Araştırmaya göre, yaban domuzlarında esaret altında geçirilen bir yaşam, topuk kemiği üzerinde belirgin bir etkiye sahip.
Zooarkeologlar şimdiye kadar evcilleştirmenin ilk aşamalarını yeniden yapılandıramadı: vahşi hayvanları esaret altına alma süreci bilinen yöntemlerin ötesinde kaldı.
Uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekip, yaban domuzunu deneysel bir model olarak kullanarak, esaret altında geçirilen bir yaşamın hareket etmekte itici bir rol oynayan topuk kemiği üzerinde belirgin bir etkiye sahip olduğunu gösterdi.
(Avrupa’ya Gelen Antik Domuzlar Önemli Genetik Değişim Yaşadı)
Diğer kemiklere göre yoğun olan bu kemik, arkeolojik bağlamlarda genel olarak iyi korunuyor, bu da vahşi hayvanların ilk esaret altına alındığı zamanla ilgili bilgi edinmeyi mümkün kılıyor.
Bu modifikasyon, hayvanın yaşam tarzındaki değişikliklerden kaynaklanıyor, hayvanın hareketleri, bulunduğu arazi ve kas stresinin bir sonucu olarak kemik yeniden şekillenir.
Bilim insanları topuk kemiğinin şeklinin esas olarak kasların kemiğe bağlandığı alanda değiştiğini gözlemlediler. Beklenenden farklı olarak, esaret altındaki yaban domuzları, doğal ortamındaki yaban domuzlarından daha fazla kas gücüne sahipti.
Esaret altındaki bir yaşam tarzı onları “uzun mesafeli koşucularından” “vücut geliştiricilere” dönüştürüyordu.
(Domuzlarda İlk Defa Alet Kullanımı Gözlemlendi)
Bu bulgular, arkeologlara yeni bir yöntem sunmanın yanı sıra, bir hayvanın insanlar tarafından doğal ortamından çıkarıldığında vücudundaki morfolojik değişikliklerin meydana gelme hızını gösteriyor.
Bulgular aynı zamanda esaret altındaki hayvanları vahşi doğaya yeniden bırakan programlarda işe yarayabilir.
Makale: Harbers, H., Neaux, D., Ortiz, K., Blanc, B., Laurens, F., Baly, I., … & Casabianca, F. (2020). The mark of captivity: plastic responses in the ankle bone of a wild ungulate (Sus scrofa). Royal Society Open Science, 7(3), 192039.
You must be logged in to post a comment Login