Modern İnsan Avrupa’ya Dolambaçlı Yollardan Gitmiş

Elverişli iklim koşulları, Homo sapiens’in Afrika’dan Avrupa’ya göç ederken Levant bölgesindeki hareketlerini doğrudan etkiledi.

Petra yakınlarındaki bölge. C: Pixabay

İlk adımda, modern insanlar Akdeniz sahilleri boyunca yerleştiler. Sonra, Sinai Çölü ve Ürdün Vadisi’nin doğusuna yayıldılar.

Bulgular, Collaborative Research Centre “Our Way to Europe’ (CRC 806) arkeolojik araştırmasının bir sonucuydu.

10 yıldan uzun bir süredir ekip, Ürdün’deki Petra Antik Kenti yakınlarındaki Al-Ansab 1 bölgesinde bulunan tortu, polen ve arkeolojik eserleri analiz ediyor. Amaç, insanların yayıldığı dönemde hakim olan çevre koşullarını anlamak.

Çalışmanın baş yazarı Profesör Jürgen Richter, “Elverişli iklim koşullarının varlığı, bölgedeki insan varlığının sürekliliğini sağlamlaştırdı.” diyor.

(Toz, Afrika’dan Göç Eden İnsanları Yönlendirmiş Olabilir)

Anatomik açıdan modern insanların Afrika dışındaki başarı hikayesi, yaklaşık 100.000 yıl önce İsrail’deki Qafzeh ve Skhul gibi bilinen bölgelerde başladı. Ancak bu erken kayıtlar, Levant’a doğru giden kısa ve geçici bir genişlemeyi açığa çıkarıyor. Bölgedeki kalıcı yerleşimler, bilim insanlarına göre, yalnızca yaklaşık 43.000 yıl öncesine dayanıyor. “Erken Ahmar” dönemi sırasında, modern insanlar kademe kademe Levant boyunca, yani Asya ve Avrupa’ya giden yolda yayılıyordu.

Elverişli iklim koşulları, kalıcı insan yerleşimleri oluşabilmesi için ön koşullardı. Geniş bir ölçekte bunun gerçekleşebilmesi, Lisan Gölü’nün varlığı ile açıklanıyor. Bu tatlı su gölü, günümüz Ölüdeniz’inde bulunuyordu. Ancak, daha geniş bir bölgeyi kaplıyordu ve daha büyük bir su kitlesine sahipti. Suyun çoğu, yalnızca son Buzul Çağı’nın bitişi ile buharlaştı ve geriye bugün Ölüdeniz olarak bilinen hipersalin (deniz suyundan daha tuzlu) su kütlesi kaldı.

Küçük bir ölçekte bile, bilim insanları elverişli iklim koşullarını ayırt edebiliyor: Köln ve Aachen Üniversiteleri’nden jeo-arkeoloji ekipleri, Al-Ansab 1 bölgesini inceledi. Günümüzde, bu bölgenin içinde bulunduğu Wadi Sabra, mevsimsel ve ani seller ile mücadele ederken, jeomorfolojik ve arkeolojik araştırmalar yerleşimlerin gerçekleştiği dönemlerde, koşulların daha az eroziv olduğunu, sürekli ıslaklık olmadığını ve insan varlığına izin verdiğini gösteriyor.

“Bu durum, insanların Akdeniz kıyılarından eskiden kuru olan Negev Çölü ve Ürdün Vadisi’nin doğusuna yayılmasına olanak tanıdı. Açık arazide ceylanları avladılar; bu, bölgedeki pek çok alanda bu dönemde avlandığının kanıtlarını bulduğumuz bir av hayvanı.” diyor Richter.

“İnsanlar Afrika’dan Levant ve daha sonra Avrupa ve Asya’ya istikrarlı adımlarla yayılmadılar, önce Akdeniz kıyılarına yerleştiler.”

Al-Ansab 1 alanı çevresindeki bölge, bu nedenle Homo sapiens’in yolunda bir sıçrama tahtasıydı: bu yol, Avrupa kıtasına dümdüz ilerleyen bir yolculuk değil, daha çok, insanlar ve çevre arasındaki karmaşık etkileşimler tarafından yönlendirilen bir yolculuktu.


University of Cologne. 14 Ekim 2020.

Makale: Richter, J., Litt, T., Lehmkuhl, F., Hense, A., Hauck, T. C., Leder, D. F., … & Al-Nahar, M. (2020). Al-Ansab and the Dead Sea: Mid-MIS 3 archaeology and environment of the early Ahmarian population of the Levantine corridor. PloS one, 15(10), e0239968.

Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi lisans ve yüksek lisans mezunu. Serbest avukatlık ve yeminli tercümanlık yapıyor. Mitoloji, tarih, dil ve arkeolojiye, özellikle sualtı arkeolojisine ilgi duyuyor.

You must be logged in to post a comment Login