kullanılmış olabileceğini gösteriyor.

İnsanlar Afrika’dan çıktıktan ve Avrasya topraklarına yayılmaya başladıktan sonra, seyahat etmek için hangi yolları seçtiler ve neden?

Cevaplar bir zamanlar düşünüldüğü gibi olmayabilir. İnsan göçünün bu önemli bölümünü inceleyen yeni araştırmalar, mümkün olmadığını düşündüğümüz rotaların uzun zaman önce kullanıldığını gösteriyor. Yani, belki de buraya nasıl geldiğimizin hikayesinin yeniden yazılması gerekebilir.

Arkeolog Patrick Roberts, “Mevcut coğrafi ve geçmiş iklim verilerinin modellenmesi, arkeologların ve antropologların, Asya’nın yeni bölgelerinde statik boşluk olarak ihmal edilen erken insan varlığı, göç ve diğer homininlerle etkileşimi aramaları gerektiğini gösteriyor.” diyor.

(Hindistan’daki Keşif, Afrika’dan Erken Göçü Gösteriyor)

Geleneksel anlatıda, Kuzey ve Orta Asya’daki bu ‘statik boşluklar’ Gobi Çölü ve Altay Dağları gibi çölleri ve dağlık alanları içeriyor. Bu alanlar geçilemeyecek kadar zorlayıcı ve zorlu alanlardı.

Bu nedenle araştırmacılar, tarihsel olarak Orta Doğu ve Çin’in güney kesimlerinde, güneydeki göç yollarına daha fazla vurgu yaptı, kuzeydeki çöllerden ve dağlık alanlardan daha uygun ortamlar sunduğuna inandı.

Roberts, “Söz konusu kuzey bölgelerinin soğuk, yüksek irtifa ve kuru çöl ‘engellerini’ temsil ettiği, arkeologların araştırma ve onları önemli insan yayılım yolları olma potansiyelleri bakımından büyük oranda ihmal etmelerine yol açtı.” diyor.

Yine de, son yıllarda yeni arkeolojik keşiflerle birlikte eski iklimler ve hava varyasyonları konusundaki anlayışımızdaki gelişmeler, Geç Pleistosen (yaklaşık 125.000 ila 12.000 yıl önce) sırasında eski insanların nasıl ve nereye yayıldığına dair alternatif ipuçları sunuyor.

Bu son çalışmada araştırmacılar, arkeolojik kanıtlarla coğrafi bilgi sistemi (GIS) modellemesini kullandı ve daha önce göz ardı edilmiş olan Asya’daki potansiyel göç rotalarını belirlemek için paleoiklim veri setlerini kullandı.

Modelleme, bu bölgelerdeki bir dizi “en düşük maliyetli yolu”, yani seyahat rotalarında insanlara en az zorluk sunan seyahat rotalarını ortaya koyuyor.

Asya’nın bu bölümünde ve Geç Pleistosen bağlamında insan dağılımını incelemek için bu tür bir analiz ilk kez kullanıldı.

(Arabistan’da 85.000 Yıllık Ayak İzleri Afrika’dan İlk Çıkışı Gösteriyor)

Elde edilen sonuçlara göre, kurak ve soğuk dönemlerde Altay ve Tian Shan Dağları (ve Gobi Çölü ve Taklamakan Çölü’ndeki güzergahlar), daha önceden de düşünüldüğü gibi muhtemelen eski insanların hareketlerinin önündeki büyük engelleri temsil ediyor olmalıydı.

Ancak diğer tür paleoiklimlerde, bu bölgeler eski göl ve nehir sistemlerinde daha önce tanımlanamayan en az üç seyahat güzergahı boyunca uygun su koşulları sağlayan tarih öncesi nemli fazlar sayesinde, engel yerine koridor görevi görmüş olabilirdi.

Araştırmacılar, “En düşük maliyetli yol modellerimiz, daha nemli ve daha sıcak koşullar altında insan nüfusu hareketlerini doğrudan Gobi ve Taklamakan Çöllerinde ve Altay ve Tian Shan Dağ sırasının mümkün olabileceğinin altını çiziyor.” diyor.

“Homo sapiens de dahil olmak üzere Pleistosen’deki iyileşmiş koşullar sırasında tatlı su göllerinin ve bitki örtüsünün, memelileri ve avcı-toplayıcı popülasyonları çekeceğini varsaymak mantıklı.”

Elbette, modellemenin doğası gereği, araştırmacılar şimdilik, bu varsayımsal yolların gerçekten eski gezginler tarafından seçilip seçilmediğinden emin olamayacağımızı kabul ediyor.

“Ancak bu yollar boyunca daha fazla arkeolojik ve antropolojik alan çalışmasıyla birlikte birçok kanıtı keşfedebiliriz. Bu, en düşük maliyetli yol analizinin bize ne söylediğini doğrulayabilir.”

“Türümüzün belirleyici özelliklerinden biri de, değişken iklimsel ve çevresel koşulların çeşitli aralıklarında yaşama kabiliyetine (ve buna uyum sağlamaya) sahip olması.”

“Türümüzün esnekliği hakkında gittikçe daha fazla keşfettiğimiz şey göz önüne alındığında, tüm Asya’da modern çöllerin ya da dağlık buzul tabakalarının ortasında erken Homo sapiens kalıntısı bulmamız şaşırtıcı olmazdı. Aslında, türümüzün benzersizliğinin anahtarı burada bulunabilir.”


Science Alert. 29 Mayıs 2019.

Makale: Li, F., Vanwezer, N., Boivin, N., Gao, X., Ott, F., Petraglia, M., & Roberts, P. (2019). Heading north: Late Pleistocene environments and human dispersals in central and eastern Asia. PloS one, 14(5), e0216433.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login