Kaçırmış olanlar için 2024 yılının Mart ayında, Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken arkeolojik keşifleri bu listede derledik.
Yiyecek ve su yoluyla ve aynı zamanda öpüşme gibi temas yoluyla meydana gelen bakteriyel zehirlenme, Neolitik insanlar için çok tehlikeliydi.
Antropologlar, kemik yapılarındaki mikroskobik desenler aracılığıyla arkeolojik kalıntılardaki anemiyi tespit etmenin bir yolunu geliştirdi.
Arabistan'ın doğusunda yaşayan insanlar yaklaşık 5.000 yıl önce bölgede tarımın ortaya çıkmasından sonra sıtmaya karşı direnç geliştirmiş.
3.500 yıl önce Nubia'da yaşamış bir kadının iskeletinde bulunan lezyonlar, bilinen en eski romatoid artrit vakasını ortaya koyuyor.
Neandertal kemikleri, tüberkülozdan muzdarip olduklarını ve bunun onların yok oluşuna katkıda bulunmuş olabileceğini ortaya koyuyor.
Antik Roma iklimi üzerine yapılan yeni bir çalışmada, soğuk dönemlerin ve şiddetli salgın dönemlerinin örtüştüğü anlaşıldı.
2.000 yıl önce Brezilya'da ölen insanların kemiklerinde, frengiye yol açan patojen Treponema pallidum'un genetik materyali keşfedildi.
Antik DNA çalışmasına göre, multiple skleroz (MS hastalığı) riski taşıyan gen varyantlarını Tunç Çağı'ndaki Yamnaya halkı yaydı.
Antik çağlardan veba salgınlarıyla ilgili birçok kayıt, Akdeniz'e ulaşan salgınların kaynağı olarak Mısır'ı gösteriyor. Peki bu doğru mu?
Kleopatra gerçekten bir yılan tarafından ısırılmış ya da herhangi bir hastalıktan etkilenmiş olsaydı muhtemelen Mısır'da emin ellerde olurdu.
İnsanlar uzun süredir birbirini öldürmek için yaratıcı yöntemler geliştiriyor ve bunların birçoğu doğal dünyanın yıkıcı güçlerine dayanıyor.
Herkes kaka yapar, ancak bu kakanın sadece bir kısmı fosilleşerek koprolitlere dönüşür ve bilim insanlarına bol miktarda veri sunabilir.
Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan kemiklerden neler öğrenebildiğimiz üzerine antropolog Prof. Dr. Handan Üstündağ ile röportaj gerçekleştirdik.
Denisovalı genlerimiz suçlu: Anoreksiya nervoza, hiperaktivite, otizm spektrum bozukluğu, bipolar, depresyon, obsesif kompulsif ve şizofreni.
Antik Mısırlı bir kadının pelvisinde, dişleri olan bir yumurtalık tümörü vardı ve olası bir tılsımlı nesneyle birlikte gömülmüştü.
Tarih kitaplarına göre bu salgın, sağlıklı yetişkinleri de, en az bünyesi zayıf veya hasta olanlar kadar, hatta onlardan daha fazla etkiliyordu.
İspanya'nın kuzeyindeki Marcenejas Mağarası'nda bulunan bir kafatası üzerinde yapılan incelemede tümöre dair kanıtlar ortaya çıktı.
1.200 yıl önce ağır bir kabızlık geçirerek ölen adamın kalın bağırsağı, normal çapının altı katına kadar şişmişti.
Bolivya'da keşfedilen mumyalanmış bir kadın, yaygın olarak Vadi Ateşi olarak bilinen bir mantar enfeksiyonundan muzdarip olabilir.