Muğla’da Anadolu Beylikler Döneminden Beçin Kazıları Devam Ediyor

Muğla’da 1980’li yıllarda başlayan Batı Anadolu beylikler döneminin en önemli merkezlerinden olan Beçin ören yerinde kazı çalışmaları devam ediyor.

İlk olarak Prof. Dr. Rüçhan Arık başkanlığında 1980li yıllarda başlamış olan kazıları 1995 yılında Prof. Dr. Hüseyin Rahmi Ünal devralmıştı. 2010 yılından itibaren Prof. Dr. Kadir Pektaş başkanlığında kazılar devam ederken, tarihi kent gün yüzüne çıkmaya devam ediyor.

Çok sayıda tarihi yapının bölgede birçok tarihi yapıda rölöve, restitüsyon ve konservasyon çalışması tamamlanırken, bazılarına ise devam ediliyor.

Milas’ın 5 km güneyinde, Ören karayolunun 5. km ilerisinde, Milas Ovası’na hâkim yaklaşık 210 metrelik bir tepenin üzerinde yer alan Beçin Kalesi, 14. yüzyılda Karia bölgesini elinde tutan Menteşe Beyliği’nin önemli bir merkezi. Beçin, burada yaşayan yerli halkın ovaya inmesiyle bugün büsbütün boşaldı. Günümüzde burada sadece birkaç aile yaşam sürüyor.

Beçin şehrinin Menteşeoğulları tarafından fetih tarihi tam olarak bilinmese de 1270’ten sonra Menteşe kuvvetlerinin Karya Bölgesine ilk esaslı nüfuzları sırasında olduğu düşünülüyor. Eski metinlerde Barçın ya da Berçin olarak geçen şehrin adı, Menteşeoğullarından İlyas Bey’in 1414 yılında Venediklilerle yaptığı bir antlaşmada Petzona olarak da geçiyor. Bu şehrin ismi bazı kaynaklarda Peçin olarak da geçiyor.

Beçin, çoğu beylikler devrinden kalma yapılarıyla, bu devrin özelliklerini ve niteliğini aydınlatacak önemli bir ören yeri. Beçin şehri, bir kale ve bu kalenin güneyinden başlayan, kalınlığı ortalama 1.20 cm olan surlarla çevrili asıl yerleşim yerinden oluşmakta. Kaleye güneyde bulunan tek bir kapıdan girilmekte. Kaleye çıkan yol üzerinde aslan kabartması bulunan bir kule egemen. Yolun güney tarafında da büyük bir sarnıç bulunmakta. Kale içinde, 20. yüzyıldan kalma evlerin dışında, kalenin doğusunda bulunan bir mabet bulunmakta. Mabetin tabanını P. Wittek Bizans döneminden kalma kilise temeli olarak tanımlıyor. Kalede ayrıca Menteşe Beyliğinden kalma küçük bir hamam da bulunmakta.

Kaleye çıkan yol, asıl girişin hizasındaki çeşmeden yukarıya doğru kıvrılarak şehir merkezine doğru uzanmakta. Bu yolun sağ tarafında tarlaların içinde ağaçların arasında kalmış büyük hamamın kalıntıları göze çarpmakta. Sol tarafta ise bir zaviye kalıntısı ile iki tane türbe görünmekte. Şehrin merkezinde Ahmet Gazi’nin yaptırdığı medrese ile tam karşısındaki Orhan Cami bulunmakta. Ahmet Gazi Medresesi’nin kuzeybatısında Bey Konağı ile Bey Hamamı, Orhan Cami’nin güneyinde Kızılhan ve batısında Kubbeli Çeşme gibi şehir merkezinde birçok yapı bulunmakta.

Merkezden uzakta güney doğu bölümde surların hemen dışında Seymenlik zaviyesi, hamamı ve zaviyenin yanında Üçgöz Hanı yer almakta. Bu yapıların dışında şehir merkezine yaklaşık 1 km uzaklıkta surların dışında bulunan Kepez mevkiinde Medrese, Cami ve Hamamdan oluşan bir külliye bulunmakta. Ayrıca Karapaşa Medresesi, Orman Tekkesi, Seymenlik Zaviyesi gibi Beçin şehrinde ayakta kalmış yapılar olduğu kadar, kazılar sırasında da gün yüzüne çıkarılmış ve çıkarılması planlanan yapılar bulunmakta.

Surlarla çevrili şehrin içinde, Türkler buraya gelmeden hemen önceki devirlere ait hiçbir ize şimdiye kadar rastlanılmamış olması, bu yerleşim yerinin Türklerle bir şehir haline geldiğini ve imar edildiğini göstermekte.

Muğla’daki Stratonikeia Antik Kenti’nde Birçok Bizans Mezarı Bulundu

Muğla’da 8.000 Yıllık İncirliin Mağarası Ziyarete Açıldı


Haber ve Fotoğraflar: Mehmet Can Meral

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login