Skokholm Adası’ndaki tavşanlar, Mezolitik döneme ait aletler ve Tunç Çağı’na ait kremasyon urnesi parçalarını ortaya çıkardı.
Galler’de tarih öncesi yaşamı araştıran akademisyenlere şaşırtıcı bir yerden yardım eli uzandı. Pembrokeshire bölgesinin güneybatısında, sahilden üç kilometre uzakta yer alan Skokholm Adası’nda tünel kazan tavşanlar erken Tunç çağından kalma çanak çömlek parçalarıyla beraber Taş Devri’nden kalma iki aleti gün yüzüne çıkardılar.
(Toprağı Kazan Köpek 3.000 Yıllık Eserler Buldu)
Kendilerinden başka kimsenin yaşamadığı adanın bekçileri olan deniz kuşu uzmanı Richard Brown ve Giselle Eagle, açığa çıkan nesneleri fark ettiler ve fotoğraflarını arkeoloji araştırmacılarına gönderdiler. Tarihi eserlerden birinin resmine bakan tarihöncesi aletler konusunda uzman Andrew David, bu nesnenin fok derisi kaplı teknelerin yapımında veya yumuşakçaların hazırlanmasında kullanılan 6.000 ila 9.000 yaşında, Mezolitik bir çay taşı olduğunu fark etti.
“Bu tarz nesneler anakara Pembrokeshire ve Cornwall’da, hatta İskoçya ve Fransa’da, bulunan sahil yerleşim yerlerinde oldukça yaygın olsa da, Skokholm’daki geç Mezolitik varlığın ilk somut örnekleri.” diyor David.
Galler Ulusal Müzesi küratörü Jody Deacon çömlek parçalarının 3.750 yıl kadar önce urne kabı olarak kullanılmış kalın kenarlı bir çömleğe ait olabileceklerini belirtiyor. Daha eski çay taşı aletler gibi, bu defin kapları da batı Galler’de oldukça olağan şeyler olsa dahi, Skokholm Adası’nda daha önce bu tarz eserlere rastlanmamıştı.
Brown ve Eagle, Kelt Denizi’nde yer alan bu ücra adaya ilk defa 2013 yılında ayak bastılar. Skokholm, adayı 2006 yılında ulusal doğa koruma alanı olarak korumak amacıyla satın alan Wildlife Trust of South and West Wales’in bir parçası.
Normalde, Skokholm, teknoloji ve şehirden uzak, doğayla iç içe zaman geçirmek isteyen kişiler için iki gecelik ziyaret imkânı sunuyor, ancak pandemi süresinde Brown ve Eagle adadaki tek insanlardı. İkili, adadaki vahşi yaşam gözlemlerini ve güncel buluntular da dahil olmak üzere diğer pek çok şeyi kaydedip paylaştıkları bir blog yazıyorlar.
Sadece 1.5 kilometre uzunluğunda ve en geniş kısmında 800 metre genişliğinde olan Skokholm adası, “ağaçlık ada” anlamına gelen İskandinav adını 10. yüzyılın sonları ve 11. yüzyılın başlarında adaya yerleşen Vikinglerden alıyor. Ada, 14 ve 16. yüzyıllar arasında tavşan çiftliği olarak kullanılmaktaydı.
Küçük adaların bu şekilde kullanımı Orta Çağ’da oldukça yaygındı. Kürkleri ve etleri için yetiştirilen tavşanlar, küçük adalarda anakaraya göre avcılardan daha iyi korunuyordu. Örneğin, Pembrokeshire sahili açıklarında bulunan tavşanlarıyla ünlü Skomer Adası’nda yaşayan bol miktardaki tavşanın kökenleri Orta Çağ’daki Norman tavşan yetiştiricilerinin yetiştirdiği tavşanlara dayanıyor.
Yakın adalar olan Skomer, Grassholm ve Ramsey’de yapılan araştırmalara katılan arkeolog Toby Driver, tavşanların daha eski bir avcı-toplayıcı yerleşimi üzerine kurulmuş olan bir Tunç Çağı tümülüsüne tesadüfen rastladıklarını belirtiyor.
“Adadaki kulübenin bulunduğu bölge korunaklı bir yer ve bin yıldır yerleşim alanı görevi gördüğü açıkça belli.” diye ekliyor Driver.
Araştırmacılar, 2021 yılının ilerleyen tarihlerinde, Covid-19 kısıtlamaları kalktıktan sonra, Skokholm adasında bir arkeolojik araştırma yürütmeyi planlıyorlar.
“Daha önce kazı yapılmasa da geçmişte yapılan havadan inceleme ve lazer taramalarından Skokholm’de tarihöncesi alanlar ve yerleşimler olduğunu biliyoruz.” diye belirtiyor Toby. “Şu anda Skokholm’de ortaya çıkan inanılmaz tarihöncesi bulgulara şahit oluyoruz.”
Smithsonian Magazine. 26 Mart 2021.
You must be logged in to post a comment Login