Yapılan çalışma, soyu tükenmiş kuzenlerimiz Denisovalıların “dünyanın çatısına” yaklaşık 160.000 yıl önce ulaştığını öne sürüyor.
Tibet Platosu, uzun zamandır dünyanın dört bir yanına göç eden insanlar tarafından iskan edilen son yerlerden biri olarak kabul edildi.
Yeni bir makale, soyu tükenmiş kuzenlerimiz Denisovalıların “dünyanın çatısına” yaklaşık 160.000 yıl önce – türümüzle ilgili önceki tahminlerden 120.000 yıl önce – ulaştığını ve hatta yüksek irtifaya uyum sağlamamıza katkıda bulunduğunu vurguluyor.
Trends in Ecology & Evolution dergisinde bu ay çevrimiçi olarak yayınlanan makale, arkeolojik ve genetik kanıtlara birlikte incelemenin, bölge halkının tarihini yeniden yapılandırmak için önemli ipuçları sağladığını öne sürüyor.
(Filipinler’deki İnsanlar, En Çok Denisovalı DNA’sına Sahip)
Denisovalılar, bir zamanlar Asya’ya yayılmış olan arkaik homininlerdi. Bölgedeki erken modern insanlarla birkaç üreme örneğinden sonra, melezleşmelerinden biri Tibetlilerin hayatta kalmasına ve yüksek irtifalara yerleşmesine fayda sağladı.
Bu sonuçlar, Tibet’te 4.600 metrenin üzerindeki bir arkeolojik alanın kazılarına katılan doktora öğrencisi Peiqi Zhang ile Denisovalı ve diğer insan DNA’larını inceleyen doktora sonrası araştırmacı Xinjun Zhang’ı şu soruyu sormaya yönlendiren bulgular arasında yer alıyor: Bölgenin nasıl ve ne zaman iskân edildiği hakkında ne biliyoruz?
İki bilim insanı, şimdiye kadarki arkeolojik ve genetik keşifleri entegre ederek, Tibet Platosu’nda insan yayılımı ve yerleşimine dair kanıtların bir incelemesini gerçekleştirdi. Peiqi Zhang, “Makalemizden önce, her iki alanı, özellikle eşit bir vurguyla bir araya getiren kapsamlı bir inceleme eksikliği vardı.” diyor.
Dört iskan dönemi
Arkeolojik araştırmalar, yaklaşık 160.000 yıl önce Denisovalılarla başlayan ve yaklaşık 40.000 yıl önce, 16.000 yıl önce ve 8.000 yıl önce başlayan üç insan dönemi tarafından takip edilen dört ana iskan dönemi gösteriyor.
Peiqi Zhang, “Arkeolojik kanıtlara dayanarak, bu iskan dönemleri arasında boşluklar olduğunu biliyoruz. Ancak Tibet Platosu’ndaki arkeolojik çalışmalar çok sınırlı. Buz Devri’nin sonlarından beri insanların sürekli olarak burayı iskan etmiş olma olasılığı var, ancak bunu doğrulamak için yeterli veri bulamadık.” diyor.
Denisovalılar ilk olarak 2010 yılında Sibirya’daki Altay Dağları’ndaki bir mağarada bulunan bir kızın parmak kemiğinden elde edilen DNA’ya dayanarak tanımlandı. DNA’sı, yaşayan popülasyonlarda kandaki oksijen taşınmasını iyileştirdiği bilinen Endotelyal Pas1 (EPAS1) genine oldukça benzer bir haplotip taşıyordu. Günümüzde çoğu modern Tibetli insan da EPAS1 geninin yüksek frekansını taşıyor.
2019 yılında Tibet Platosu’ndaki bir mağaradan alınan bir çene kemiği geçici olarak Denisovalı olarak tanımlandı, ancak bu çenenin aynı geni taşıyıp taşımadığı belirlenemedi. Peiqi Zhang, “Denisovalıların bu noktada Tibet Platosu’nun hipoksisine adapte olup olmadığını bilmiyoruz.” diyor.
Platodaki Denisovalıların biyolojisi ve davranışları hakkında çok az şey biliniyor.
Xinjun Zhang, genetik çalışmaların Asyalıların ve Okyanusyalıların (Avustralya, Yeni Zelanda, Melanezya, Mikronezya ve Polinezya halkı) farklı miktarlarda Denisovalı DNA’sını miras aldıklarını gösterdiğini söylüyor.
“Bu durum, melezleşmenin, bugün gördüğümüz yerel popülasyonların daha fazla bölünmesinden önce, Asya’da bir yerde Asya soylarında meydana geldiği anlamına gelebilir.”
Ve bu bir kereden fazla olmuştu. Xinjun Zhang, “Genetik çalışmalardan, Tibetliler de dahil olmak üzere tüm Doğu Asyalıların, iki farklı Denisovalı grupla iç içe geçtiğini ve bu tür olaylardan birinin Doğu Asyalılara özgü olduğunu (ve diğerinin diğer Güney Asyalılarla paylaşıldığını) saptayabiliriz.” diyor.
“Tüm Doğu Asyalılar aynı kalıpları gösterdiğinden, bu melezleşme olayının (Doğu Asyalılara özgü olan) plato yerine ovada bir yerde olduğuna inanmak için nedenlerimiz var.”
Araştırmacılar, gelecekteki keşiflerle test edilebilecek bilim insanları için bir çerçeve olarak Tibet Platosu’nun iki insan iskanı modelini öneriyor:
Her iki modelde de Denisovalılar, EPAS1 haplotipini modern insanlara yaklaşık 46.000 ila 48.000 yıl önce aktarmış olabilir.
Antropoloji doçenti ve makalenin yazarlarından Nicolas Zwyns, “Asıl soru, tüm yıl boyunca orada kalıp kalmadıkları, bu da biyolojik olarak hipoksiye adapte oldukları anlamına gelir. Yoksa tesadüfen orada bulundular ve sonra ovalara geri mi çekildiler yoksa ortadan kayboldular mı?” diyor.
Denisovalıların neslinin ne zaman tükendiği belli değil, ancak bazı araştırmalar bunun sadece 20.000 yıl kadar önce olabileceğini öne sürüyor. Zwyns, “Yüksek irtifaya adapte olup olmadıklarını bilmesek de, bazı genlerinin bize aktarılması, türümüzün hipoksiye adapte olması için binlerce yıl sonra oyunun kurallarını değiştirecektir. Bu benim için harika bir hikaye.” diyor.
UC Davis. 7 Aralık 2021.
Makale: Zhang, P., Zhang, X., Zhang, X., Gao, X., Huerta-Sanchez, E., & Zwyns, N. (2021). Denisovans and Homo sapiens on the Tibetan Plateau: dispersals and adaptations. Trends in Ecology & Evolution.
You must be logged in to post a comment Login