Orta Doğu’da Tehlike Altındaki Arkeolojik Alanlar Belgeleniyor

“Tehlikedeki Arkeoloji” isimli yeni başlatılan bir proje, belki de dünyada arkeolojik kalıntılar açısından en önemli bölgeler olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki arkeolojik mirasın bir kaydını tutmayı amaçlıyor. Bu arkeolojik miras, büyük ve sürekli nüfus patlamasının, tarımsal kalkınmanın, kentsel genişlemenin, savaş ve yağmanın gittikçe büyüyen tehdidi altında. Proje Oxford ve Leicester Üniversiteleri’nde başlatıldı.

Araştırmacılar Orta Doğu ve Kuzey Afrika boyunca bulunan en tehlikedeki ve sıklıkla belgelenmemiş arkeolojik alanları kayıt altın almak ve daha sonra tekrar gözlemlemek için, Google Earth’e benzer uydu görüntüleri ve hava fotoğrafları kullanıyorlar.

Prof David Kennedy, Ürdün’deki arkeolojik alanları fotoğraflamaya hazırlanıyor

Neredeyse bütün arkeolojik kalıntılar toprak ya da taştan yapılmış, ve havadan görülebiliyorlar. Kaydedilen kalıntılar arasında tarih öncesinden 20. yüzyıla kadar farklı dönemlere tarihlenen mezar yapıları, yerleşimler, kaleler, kasabalar, şehirler, ve tarım ve sulama sistemleri bulunuyor.

Fotoğraflama çalışmasının yapıldığı birçok ülke devam eden çatışmalar ve anlaşmazlıklar yüzünden karadan ulaşılamaz durumda. Ürdün’de  Profesör David Kennedy ve Dr Robert Bewley tarafından yapılan son çalışmalar, şimdiden, burada kalkınma ve büyümenin ölçeğini ve şiddetini gözler önüne serdi. Bu çalışmalar ayrıca, kullanılan metodolojinin işe yaradığını da gösterdi. Bunun üzerine bu metodoloji bölgede daha geniş ölçeklerde uygulanmaya başlandı.

Oxford Üniversitesi’nden Proje Direktörü Dr Bewley, “Bu heyecan verici proje, bölgenin en önemli arkeolojik alanlarına tehditlerin daha önce görülmemiş bir hızda arttığı bu zamanlarda oldukça vakitli oldu. Şimdi harekete geçmezsek durum çok daha ciddi bir hal alacak” dedi.

Şam, Suriye’deki caminin öncesi ve sonrası. Haziran 2011 – Mayıs 2013

Araştırma ekibi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 3.5 milyon kadar yüksek bir sayıda arkeolojik alan olabileceğini tahmin ediyor. Bunların çoğu acil tehdit altında, ve çok daha fazlasının da gelecekte tehlike altında kalması çok muhtemel. Bu hassas arkeolojik alanların tarihi bağlamları ve şu andaki durumları ile ilgili bilgiler, hazırlanan bir herkese açık erişimli veritabanına koyulacak. Bu sayede bilgiler herkes tarafından, ama özellikle de alanların bulunduğu ülkelerdeki yerel arkeologlar ve gönüllüler tarafından kullanılabilecek.

Mümkün olduğu zamanlarda proje, arkeolojik alanların korumasıyla, sorumlu olan yerel otoritelerle, bakanlıklarla ya da kurumlarla de işbirliği yapacak. Projenin de yardımıyla, hassas arkeolojik sitleri ve alanları yönetecek ve koruyacak bir yerel muhafız ağı yaratılması umuluyor.

Profesör Andrew Wilson, “Bu proje, tehdit altındaki arkeolojik mirasın gelecekteki konservasyonu ve yönetimi için gerekli araçları ve stratejileri sağlayacak. Bu bölge tarih öncesi, Pers, Yunan, Roma ve İslami imparatorluklar dönemlerini kapsayan, dünyanın en zengin önemli arkeolojik kalıntı yoğunluğuna sahip” dedi.

Projenin web sitesi gelecek ay açılacak, ve resimler ile bilgiler yıl içinde eklenecek.

http://www.pasthorizonspr.com/

Robert Kolej’de okuduktan sonra, Kanada-McGill Üniversitesi’nde Antropoloji ve Klasik Tarih bölümlerini bitirdi. Koç Üniversitesi’nde Tarihöncesi Arkeoloji alanında yüksek lisans yaptı. 2015-2017 yılları arasında İstanbul’daki Pera Müzesi’nde koleksiyon sorumlusu olarak görev yaptı. Şu anda A.B.D.’deki Notre Dame Üniversitesi’nde doktora yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply