Neolitik kemiklerin analizi, vebaya neden olan Yersinia pestis bakterisinin pandemilere değil, izole enfeksiyonlara yol açtığını gösteriyor.
Antik mumyalar, bugün hâlâ insanlara geçebilecek patojenler içeriyor mu ve bunun için endişelenmeli miyiz?
Roma Hamamları, antimikrobiyal dirence karşı küresel mücadelede kritik öneme sahip olabilecek çeşitli mikroorganizmalara ev sahipliği yapıyor.
Yiyecek ve su yoluyla ve aynı zamanda öpüşme gibi temas yoluyla meydana gelen bakteriyel zehirlenme, Neolitik insanlar için çok tehlikeliydi.
Gıda üretiminde kullanılan bakteri ve mantarların genomları, ekinlerde ve çiftlik hayvanlarında da görülen evcilleştirme belirtileri taşıyor!
Çiftçiliğe geçiş sırasında oral biyomda meydana gelen değişiklikler, modern zamanda meydana gelen değişiklikler kadar çarpıcı değildi.
Araştırmacılar, 12.000 yıl önce Sibirya’dan Amerika’ya yapılan göçleri insanların vücudunda yaşamış bakterileri inceleyerek takip edebildi.
1.000 yıllık insan dışkıları, bağırsağımızdaki bakteri ekosisteminin işlenmiş gıda ve antibiyotik tarafından nasıl değiştirildiğini gösteriyor.
Neandertal dişlerindeki bakteriler üzerine yapılan çalışma, çok fazla kök, kabuklu yemiş ve nişastalı gıda ile beslendiklerini gösteriyor.
Neandertaller, primatlar ve insanların ağız mikrobiyom rekonstrüksiyonu oluşturuldu ve insan evrimi hakkında beklenmedik sonuçlar çıktı.
Yaklaşık 50.000 yıl önce bir grup Neandertal, İspanya'nın Valencia kentinin güneyindeki kayalık bir yamaçta yaşadı ve dışkısını bıraktı.
Yeni araştırma, Da Vinci'nin çizimlerinin başka bir karmaşık yönünü ortaya çıkardı; çalışmaların üzerindeki yaşam formlarının gizli dünyası.
Göz enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan 1000 yıllık formül, antibiyotik direnci ile mücadelede farklı bir yol gösterebilir.
Domuz gribi ve salmonella yüzünden domuzları suçladık, ancak büyük ihtimalle bu bakteriler insanlardan domuzlara geçmişti.
Uygarlığın en yayılımcı katillerinden olan veba, binlerce yıl boyunca insanların bilgisi olmadan onları takip etti.
Kurbanlar üzerinde yapılan genetik araştırmaya göre veba bakterisi, Avrupa’da bilinmeyen bir kaynakta 14. ve 17. yüzyıllar arasında varlığını sürdürmüş olabilir.
Jüstinyen Vebası ile başlayan Birinci Pandemi sırasında daha önce bilinmeyen bir Yersinia pestis çeşitliliği olduğu ortaya çıkarıldı.
Antik Mısır mezarında keşfedilen 3.200 yıllık peynirin, şimdiye kadar bulunan en eski katı peynir olduğu düşünülüyor.
Uluslararası bir araştırma ekibi, frengi hastalığına yol açan Treponema pallidum bakterisine ait ilk antik genomları belirledi.
Türlerin nesiller boyunca kademeli olarak değiştiği fikri biyolojinin mihenktaşı. Peki bunun gerçek olduğunu nasıl bileceğiz?