Moğolistan’daki Altay Dağları’nda Türk kökenli olduğu düşünülen 1,100 yıllık kadın mumyası üzerinde yapılan incelemeler tamamlandı.
Muhteşem güzellikteki ‘modern’ ayakkabılarıyla bulunan kadın mumya, diğer dünyaya dört farklı kıyafet, dikiş seti, bir at ve bir koç kafasıyla beraber yolcu edilmişti.
Geçtiğimiz sene bulunduktan sonra medyada büyük yankı uyandıran Türk kökenli mumya, 1100 yıl toprak altında kaldıktan sonra arkeologlar tarafından gün yüzüne çıkarılmıştı. Şimdi ise mumyanın üzerinde incelemeler yapıldı ve temizlendikten sonra yeni fotoğrafları çekildi.
Geçtiğimiz Nisan ayında bulunan mumyanın ayakkabıları Adidas markasının tasarımlarına benzetilmişti. Ayakkabılar 1100 yıllık olmasına rağmen oldukça ‘modern’ gözüküyordu. Yerel bir modacı, ayakkabıların garip ama yine de şık olduğunu söylüyor ve “İyi kalitedeki dikişleri, parlak kırmızı ve siyah çizgileri ve uzunluğuyla oldukça şık görünüyor.” diyor.
Fakat mezarda aynı zamanda oldukça modern gözüken bir başka şey ise kadının çantasıydı. Arkeologlar bu mezarda ayrıca bir ayna parçası ve tarak ile birlikte bir de bıçak bulmuşlardı. Kadının mezarında bulunanlar arasında metal parçaları olan ve günümüze kadar oldukça iyi korunmuş bir eyer de yer alıyordu.
Moğolistan Kültür Mirası Merkezi Müdürü Galbadrakh Enkhbat, “Keçe ayakkabıları diz boyuna kadar geliyor. Tabanları deri ve parlak kırmızı şeritlerle dikilmiş. Bu çizgiler yüzünden bulgular kamuoyuna duyurulduğu zaman, üç şeritli Adidas ayakkabılarına benzetildi. Bu anlamda, özellikle de stil çok modern olduğu için etnograflar için ilginç bir çalışma konusu.” diyor.
Bilim insanları, bu kadının önemli bir kafa travması geçirdiğini açıkladı. Fakat Moğolistan’daki Altay Dağları’nda yaklaşık 10. yüzyılda ölen kadının ölümüne sebep olan şeyin, kafasına aldığı bu darbe olup olmadığı henüz netlik kazanmadı.
Aynı zamanda bu darbenin kadının düşmesiyle mi yoksa bir başkasının vurmasıyla mı oluştuğu da bilinmiyor. İlerleyen zamanlarda yapılacak araştırmaların bu sorulara açıklık getirmesi bekleniyor.
Fakat ilk incelemelere göre, mumyanın yüz kemiklerindeki darbe izinin, ölümüne neden olmuş olabileceği muhtemel gözüküyor. Kadının öldüğünde 30 ila 40 yaşlarında olduğu düşünülüyor.
Galbadrakh Enkhbat, “Mezarın içinden çıkan sonuca bakarsak, normal bir toplumsal tabakadan geldiğini tahmin edebiliriz.” diyor.
“Onunla birlikte çeşitli dikiş eşyaları bulundu. Bu sadece bizim tahminimiz ancak onun bir terzi olabileceğini düşünüyoruz.”
Arkeologlar, deniz seviyesinden 2.803 metre yükseklikte bulunan mezarda şaşırtıcı derecede güzel bir işlemeli çanta, dört farklı kıyafet, kaplar, eyer, dikiş seti ve koç kafatası dahil olmak üzere 51 eşya buldu.
“İçinde dikiş seti bulunan çantası keçeden yapılmıştı. Ayakkabılarının ve çantasının üzerinde dikilerek yapılmış süslemeler vardı. Bu süslemelerin yerel halk tarafından yapıldığına emin olabiliriz.”
Kadının Türk kökenli olduğuna inanılıyor ve bugüne kadar bu dönemlere ait günümüze kadar tam olarak ulaşabilen mezarlardan biri sayılıyor.
Uzmanlar mumyadan alınan 18 numuneye dayanarak, ilk tahmin edildiği gibi 6. yüzyıla değil, 10. yüzyıla tarihlendiğine inanıyorlar. Ancak DNA ve radyokarbon testleri hala beklenmekte.
Khovd Müzesi’nden araştırmacı B. Sukhbaatar, “Bu mezar, en azından Moğolistan’da tüm olarak bulunabilmiş ilk Türki mezar. Olasılıkla Orta Asya için de geçerli. Oldukça nadir bir bulgu. Bu buluntular bize Türklerin inanç ve ritüellerini göstermekte. Atın bilinçli olarak kurban edildiğini açıkça görüyoruz. Bu, 4-8 yaşları arasında bir kısraktı.” diyor.
Sukhbaatar, “2015 yılında bu bulguyla karşılaştığımızda mezar nispeten sağlamdı. Ancak 2016’da mezarın bazı bölümleri açılmış, otlak hayvanları bir kısmını yemiş ve ekibin bulguyu kazmasına ve onu Khovd Müzesi’ne götürmesine neden olmuştu.”
Yüksek rakım ve bunun sonucundaki soğuk hava, mezarın korunmasına yardımcı oldu, ancak vücut da beyazdan koyu kahverengiye değişen renkte, koyu, yapışkan bir katran benzeri madde olan Shilajit ile kaplandı. Kadının vücudu, atın bedeni gibi keçeyle kaplanmıştı.
Galbadrakh Enkhbat, “Mezar serin bir ortama gömüldüğü için, kumaş ve keçeler biyolojik bir reaksiyona girmedi. Bu eşyalar sanki daha dün kullanılmış gibi yeni gözüküyordu.”
Mumya şu anda Moğolistan Ulusal Müzesi’nde sergileniyor.
IB Times. 12 Nisan 2017.
You must be logged in to post a comment Login