Antik DNA, Viking Çağının Genetik Tarihini Aydınlatıyor

Arkeolojik kalıntılardan elde edilen DNA, Viking döneminde İskandinavya’ya göçün istisnai derecede yüksek olduğunu gösteriyor.

Kronan sualtı kazıları. C: Lars Einarsson

Günümüzdeki 16.638 İskandinavın genomik verileriyle birlikte analiz edilen 297 antik İskandinav genomuna dayanan yeni bir çalışma, İskandinavya’da Roma dönemi, Viking dönemi ve sonraki dönemleri kapsayan coğrafya, soy ve gen akışı arasındaki karmaşık ilişkileri çözüme kavuşturuyor.

Viking dönemindeki şaşırtıcı varyasyon artışı, İskandinavya’ya gen akışının özellikle bu dönemde yoğun olduğunu gösteriyor.

Uluslararası bir çalışma, İskandinav gen havuzunun son 2000 yıldaki gelişimini araştırıyor. Bu çalışmada bilim insanları, tarihi ve tarih öncesi genomlar ile İskandinavya’da kazılan materyallerden yararlandı. Bu antik genomlar, 16.638 modern İskandinavdan elde edilen genomik verilerle karşılaştırıldı. Tüm bu bireylerin coğrafi kökenleri ve tarihleri bilindiğinden, gen havuzunun gelişimini daha önce hiç fark edilmemiş bir düzeyde çözümlemek mümkün oldu.

(İlgili: Efsanelerin Korkunç Savaşçıları Vikingler Aslında Kimdi?)

Tüm verileri analiz eden ve çalışmada kullanılan antik DNA’nın bir kısmını çıkaran Paleogenetik Merkezi’nden Dr. Ricardo Rodríguez Varela şöyle açıklıyor: “Bu çözülebilirlik seviyesiyle sadece Viking Çağı göçünü doğrulamakla kalmıyoruz. Aynı zamanda doğu Baltık bölgesine, Britanya-İrlanda adalarına ve güney Avrupa’ya kadar izini sürebiliyoruz. Ancak İskandinavya’nın tüm bölgeleri, bu bölgelerden aynı miktarda gen akışı almadı. Örneğin, Britanya-İrlanda soyu İskandinavya’da yaygınlaşırken, doğu-Baltık soyu esas olarak Gotland ve orta İsveç’e ulaştı.”

Viking Döneminden Sonra Gen Havuzu Yeniden Toparlandı

Bu çalışmadaki bir diğer yeni keşif ise, Viking döneminden sonra gen havuzuna ne olduğu konusuydu. Bilim insanları, gen havuzunun Viking dönemi göçünden önceki haline geri döndüğünü görünce şaşırdılar.

Çalışmanın kıdemli bilim insanlarından Paleogenetik Merkezi’nden Profesör Anders Götherström bu durumdan oldukça etkilendiğini söylüyor: “İlginç bir şekilde, yerel olmayan soy Viking döneminde zirve yaparken, öncesinde ve sonrasında daha düşük. Mevcut dış soy seviyelerindeki düşüş, Viking dönemi göçmenlerinin daha az çocuk sahibi olduğunu ya da bir şekilde gen havuzuna İskandinavya’da halihazırda bulunan insanlardan oransal olarak daha az katkıda bulunduğunu gösteriyor.”

Yine de yeni bir keşif, kuzey İskandinav gen havuzunun tarihini oluşturuyordu. Kuzey İskandinavya’da, orta ve batı Avrupa’da nadir görülen bir genetik bileşen var ve bilim insanları kuzey İskandinavya’daki bu bileşeni son 1000 yıl boyunca takip edebildiler.

Dr. Ricardo Rodríguez Varela şu yorumu yapıyor: “Kuzey İskandinav gen havuzunun bir kronolojisi olduğundan şüpheleniyorduk ve bu gerçekten de Ural soyunun İskandinavya’ya daha yakın bir zamanda akın etmesinin kuzey gen havuzunun çoğunu tanımladığını kanıtladı. Ama eğer bu yeni ise bile göreceli yeni. Örneğin, bu Ural soyunun kuzey İskandinavya’da geç Viking dönemi kadar erken bir tarihte mevcut olduğunu biliyoruz.”

İsveç’in Tanınmış Arkeolojik Alanlarına Dayanıyor

Çalışma bir dizi tanınmış İsveç arkeolojik alanına dayanıyor. Örneğin çalışmada, 17. yüzyıl savaş gemisi Kronan’dan, Malaren Gölü Vadisi’ndeki Viking ve Vendel dönemi tekne mezarlarından ve Öland’daki göç dönemi kalesi Sandby borg’dan genomlar var.

Anders Götherström şu sonuca varıyor: “Farklı arkeolojik alanlarda bir dizi küçük çalışma üzerinde odaklanıyorduk. Ve bir noktada bunları İskandinav gen havuzunun gelişimi üzerine daha büyük bir çalışmada birleştirmek mantıklı geldi.”


Stockholm University. 5 Ocak 2023.

Makale: Rodríguez-Varela, R., Moore, K. H., Ebenesersdóttir, S. S., Kilinc, G. M., Kjellström, A., Papmehl-Dufay, L., … & Götherström, A. (2023). The genetic history of Scandinavia from the Roman Iron Age to the present. Cell, 186(1), 32-46.

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Tarih bölümü mezunu. Antik Çağ Tarihinde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login