2020 Eylül Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi

Eylül ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeolojik keşifleri bu listede derledik.

10- Norveç’teki Mezarda Viking Kılıcı Keşfedildi

Muhtemelen 800 ila 900’lü yıllarda, bugün Vinjeøra denilen köyde bir adam öldü ve silahları ile birlikte gömüldü: Balta, mızrak, kalkan ve kılıç.

Genellikle bahsettiğimiz örnekteki gibi, içerisine silahlarında gömüldüğü mezar tiplerinde, kılıçlar ölünün vücudun sağ tarafına yerleştirilirdi. C: Ellen Grav Ellingsen, NTNU University Museum

Yaklaşık 1100 yıl sonra, Arkeolog Astrid Kviseth, mezara gelip, kılıcı özenle temizledi. Sonrasında onu bulunduğu yerden alacak ve Viking döneminden beri elinde tutan ilk kişi olacaktı.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

9- Mısır’da Hiç Açılmamış 2.500 Yıllık Tabutlar Keşfedildi

Mısır’daki Sakkara çöl nekropolünde 2.500 yıl öncesine ait 13 ahşap tabuttan oluşan sıra dışı bir keşif yapıldı.

Nekropole gömülen binlerce kişi arasında bu tabutları bu kadar özel kılan şey, binlerce yıldır bozulmadan kalmış olmaları ve sakinlerinin ölümünden bu kadar zaman sonra bile tabutların hala tamamen kapalı kalmış olması. Tabutlar o kadar iyi korunmuştu ki, ahşapların üzerine boyanmış bazı renkler bile hala sağlam duruyordu. İlk analizler, tabutların gömüldüklerinden beri büyük olasılıkla hiç açılmamış olduklarını ortaya koydu.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

8- 7.000 Yıllık Yerleşmede Yüzü ve Boynuzları Olan Kap Bulundu

Polonya’da ilk çiftçilerin yaşadığı 7.000 yıllık yerleşmede, boynuzlu bir insan yüzü tasviri olanı kap bulundu.

C: PAP / Lukasz Gagulski

Keşif, Biskupice’de, uzmanlar tarafından Linear Band Kültürü (LBK) olarak tanımlanan bir topluluğun yaşadığı büyük, tarih öncesi bir yerleşim bölgesinde yapıldı. Gözler ve burun da dahil olmak üzere oldukça sıra dışı olan süslemenin yalnızca bir kısmının bulunduğu belirtiliyor. Bulunan parça yaklaşık olarak 10 cm boyutunda.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

7- Kuzey Kutbunda Nesli Tükenmiş Mağara Ayısı Bulundu

Kuzey Kutbu adasında bilim insanlarının DNA’sını elde etmeyi umduğu tamamen korunmuş, bir yetişkin ve bir yavru mağara ayısı bulundu. Mağara ayılarının nesli 15.000 yıl önce tükenmişti.

39.000 yıl sonra dişlerini gösteren, mükemmel şekilde korunmuş, soyu tükenmiş mağara ayısı. C: NEFU

Bugüne kadar mağara ayılarının sadece kemikleri keşfedilebilmişti. Bulgulara dair daha fazla detay yakında bilim insanları tarafından açıklanacak. Rusya’nın soyu tükenmiş Buz Devri türleriyle ilgili önde gelen uzmanlarından birine göre, yeni bulgular “dünya çapında öneme sahip”.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

6- Evcil Atlar Anadolu’ya Bronz Çağı’nda Getirilmiş

Yapılan araştırma, evcil atların Anadolu’ya doğru MÖ 2000 yılı itibariyle tahminen Avrasya steplerinden getirildiklerini gösteriyor.

MÖ 2000 yılından önce Anadolu yaban atlarında görülen tek renk olan doru (bay) post rengine sahip bir Mustang atı. C: Getty Images/iStockphoto

Paris, Jacques Monod Enstitüsü’nde yapılan paleogenetik araştırmada, Erken Neolitik Dönem’den Demir Çağı’na kadar 9.000 yıllık bir zaman dilimini kapsayan atgiller familyasına ait arkeolojik kalıntıların analizi at evcilleştirme sürecinin diğer bölgelerden bağımsız bir şekilde Anadolu’da gerçekleşmediğini gösteriyor.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

5- Hititlerde Vergi Toplayıcıları Büyük Bir Servet Biriktirmiş

Hattuşa’da muazzam bir yeraltı silosunda bulunan Tunç Çağı tahıl yığınları, vergi toplayıcılarının 3.000 yıl önceki uzun menzilini gösteriyor.

Aslanlı Kapı, günümüzde Çorum’da bulunan ve bir zamanlar Hitit imparatorluğunun başkenti olan Hattuşa’nın güneybatı girişiydi.

Son Tunç Çağı Hitit başkenti Hattuşa’da sağlam tahıl depolarının bulunduğu büyük bir yer altı silo kompleksinin keşfi, Hitit devletinin mahsul üretimini nasıl mobilize ettiğinin eşsiz bir görüntüsünü sunuyor. Yanmış bir siloda depolanan tahıl, MÖ 16. yüzyılda imparatorluğun içindeki birçok çiftlikten gelmiş. Söz konusu silo, kabaca bir futbol sahası büyüklüğündeki bir alanı kaplıyordu ve keşfedildiğinde bir metreden daha kalın katmanlar halinde yüzlerce ton bozulmamış tahıl barındırıyordu.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

4- Vikinglerin Hepsinin İskandinav Olmadığı Ortaya Çıktı

Viking iskeletlerine yapılan şimdiye kadarki en büyük DNA dizilimi, Vikinglerinin hepsinin İskandinav olmadığını ve çoğunlukla kahverengi saçlı olduklarını ortaya koydu.

Viking Çağı İskandinavya’ya yabancı gen akışını vurgulayan ‘Güney Avrupalı’ Vikinglerin sanatsal bir canlandırması. C: Jim Lyngvild

İşgalci, korsan, savaşçı – tarih kitapları bize Vikinglerin İskandinavya’dan deniz yoluyla Avrupa’yı ve ötesini yağmalamak ve baskınlar yapmak için seyahat eden vahşiler olduğunu öğretti. Şimdi ise Avrupa ve Grönland’a dağılmış arkeolojik alanlardan 400’den fazla Viking iskeletinin son teknoloji DNA dizilimi, tarih kitaplarını yeniden yazacak.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

3- Meksika’daki Gizemli Batık, Yasadışı Bir Köle Gemisiymiş

Meksika’nın Sisal kenti yakınlarında bulunan batık bir gemi, 19. yüzyıla ait bir trajedinin sırlarını saklıyormuş.

Bu 24 Temmuz 2017 fotoğrafı, Maya köle gemisi “La Union” ın pruva alanındaki demir tavan penceresinin bir detayını gösteriyor. C: INAH

Geminin keşfinden üç yıl sonra arkeologlar, geminin yasadışı bir köle gemisi olduğunu doğruladılar. Gemi, Mayalıların Meksika’dan zorla çıkarılmasının yasadışı hale getirilmesinden aylar sonra, 1861’de Küba’nın acımasız şeker kamışı tarlalarında köle olarak çalışmak üzere Maya esirlerini taşıyordu. Gemi yandı ve battı, düzinelerce yolcu ve mürettebatı ve bilinmeyen sayıda köleleştirilmiş Mayalı öldü.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

2- Pompeii’deki Son Bulgular, Yıkıma Dair Yeni İpuçları Veriyor

Freskler ve fast-food mekanları en son keşiflerden sadece birkaçı, ancak küçük bir grafiti parçası, araştırmacılara Pompeii’nin yıkılış tarihini yeniden düşündürüyor.

Büyük Pompeii Projesi’nin yöneticisi, Balkonlar Sokağı yakınlarındaki bir evi süsleyen aşk tanrısına işaret ediyor. C: CIRO FUSCO / ANSA / AP / GTRES

MS 79’da Vezüv’ün patlamasından ve şehri kül ve kaya örtüsünün altına gömmesinden hemen önce, yerel bir işçi duvara bir yazı karalamıştı. Bu yazıda bir şakanın yanı sıra (kabaca “çok yedi” olarak çevrilebilir), bir tarih yazıyor: 17 Ekim. Bu yazının keşfi, bazı bilim insanlarının iddia ettiği gibi patlamanın Ağustos’ta değil, Ekim ayında gerçekleştiğini doğrulayabilir.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

1- Suudi Arabistan’da 120.000 Yıllık İnsan Ayak İzleri Bulundu

Suudi Arabistan’da eski bir kuru gölün çevresinde insanların, fillerin ve diğer hayvanların 120.000 yıllık ayak izleri bulundu.

Bu fotoğraf, Alathar antik göl yatağının yüzeyinden çıkan hayvan fosillerini gösteriyor.

Yaklaşık 120.000 yıl önce, günümüzde kuzey Suudi Arabistan olan alanda, küçük bir Homo sapiens grubu, deve, bufalo ve bugünkülerden daha büyük fillerin de uğrak yeri olan sığ bir gölde su içmek ve yiyecek aramak için durdu. İnsanlar burada büyük memelileri avlamış olabilirler, ancak daha uzun bir yolculuk için sulu alanları birer ara nokta olarak kullanarak yola devam ettiler.

Haber hakkında daha fazla okuyun.

BONUS

İtalya’ya Kaçırılan 1.800 Yıllık Yazıt Türkiye’ye İade Edildi

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login