Avusturya’daki 3.000 yıllık bir yerleşimde kazı yapan arkeologlar, üzerinde alt kısmını süsleyen bir güneş tasviri bulunan altın bir kaseyi gün ışığına çıkardılar.
Alandaki kazıları yöneten Arkeolog Michał Sip, “Kasenin alt kısmında 11 adet Güneş ışını ile birlikte bir güneş kursu tasvir edilmiş.” diyor. “Kaseyi yapan zanaatkar (ya da zanaatkarlar) ayrıca kasenin dışını süslerken halkalar ve noktalardan oluşan dairesel bir motif de eklemişler.”
“Kırılgan kase altın bir levhadan şekillendirilmekle birlikte muhtemelen kült ile ilgili bir işleve sahipti.”
(2.700 Yıllık Dışkı, Madencilerin Bira ve Rokfor Tükettiğini Gösterdi)
“Arkeologlar Antik Avrupa’dan kalma buna benzer 30 kase daha olduğunu biliyorlar fakat bu kase, Avusturya’da bu türe dair ilk ve Alp Hattı’nın doğusunda ikinci buluntu olma niteliğini taşıyor.” diyen Sip, bu kaselerin günümüzde Almanya, İskandinavya ve Danimarka olarak bilinen bölgelerde üretilmiş olduğunu belirtiyor.
Çapı yaklaşık 20 santimetre olan kase, bir insanın elinden çok az daha büyük. Fakat aynı zamanda oldukça sığ; yalnızca 5 santimetre uzunluğunda. Bir analiz, kabın yüzde 90 altın, yüzde 5 gümüş ve yüzde 5 bakırdan oluştuğunu ortaya çıkardı; şimdi araştırmacılar, kasenin hammadelerinin nereden geldiğini keşfetmeyi umuyorlar.
Kase, alanda bulunan büyüleyici tek eser değildi. Kasenin yanı sıra bükülmüş altın tellerden yapılmış iki bilezik ile hala onlara yapışmış durumda olan ve muhtemelen kumaş veya deriye ait olan bazı organik kalıntılar da bulundu. “Şu anda ekip, organik kalıntıların neler olduğunu tespit etmek için DNA testleri yapıyor.” diyor Sip.
“Kase, Tunç Çağı yerleşimindeki evlerden birinin duvarının yakınlarında bulundu. Belki de Güneş’i onurlandıran bir dini tören sırasında altın tellere sarılarak bilinçli olarak bu noktaya koyulmuş olabilir.”
Yerleşim, alanda yazının kullanıldığı dönemden öncesine tarihleniyor; bu durum, kasenin tam olarak ne için kullanıldığını saptamayı zorlaştırıyor. Tarihöncesi yerleşim, günümüz Avusturya’sının Ebreichsdorf adlı kasabasının altında yatıyor ve kazılar, alanda bir tren istasyonu inşaatının başlamasından hemen önce düzenleniyor.
Yaptıkları kazılar sırasında arkeologlar; yerleşimin günümüzde kurak fakat bir zamanlar bataklık olan güney bölümünde hançerler, iğneler ve bıçakların da dahil olduğu neredeyse 500 adet bronz nesne buldular. Bu nesnelerin hiçbiri zarar görmemiş; bu durum, bataklığın kırılmış eşyaların atıldığı bir çöplük olarak kullanılmadığı anlamına geliyor.
“Bunun yerine bu nesneler, muhtemelen ritüeller sırasında suya atılmışlardı.” diyor Sip. “Kazılar tamamlandıktan sonra alan, Avusturya Federal Demiryollarına teslim edilecek.” Alanda yapılan kazılar ve analizler henüz devam ediyor. Altın kase yakın bir zaman içinde Viyana’daki Kunsthistorisches Müzesi’nde sergilenecek.
Live Science. 14 Ekim 2021.
You must be logged in to post a comment Login