Tutankamon’un Mezarı, Nefertiti’nin Mezarına mı Açılıyor?

Gizli hiyeroglifler, Tutankamon’un, Mısır kraliçesini barındıran çok daha büyük bir yapının içine gömüldüğünü gösteriyor olabilir.

Mısır Eski Eserler Yüksek Konseyi başkanı Zahi Hawass, Tutankamon’un mumyasının 2007 yılında Luksor’da kaldırılmasına nezaret ediyor. C: Reuters

Dünyaca ünlü bir Mısırbilimci, Tutankamon’un mezarındaki gizli hiyerogliflerin keşfinin, efsanevi Mısır kraliçesi Nefertiti’nin üvey oğlunun mezar odasına bitişik gizli bir odada yattığı teorisine ağırlık verdiğini söylüyor.

British Museum’un Mısır Eski Eserleri Bölümü’nde eski bir küratör olan Nicholas Reeves, teorinin sonuçsuz radar taramalarından sonra kanıtlanmamasına rağmen, yeni ipucunun ardından yeni bir ivme kazandığını söylüyor.

Reeves, Tutankamon’u, firavun halefi Ay tarafından gömüldüğünü tasvir eden resimlerin, Nefertiti’yi gömen Tutankamon’un resimlerinin üzerine yapıldığını fark etti. Nefertiti, efsanevi güzelliğiyle bilinen bir Mısır kraliçesiydi ve kral Akhenaten’in karısıydı.

(İlgili: Güzel Bir Yüzden Çok Daha Fazlası Olan Nefertiti Kimdi?)

Reeves, “Şimdi Ay’ın resimlerinin altında, Tutankamon’un resimlerinin olduğunu gösterebilirim, bu sahnenin aslında Tutankamon’un selefi Nefertiti’yi gömdüğünü gösterdiğini kanıtlayabilirim. Tutankamon’un mezarında bu dekorasyonu göremezsiniz.” diyor.

Süslenmiş kuzey duvarda, daha sonraki resimler, Ay’ı merhumun beş duyusunu canlandırmak için törensel bir keser tutarken ve mumyanın “ağzını açma” ritüelini gerçekleştirirken gösteriyor.

Reeves, “Ay’ın resimlerinin yakından incelenmesi, daha önceki bir ismin (Tutankamon’un) altında yatan açık izleri ortaya çıkarıyor. Orijinal versiyonunda, bu sahne Tutankamon’u mezarın asıl sahibi, onun hemen önceki selefi Nefertiti için cenaze töreni gerçekleştirirken göstermişti.” diyor.

Tutankamon’un mezar odasının iç görünümü. Duvarlarındaki çizimlerin değiştirildiği anlaşıldı. C: Hana Habib/EPA

“Bu sonuç, figürlerin yüz profillerinde (şu anda Ay olarak etiketlenen figürün kalkık burnu ve tombul çene altı) mutlak bir doğrulama buluyor. Bunlar tam olarak Tutankamon’un krallığının en başında resmi temsilleri için benimsenen standartlaştırılmış yüz hatlarıydı. Mumyanın yüzü Nefertiti’nin tartışılmaz özelliklerini taşıyor. Görüldüğü gibi, bu sahne, Tutankamon’un selefinin cenazesinde görev yaparken gösterir şekilde yapılmıştı.

Tam bir asır önce Howard Carter tarafından keşfedilen Tutankamon’un mezarı, çocuk kralın öbür dünyada ihtiyaç duyacağı göz kamaştırıcı hazineler arasında sandalyeler ve savaş arabalarıyla doluydu.

Reeves, MÖ 1324’te, Tutankamon’un 19 yaşında, tahtta sadece dokuz yıl kaldıktan sonra beklenmedik ölümünün, aceleyle gömülmesi gerektiği anlamına geldiğini savunuyor: “On yıl sonra, Tutankamon’un ölümüyle mezar yeniden açılacak ve en dıştaki unsurları boşaltılacaktı.”

Reeves, yeni kanıtların, Tutankamon’un mezarının, Nefertiti için hazırlanan ve hâlâ onun tarafından işgal edilen ve şu anda görülebilenin ötesinde kendi bağımsız mezar odaları dizisi olan çok daha büyük bir mezarın sadece dış kısmı olduğu teorisini desteklediğini söylüyor.

2015 yılında Reeves, Tutankamon’un mezarının yüksek çözünürlüklü görüntülerinin boyalı duvarların sıvalı yüzeylerinin altında çizgiler gösterdiğini ve diğer uzmanlar taramaların sonuçsuz olduğunu düşünmesine rağmen keşfedilmemiş kapıları işaret ettiğini savundu.

Nefertiti’nin Berlin’deki Mısır Müzesi ve Papirüs Koleksiyonu’ndaki büstü. C: Fabrizio Bensch/Reuters

“Bunu tamamen bir fantezi olarak yazmak çok kolay, ama… Mezar odasındaki duvarın dekorasyonunun değiştirildiğini keşfettim. Tutankamon’un mezarı, garip şekli nedeniyle her zaman kafamızı karıştırdı. Çok küçük ve bir kraldan beklediğimiz gibi değil.”

Reeves’in küratörlük pozisyonları arasında New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi de yer alıyor. Tutankamon’un mezarının içinde ve çevresinde bir arkeolog olarak yoğun bir şekilde çalıştı.

Reeves, yeni kanıtları Thames & Hudson tarafından 28 Ekim’de yayınlanacak olan “The Complete Tutankhamun” adlı kitabına dahil edecek. İlk kez 30 yıl önce yayınladığı ve o zamandan beri basılmakta olan beğenilen bir baskısını güncelliyor. Kendisi, termal görüntüleme ve küf oluşumu analizi de dahil olmak üzere son çalışmaların teorisini daha da desteklediğini savunuyor.

“Tutankamon’un genişletilmiş, kullanılmayan özel bir şahsın mezarına gömülmesi şöyle dursun, sanki çok daha büyük, kraliçe mezarının dış kısmında sadece bir arabulucuymuş gibi görünüyor… Bu olağandışı bir durum gibi görünebilir, ancak aslında düzenleme benzersiz olmaktan uzak.”

Reeves ayrıca 2015’ten beri gerçekleştirilen radar araştırmalarının düzensiz olduğunu da açıklıyor: “Yabancı ‘gürültüyü’ gidermek için otomatik filtrelemeye güvenenler, sonuçlarında hiçbir şey görmediklerini beyan ederken, verileri daha dikkatli bir şekilde işleyen diğerleri, kuzey duvarının doğu yarısını gerçekten ana kayadan ziyade yapı olarak algılıyor.”

Binaların ve yapıların radar ve jeofizik araştırmalarında önde gelen uzmanlardan biri olan George Ballard, yeni keşiften heyecan duyduğu kadar, sahte bir duvarın mezarın bir uzantısına girişi engellediğine ikna olduğunu söylüyor: “Şu ana kadar elimizdeki kanıtlar Hazine’nin kuzey duvarını ve doğu duvarını oluşturan insan yapımı bir yapının olduğunu gösteriyor. Hazine’nin doğu duvarı muhtemelen doğal taştan yapılmış olup, kesme veya duvar olarak şekillendirilmiş gibi görünüyor. Bazı insanlara yeterince kesin görünmese de, insan yapımı bir yapıya dair kanıtlar var. Bilimde hep sorun bu.”


The Guardian. 26 Eylül 2022.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login