2022 Eylül Ayında Öne Çıkan 10 Arkeoloji Haberi

2022 yılının Eylül ayında, Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Piramitlerin İnşasında Kilit Bir Yöntem Keşfedilmiş Olabilir

Araştırmalara göre Nil Nehri’nin bir kolu bir zamanlar Gize’ye çok yakındı ve bu kol piramitleri inşa etmek için kullanılmış olabilir.

Sanatçının, Nil Nehri’nin şu anda kurumuş durumdaki Khufu kolunu canlandırması. C: Alex Boersma

Araştırmacılar, Nil Nehri’nin Khufu kolunun bir zamanlar Gize’ye çok yakın olduğunu ve ünlü piramitlerde kullanılan taşları taşımak için kullanılmış olabileceğini gösteren kanıtlar buldular. Yeni çalışmada araştırmacılar, Gize çevresindeki tortullarda bulunan fosilleşmiş polen taneleri üzerindeki çalışmalarını ve nehrin Khufu kolunun tarihi hakkında onlara ne gösterdiğini anlatıyor.

Keşfi okumak için tıklayın.

9- Norveç’teki Buzullarda 1.500 Yıllık Ok Bulundu

İskandinavya’daki arkeologlar, yaklaşık 1.500 yıl önce buzlarda kaybolmuş bir ok keşfettiler ve bunun Vikinglerden önceye ait olduğunu öne sürüyorlar.

Ekibin bir üyesi, yaklaşık 1.500 yaşında olduğu düşünülen bir oku tutuyor.

Söz konusu ok, kayaların arasına yuvarlanmış olarak keşfedildi. Araştırma ekibi, bunun buzla kaplandığına ve buz eridiğinde yokuş aşağı kaydığına inanıyor. Araştırmacılar, okun “oldukça harika” derece günüme kadar korunduğunu söylüyor. Ancak yine de mükemmel durumda değildi. Okun parçalarını birbirine yapıştırmış olması gereken sinir telleri ve katran, aşınma belirtileri gösteriyordu. Bu durum, okun ilk kaybolduğundan beri defalarca açığa çıkmış ve yeniden donmuş olabileceğini gösteriyor.

Keşfi okumak için tıklayın.

8- Polonya’da Boynuna Orak Konmuş ‘Vampir’ Mezarı Bulundu

Polonya’daki arkeologlar, 17. yüzyıldan kalma, boynunda orakla gömülmüş bir ‘kadın vampir’ mezarı buldular.

Geçmişte insanlar, vampir ya da cadı olduğundan şüphelenilenlerin mezardan çıkmasını engellemek için aşırı çaba sarf etti. C: Aleksander Poznań

Araştırmacılar, Pień köyündeki cesedin boynuna, ölümden dönmesini engellemek için bir orak yerleştirilmiş olduğunu ve sol ayak baş parmağında bir asma kilit olduğunu buldu. Cadı veya vampir olarak yaftalanan talihsiz insanlardan çok eski zamanlardan beri korkuldu. Hatta ölümlerinden sonra bile. İnsanlar, bu şekilde etiketlenen insanların, mezardan dönmelerini engellemek için çok farklı yöntemler kullandı.

Keşfi okumak için tıklayın.

7- Konya’da Grek Alfabesiyle “Türkoğlu” Yazan Yazıt Keşfedildi

Konya’da yer alan Savatra Antik Kenti’nde, İslam öncesi erken dönem Türk tarihine ait Grekçe “Türkoğlu” yazan bir yazıt bulundu. 

Yazıtın, Savatra’da yer alan bir kaleden getirilmiş ve olasılıkla bir şapele ait templon payesi parçası olduğunu belirten kazı başkanı Doç. Dr. İlker Işık, Arkeofili’ye yaptığı açıklamada, “Üzerindeki rozet ve bezemelere bakılırsa 10-11. yüzyıllar içerisinde Bizans ordusu içerisinde görev alan Türk askerlerine ait olduğunu düşünüyoruz. Zira Türkoğlu tabiri Bizans ordusunda Türk boylarının tümüne tek bir terimle ifade etmek için türetilmiş bir sözcük.” diyor.

Keşfi okumak için tıklayın.

6- Bizans Sikkesi, Yasaklı Süpernovayı Gösteriyor Olabilir

MS 1054 yılında bir süpernova uzun bir süre gökyüzünde parladı, ancak Bizanslı yazarlar bunun hakkında hiçbir zaman yazmadılar.

İmparator’un başının yanındaki iki yıldızdan biri, Bizans’ın üzerinde bir yıldan fazla bir süre boyunca gökyüzünü aydınlatan ‘yasak’ bir süpernovayı gösteriyor olabilir. C: Filipovic et al

MS 1054’te yakındaki bir yıldızın enerjisi tükendi ve göz kamaştırıcı bir şekilde patladı. 6.500 ışıkyılı uzaklıkta olmasına rağmen, patlama 23 gün ve birkaç yüz gece boyunca Dünya üzerindeki gökyüzünde açıkça görüldü. Şimdi “SN 1054” olarak bilinen patlama o kadar parlaktı ki, Çinli gökbilimciler onu “misafir yıldız” olarak adlandırırken, Japonya, Irak ve muhtemelen Amerika’daki gökyüzü gözlemcileri patlamanın ani görünümünü kaydettiler. Ancak, o zamanlar büyük ölçüde Bizans İmparatoru IX. Constantinus ve Hıristiyan kilisesi tarafından yönetilen Avrupa’da, gökyüzündeki büyük, göz kamaştırıcı patlamadan bir kez bile söz edilmedi. Peki neden?

Keşfi okumak için tıklayın.

5- Mısır’da Beyaz Peynir Dolu 2.600 Yıllık Kaplar Bulundu

Mısır’daki Sakkara nekropolünde çalışan arkeologlar, 26. hanedana (MÖ 664-525) tarihlenen birkaç beyaz peynir bloğu ortaya çıkardı.

Açıklamaya göre, arkeologlar, üzerinde Demotik yazı (Rosetta Taşı’nda da yer alan eski Mısır yazısı) olan ve peynir içeren bir dizi kil kap ortaya çıkardılar. Eski Eserler Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Waziri, Kıptiler zamanında “Haloum” kelimesine dönüşen beyaz peynire eski Mısırlıların “Haram” dediklerini ve şimdilerde “Halloumi peyniri” olarak bilindiğini belirtti.

Keşfi okumak için tıklayın.

4- Prag Yakınlarında 7.000 Yıllık Dairesel Yapı Bulundu

Prag yakınlarında kazı yapan arkeologlar, dairesel ve devasa bir Neolitik dönem kompleksinin kalıntılarını keşfettiler. 

Üç ayrı girişi gösteren, Prag yakınlarındaki Vinoř yapısının havadan görünümü. C: Institute of Archaeology of the Czech Academy of Sciences

Yapının gerçek amacı bilinmemekle birlikte, yaklaşık 7.000 yıl önce Neolitik Çağ’ın sonlarında, yerel bir çiftçi topluluğu bu dairesel komplekste toplanmış olabilir. Kazılan dairesel kompleks oldukça büyüktü. ve çapı yaklaşık 55 metreydi. Bu kazıdan elde edilen karbon tarihlemeli organik kalıntılar, ekibin yapının inşa tarihini belirlemesine yardımcı olabilir ve muhtemelen onu yakınlarda keşfedilen bir Neolitik yerleşimle ilişkilendirebilir.

Keşfi okumak için tıklayın.

3- İsrail’de Afyon Kullanımına Dair En Erken Kanıt Bulundu

Uyuşturucu olarak afyonun en erken kullanımına dair kanıtlar, İsrail’deki 3.500 yıllık bir mezar alanında bulundu. Bulunan afyonun Anadolu’da yetiştirildiği, kapların ise Kıbrıs’ta üretildiği belirlendi.

Afyon izleri, Kenan mezarlarındaki kaplarda bulundu.

Tel Aviv’in yaklaşık 11 km güneydoğusundaki Yehud’da yer alan mezar alanında bulunan çömlek kaplarda, arkeologlar tarafından afyon izleri keşfedildi. Arkeologlar, kapların yaklaşık 3.400 yıl öncesine ait olduğunu ve görünüşe göre yerel cenaze törenlerinde kullanıldığını söylüyorlar. Bu arkeolojik alan, bölgenin Kenan olarak bilindiği dönemde sakinler tarafından kullanılıyordu.

Keşfi okumak için tıklayın.

2- Dışkılara Göre, 13.000 Yıl Önce Hayvancılık Yapılıyordu

Eski hayvan dışkıları, insanların bitkileri hayvanlardan önce evcilleştirdiği yönündeki mevcut hakim teoriye meydan okuyor.

Yaban koyunu, insanlığın avcı-toplayıcılardan çiftçilere geçişine yardımcı olmuş olabilir.

Araştırmacılar, söz konusu korunmuş dışkıları, Suriye’de yaklaşık 13.000 yıl öncesine dayanan avcı-toplayıcı konutlarının gömülü kalıntılarının yanında buldular. “12.800 ila 12.300 yıl önce avcı-toplayıcıların Abu Hureyra’ya canlı hayvan getirip kulübelerinin dışında tuttuklarını öğrenince şaşırdık. Bu, Fırat Vadisi için bekleyebileceğimizle uyumlu olsa da, başka yerlerde gördüklerimizden neredeyse 2.000 yıl öncesi.”

Keşfi okumak için tıklayın.

1- Endonezya’da 31.000 Yıllık Ampütasyon Kanıtı Bulundu

Endonezya’da bir mağarada, 31.000 yıl öncesinde bir çocuğa yapılan cerrahi ampütasyonun en eski kanıtı keşfedildi.

Bir sanatçının gözünden, 31.000 yıl önce ampüle edilmiş kişinin canlandırması. C: JOSE GARCIA

31.000 yıllık bir iskelet, bacağının alt kısmı temiz bir şekilde kesilmiş olarak bulundu ve kemikler, çocuğun olaydan sonra birkaç yıl daha hayatta kaldığını ortaya koyuyor. Bu, kişinin parçası olduğu avcı-toplayıcı topluluğunun, modern tıptan önce her ikisi de ampütasyonun yaygın tehlikeleri olan kan kaybından veya enfeksiyondan ölmesini durdurmak için tıbbi becerilere sahip olduğunu gösteriyor.

Keşfi okumak için tıklayın.

BONUS

Diyarbakır’ın Göbeklitepesi Sular Altında Bırakılıyor

Gre Fılla Höyüğünde bulunan özel yapılardaki payelerin, ahşap bir çatıyı taşıdığı düşünülüyor. Daha sonra bu yapılar yakılıp yıkılmış ve üzeri kapatılmıştı. C: Gre Fılla Kurtarma Kazıları
Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login