3 boyutlu tarama ve CT tarama teknolojisinin birlikte kullanımıyla, artık beş yaşlarında ölen bir kız mumyasını tabutundan çıkarmadan inceleyebilmek mümkün.
Kaliforniya, San Jose’deki Rosicrucian Müzesi, Antik Mısır eserlerinden oluşan geniş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Bu koleksiyonun içinde, Antik Mısır’dan küçük bir kız çocuğuna ait 2000 yıllık bir mumya da yer alıyor. Mumyanın orijinal adı bilinmemekle birlikte, bilim insanları mumyaya Antik Mısır’da “küçük” anlamına gelen “Sherit” adını verdi.
X-Ray, CT tarama ve 3 boyutlu taramadan önce, bir mumyanın içinde ne olduğunu görebilmek, yalnızca onu açarak mümkün olabilmekteydi. Bu da o mumyayı bir anlamda yok etmek anlamına gelmekteydi. 2005 yılında ise ilk kez kullanılan CT tarama sayesinde, bir mumyanın içini açmadan mumya içindeki iç sargılar, mücevherat ve kemikler gibi parçalar görünebilir hale geldi. (Kitle Turizmi Geri Dönüşü Olmayan Bir Noktada)
Bir özel şirket tarafından oluşturulan elle tutulan 3 boyutlu tarayıcı ile yapılan detaylı modellemeler, yapılan CT taramalarını bir bilgisayar programı ile birleştirdi. Uzmanlar bu sayede modellemeyi hem mumyanın içini hem de dışını kapsayacak bir şekilde oluşturmayı başardılar.
Bu görüntüleme ile birlikte, 3D tarama şirketi Artec 3D, mumyanın dış yüzeyinin şeklini, dokusunu ve rengini ayrıntılı olarak belgeleyen elle tutulan bir 3B tarama aygıtı yarattı. Şirket, detaylı, 3B taranmış dış kısmı, CT Grafikleri adlı bir bilgisayar programı kullanarak taranan iç kısım ile birleştirdi. Böylece Sherit’in gelişmiş bir dijital modeli yapıldı.
Müzeyi ziyaret eden misafirler için ise bir sunum tekniği oluşturuldu. Rosicrucian Müzesi ziyaretçileri için taramalar bir programa yüklendi, böylece müzenin iPad’ini mumya üzerine tutunca mumyanın içini iPad ekranında görebilirsiniz.
3 boyutlu ve CT taramalar, esere hiçbir zarar vermeden dijital olarak belgelemek için oldukça ideal. Artec 3D’nin CEO’su Artyom Yuhkin, 3 boyutlu tarama cihazının tıp, müzeler ve kültürel miras koruması için ideal olduğunu söylüyor. (2018’in Troia Yılı İlan Edilmesiyle Birlikte Homeros’un İpuçları Aranıyor)
Artyom Yuhkin, “Daha önce, kazı bittikten hemen sonra bilgilerin %90’ı kayboluyordu. Birçok eser bu şekilde yok edildi. Tarihi ve bilimsel malzemeleri kazarak ya da açığa çıkararak, bunları kırma ve bağlamını kaybetme riski taşırsınız. Ancak tarama ile dokunmanıza bile gerek yoktur.”
Dijital olarak yapılan bu belgeleme yöntemi araştırmacılara yeni bir inceleme deneyimi sunarken, aynı zamanda eserin araştırması sırasında oluşabilecek tahribatı da minimuma indiriyor. Bununla beraber bu tip teknolojilere adapte olmak sunum tekniklerinde de yeni deneyimlere imkan sağlıyor. (Wifi Sinyalleri ile Duvarların İçi 3 Boyutlu Modellendirebildi)
Newsweek. 3 Kasım 2017.
You must be logged in to post a comment Login