2024 Temmuz Ayında Öne Çıkan 10 Arkeoloji Haberi

Kaçırmış olanlar için Temmuz ayında Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Maya Top Sahasının Altında Gizemli Bir Yeraltı Yapısı Bulundu

Meksika’nın Campeche kentinde, Maya top sahasının altında bir yeraltı yapısı ve başka bir bölgede Maya piramidinin tepesinde adaklar bulundu.

Kazı sırasında bulunan top sahası yer altı yapısının bir kısmı. C: Octavio Esparza Olguín

Meksika’daki arkeologlar, Maya top sahasının altına gizlenmiş boyalı duvarlara sahip gizemli bir yeraltı yapısı keşfettiler. Arkeologlar, “Duvarları boyalı olan eski bir yapının bazı kısımlarını bulduk, ancak sadece daha sonraki kazılar alttaki yapının şeklini ve işlevinin ne olduğunu ortaya çıkarabilir.” diyor. Yapı, Erken Klasik döneme (MS 200 ila 600) ait olabilir ve boyalı bir sıva tabakasıyla kaplı olabilir.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

9- Bilinen En Eski Oyunun İlk Örneği Azerbaycan’da Bulundu

Yeni bulgular, uzun zamandır Mısır’da ortaya çıktığı düşünülen 58 Delik oyununun aslında Azerbaycan’da doğmuş olabileceğine işaret ediyor.

Yeni araştırma, uzun zamandır Mısır’da ortaya çıktığı düşünülen 58 Delik oyununun aslında Güneybatı Asya’da doğmuş olabileceğine işaret ediyor. C: Crist ve Abdullayev, European Journal of Archaeology 2024

“58 Delik” oyunu, dünyada bilinen en eski oyunlardan biri. Daha önceki yorumlara göre, bu masa oyunu ilk kez Antik Mısır’da MÖ 2. binyılda ortaya çıktı. Bir diğer erken dönem oyun tahtası ise, Anadolu’da, Kayseri’de yer alan Kültepe’de bulundu ve muhtemelen MÖ 1885-1836 yıllarına ait. Fakat son zamanlarda yapılan kazılar, bu dönemde Güney Kafkasya’da oyunun kalıntılarını ortaya çıkardı. Azerbaycan’dan elde edilen bulgular, Mısır’da ortaya çıkmasından çok daha önce, MÖ üçüncü binyılın sonlarında ve ikinci binyılın başlarında, oyunun bu bölgede oynanmaya başlandığını gösteriyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

8- Şimdiye Kadarki En Eski İnsan Genomu Dizilendi: Bir Denisovalı

Sibirya mağarasından elde edilen 200.000 yıllık DNA, soyu tükenmiş kuzenlerimizin Neandertallerle defalarca çiftleştiğini gösteriyor.

Arkeologlar Denisova Mağarası’nı derinlemesine araştırdılar ve yeni bir genom ortaya çıkaran bir azı dişi buldular. C: Wikimedia Commons

Nüfus genetikçisi Stéphane Peyrégne, Meksika’nın Puerto Vallarta kentindeki bir toplantıda, “Sizlere 200.000 yıllık bir erkekten yeni bir Denisovalı genomu hakkında bilgi vermekten memnuniyet duyuyorum” dedi. Açıkladığı genetik dizi, şimdiye kadar elde edilen en eski yüksek kaliteli insan genomuydu—önceki rekor sahibi olan ve yaklaşık 120.000 yıl önce yaşamış bir Neandertal’den 80.000 yıl daha eski. Yeni sonuçlar, fosilleşmiş kemikleri ve 14 yıl önce DNA’sı aracılığıyla keşfedilen gizemli arkaik insan olan Denisovalıların ikinci genomunu bulmak için on yıldan fazla süren bir çabanın ardından geldi. 

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

7- Sutton Hoo’da, Anadolu’dan Getirilen Kovanın Parçaları Bulundu

İngiltere’deki 1.400 yıllık bir gemi mezarı olan Sutton Hoo’daki arkeologlar, Bizans İmparatorluğu’na ait bir kovanın parçalarını keşfettiler.

Arkeologlar Bizans İmparatorluğu’ndan gelen Bromeswell Kovası’nın parçalarını bir araya getirdi. Şu anda Sutton Hoo’daki High Hall’da sergileniyor. C: James Dobson, National Trust Images

İngiltere’de Sutton Hoo’daki Anglo-Sakson alanında çalışan arkeologlar, Anadolu’dan ithal edilmiş 1.500 yıllık bir bakır kovaya ait eksik parçaları buldular. Bu kova, ünlü gemi mezarından en az bir yüzyıl daha eski ve erken Orta Çağ döneminde insanların nasıl yaşadığına dair bir pencere sunabilir. Bromeswell Kovası olarak bilinen bakır alaşımlı kova, aslanlar ve bir köpeğin yer aldığı bir Kuzey Afrika av sahnesini tasvir ediyor. Muhtemelen 6. yüzyılda, o dönemde Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olan Anadolu’nun Antioch (Antakya) şehrinde üretilmişti. Kovadaki Yunanca yazıtta, “Bunu sağlıklı günlerde kullan, nice mutlu yıllar boyunca” yazıyor ve bu da onun diplomatik bir hediye olabileceğini düşündürüyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

6- DNA Analizine Göre Bu Köken Efsanesi Başından Beri Doğruymuş

Hepimiz soylu egzotik maceracıların soyundan geldiğimizi düşünmek isteriz. Ancak eğer Svahili Sahili’ndenseniz, haklı olabilirsiniz.

Swahili Sahili.

Svahili Sahili halkına göre kültürlerinin kökeni, ikinci bin yılın başlarında Hint Okyanusu üzerinden Doğu Afrika’ya yelken açan ve Svahili toplumuna sağlam bir şekilde yerleşen, yerel kadınlarla evlenen ve yüzyıllar boyunca iz bırakan aileler ve topluluklar kuran Pers prenslerine dayanıyordu. Şimdi ise tüm farklı iddiaların aksine, yeni bir genetik çalışma, geleneksel hikayelerin doğru olanı söylediğini ortaya çıkardı. Sonuçlar, Doğu Afrika kıyılarında bin yıldan fazla bir süredir devam eden kültürel karışıma dair kesin kanıtlar sunuyor. Afrikalı insanlar, Afrika’nın diğer bölgelerinden ve Hint Okyanusu dünyasından gelen göçmenlerle etkileşime girmiş ve aile kurmuşlardı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

5- Kırıkkale’deki Hitit Tableti Okundu: [Sözleşmeyi] Bozan Ölecektir

Kırıkkale’de bulunan çiviyazılı bir Hitit mührünün üzerinde “Büyük Kral Tabarna (ya da Tavananna), Bunu (sözleşmeyi) bozan ölecektir” yazıyor.

Kırıkkale’de yer alan Büklükale kazılarında bulunan mühür baskısında, sözleşmeyi bozan kişilerin öldürüleceği belirtiliyor.

Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinde yer alan Büklükale’deki kazı çalışmaları, Aşağı şehir ve Yukarı şehir olarak iki bölgede yürütülüyor. Bölgede yapılan kazılarda geçtiğimiz sene çiviyazılı bir mühür baskısı bulundu. Aradan geçen zamanda araştırmacılar baskı üzerindeki incelemelerini tamamladı. Kazı başkanı Kimiyoshi Matsumura, “Burada, ‘Büyük Kral Tabarna (Egemen Kral) ya da Tavananna (Egemen Kraliçe), bunu bozan ölecektir’ yazıyor. Bu mühürler genellikle sözleşmelerin üzerine basılarak, sözleşmeye aykırı bir şey yapıldığında cezalandırılacağını ifade ediyordu. Hattuşa’dan kral ve kraliçe buraya bir şeyler göndermiş. Bu da bu şehrin Hattuşa ile kraliyet ailesi arasında yoğun ilişkiler içinde olduğunu gösteriyor” diyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

4- Suudi Arabistan’da 7.000 Yıllık Dikilitaş Çember Yapılar Keşfedildi

Suudi Arabistan’daki kazı çalışmalarında, 7.000 yıldan daha uzun bir süre öncesine ait sekiz taş çember ortaya çıkarıldı.

Kazı sonrası ayakta duran bir taş çember; içeri açılan kapı dikkat çekiyor. (C: RCU/Batı Avustralya Üniversitesi/Sydney Üniversitesi)

Suudi Arabistan’ın kuzeybatısındaki AlUla şehri yakınlarında bir lav alanı olan Harrat ‘Uwayrid’de havadan yapılan araştırmalar sonucunda bu yapılardan yaklaşık 345 tanesi tespit edildi. Çemberlerin çapı 4 ila 8 metre arasında değişiyor ve merkezlerinde en az bir dikili taş bulunuyor. Yaklaşık 7.000 yıl öncesine tarihlenen çemberlerde taş duvar kalıntıları ve en az bir kapı bulunuyor. Ekip, bu yapıların taş ya da organik malzemelerden yapılmış çatıları olabileceğini belirtiyor. Ekip, taş çemberlerden sadece beşinde, yaklaşık 225 kilogram taş alet veya moloz bulunduğunu belirtiyor. Arkeologlar ayrıca koyun, keçi ve ineklere ait kemik kalıntıları da buldular.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

3- Akdeniz’de Bilinen En Eski Derin Deniz Gemi Batığı Bulundu

Bu Geç Tunç Çağı gemisi, karadan uzaklaşan gemilerin bilinen en eski örneklerinden biri olarak kabul ediliyor ve yaklaşık 3.300 yıllık.

Batıktan çıkarılan çömleklerden ikisi. C: İsrail Eski Eserler Kurumu.

Günümüzden yaklaşık 3.300 yıl önce batmış olan Tunç Çağı’na ait bir gemi, Akdeniz’in tabanında bir zamanlar ticari malların depolandığı yüzlerce sağlam amforadan oluşan kargosuyla birlikte keşfedildi. İsrail’in kuzey kıyısından yaklaşık 90 kilometre açıkta ve 1.800 metre derinlikte bulunan gemi, derin denizde şimdiye kadar bulunan en eski gemi olma özelliğini taşıyor. Kargoda tanımlanan amfora tipi, yağ, şarap ve meyve gibi diğer tarımsal ürünler gibi ucuz ve seri üretilen ürünlerin taşınması için en verimli araç olarak tasarlanmıştı. Böylesine büyük bir ganimetin varlığı, geminin geldiği ülke ile eski Levant arasında önemli ticari bağlar olduğuna işaret ediyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

2- Mardin’de Bulunan 12.000 Yıllık Kadın Bir ‘Şaman’ Olabilir

Mardin’de Göbeklitepe ile eş zamanlarda, günümüzden 12.000 yıl önce yabani hayvanlarla gömülen kadın, bir şaman olabilir.

Sağ tarafına dönük yatan şaman kadının mezarında birçok hayvana ait parçalar yer alıyordu. C: Ergül Kodaş

Çemka Höyük’te bulunan sıra dışı defin uygulaması, arkeologların Çanak Çömleksiz Neolitik A (PPNA) dönemi olarak adlandırdığı, MÖ 10.000 ila 8.800 yılları arasında tarımın gelişiminden hemen önceki insan toplumu geçiş aşamasında gerçekleşti. Bu dönemdeki insanlar hâlâ avcı-toplayıcıydı ve çömlekçilik henüz icat edilmemişti. Çemka Höyük’teki bir kerpiç binanın tabanının altına gömülmüştü. Yakındaki diğer yapıların altında da başka 14 kişi gömülmüştü. Ölülerin evlerin tabanının altına gömülmesi PPNA döneminde yaygındı, fakat kadının mezarının büyük bir kireçtaşı bloğuyla kaplanmış olması şaşırtıcı. Bu, bu dönem için alışılmadık bir durum. Mezar kazıldığında daha fazla sürpriz ortaya çıktı: kadının bedeninin üzerinde bir yaban öküzü kafatası bulunuyordu, çenesi ayrılmış ve ayaklarının ucuna konmuştu. Ayrıca bir keklik kanadı, bir sansar bacağı ve bir koyun veya keçinin kalıntıları da mezar çukurunda dağılmıştı.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

1- Endonezya’da 51.000 Yıllık Mağara Resmi Keşfedildi!

Sulawesi mağarasında bulunan 51.000 yıllık bir resim, şimdiye kadar dünya çapında keşfedilen anlatısal kaya sanatının en eski kanıtı oldu.

Leang Karampuang’daki 51.200 yıllık mağara sanatı, şimdiye kadar keşfedilen en eski anlatısal kaya sanatı. Sanat eseri, bir domuzla etkileşime giren insan benzeri bir figürü tasvir ediyor. C: Griffith Üniversitesi

Arkeologlar, dünyanın bilinen en eski resim öyküsünün, yaklaşık 10 kilometre uzakta Endonezya’daki aynı adada bulunan, önceki rekor sahibinden neredeyse 6.000 yıl daha eski bir mağara resmi olduğunu söylüyor. En az 51.200 yıllık olduğuna inanılan tablo, Endonezya’nın doğusundaki Sulawesi adasındaki Leang Karampuang mağarasında bulundu. Önceki rekorun sahibi, Leang Tedongnge’deki bir mağarada en az 45.500 yıl önce yapıldığına inanılan gerçek boyutlu bir yaban domuzu resmiydi. Yakın zamanda keşfedilen tablo, üç teriantrop (insan-hayvan melezi) ve bir yaban domuzunu tasvir ediyor.

Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.

BONUS

İstanbul’un Fethinde Ölen Askerlerin Mezarında Kaçak Kazı Yapıldı

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login