Gökyüzü, bundan yüz milyon yıl kadar önce, kuyruğundaki uzun tüyleri kağıt şeritlerini andıran ve bugün gördüğümüzden çok daha farklı kuşlarla doluydu.
Şimdi ise paleontologlar, Myanmar’daki Kretase Dönemi’nden kalma 31 adet kehribar parçasında hassas bir biçimde korunmuş kuş tüyü örneklerine ulaştı. Bu eşine az rastlanır üç boyutlu korunma şekli, tüy yapılarının modern tüylerin dokusundan tamamen farklı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, yırtıcı hayvanları engelleyebilmek adına tüylerin birer savunma aracı olarak kullanıldığının ipuçlarını veriyor.
Bedene göre çok daha uzun olan böylesi kuyruk tüylerine, Çin’deki ilk kuş fosillerinde rastlanıyor. Buna, 125 milyon yaşındaki Confuciusornis sanctus fosili örnek olarak verilebilir. Aynı zamanda, tüylü dinozorların bazılarında da uzun kuyruk tüylerinin olabileceği belirtiliyor.
(Kehribar İçinde 99 Milyon Yıllık Yavru Yılan Bulundu)
Bilim insanları, tüylerin farklı desenleri barındırdığını ve bu desenlerin, bazı modern sinek kuşlarında ve cennet kuşlarında gözlemlenebilen desenler ile benzerlik taşıdığını, fakat sadece birkaç türün fosillerinde bu desenlere rastlanıldığından dişi ve erkek kuşa göre değişim de gösterebileceğini düşünmüşlerdi.
Ancak günümüze kadar ezildiği için dümdüz olan fosillerin birçoğu, tüylerin yapısını incelemeyi neredeyse olanaksız kılıyordu. Edinburgh Üniversitesi’nde paleontolog olan, fakat mevcut araştırmaya dahil olmayan Steve Brusatte, şaşırtıcı bir güzelliğe sahip olan bu fosillerin, araştırmaların yönünü değiştireceğini söylüyor.
Pekin’de bulunan Çin Jeoloji Üniversitesi’nden Lida Xing ve ekibi, Myanmar’da ortaya çıkarılan 100 milyon yıllık kehribarın 31 parçasını ve bu parçalardaki ikili tüyleri analiz etti. Pekin’deki Paleontoloji ve Paleantropoloji Omurgalılar Enstitüsü’nde kuş fosilleri ile ilgili araştırmalar yapan Jingmai O’Connor, böylesi ilginç tüyleri daha önce hiç görmediğini dile getiriyor.
Çin’de bulunan sıradan fosillerin çoğunda gözlemlenen şey, kuşların ve tüylerin ezilmiş bir biçimde günümüze kadar ulaşmış olması. O’Connor’a göre, böylesine sıkıştırılmış fosillerdeki tüyler hakkında yorum yapmaya çalışmak tamamen yanlış. Öte yandan, O’Connor, kehribarda korunan tüylere üç boyutlu bakabilmenin şaşırtıcı bir deneyim olduğunu söylüyor.
Modern dönemdeki tüm tüylerin omurgasını, içi boş bir tüp oluşturuyor. Antik döneme ait şerit şeklindeki kuyruk tüyleri ise tamamen farklı. Bu tüylerin ana gövdesini oluşturan sap kısmı, silindir şeklini andırıyor ve bir tarafı açık. Bugünkü tüyler ile karşılaştırıldığında, ana gövdedeki seyrek tüy uçları fark ediliyor. Kanada’nın Regina bölgesinde yer alan Saskatchewan Kraliyet Müzesi’nin yardımcı yazarı Ryan McKellar, kuyruk tüylerinin, dümdüz durduğunu ve çelikten yapılmış uzun bir mezurayı andırdığını söylüyor.
(Dinozor Dönemine Ait Kehribarda Salyangoz Bulundu)
Ne var ki şerit halindeki tüyler oldukça inceydi. Birkaç örnekteki tüyün sap kalınlığı 3 mikrondu. Bu, ortalama bir hücreden daha ince olduğunu gösteriyor. (İnsanların alyuvarları, ortalama 7.5 mikron kalınlığında.) O’ Connor, bir şeyin hem bu kadar ince olup hem de bir yapının bütünlüğünü nasıl koruduğunu merak ediyor Ona göre, ana gövdeyi oluşturan bu ince sapın tam bir biçime sahip olmaması, tüylerin uzarken çok daha az enerji tüketmesini sağlıyor.
Araştırmanın yazarları, bu tüylerin bir kertenkelenin kuyruğuna benzer bir şekilde değişebildiğini, bu özelliğin antik kuşları yırtıcı hayvanların pençelerinden korumuş olabileceğini öne sürüyor. Fosilleşmiş ağaç reçinesinde sadece ikili kuş tüylerinin bulunması ve herhangi bir kuş bedenine rastlanılmaması, kuşlar reçineye saplandığında kolayca çıkabildiklerini kanıtlıyor. McKellar’a göre, tüyler bir savunma aracı niteliğindeydi. ” Yırtıcı bir hayvana, hem öldürücü hiçbir etkiye sahip olmayan hem de bedeninizin yarısını oluşturan bir parçayı bırakıyorsunuz.”
Frankfurt’taki Doğal Tarih Müzesi’nde ve Senckenberg Araştırma Enstitüsü’nde ornitolog olan Gerald Mayr’a göre, bu spekülatif bir düşünme biçimi. Öte yandan, yarı-açık tüy saplarını ilgi çekici bulan Mayr, modern kuş tüylerinin hem gelişimsel hem de işlevsel olarak çok daha farklı olduğunu belirtiyor.
Sciencemag. 14 Aralık 2018.
Antik Yunan’ın Kültürel Yükselişi Düşünülenden Bir Asır Önce Başladı
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
Sefertepe’de Kafataslarıyla Dolu Bir Oda: Emre Güldoğan Röportajı
Kediler Kelime İlişkilendirmede İnsan Bebeklerinden Daha İyi
You must be logged in to post a comment Login