Bir zamanlar Aztek İmparatorluğu’nun kutsal tapınaklarına ev sahipliği yapan Meksiko’nun merkezinde, 500 yıldan daha önce gömülmüş ve en güzel Aztek altınlarıyla özenle süslenerek kurban edilmiş bir kurt bulundu.
Altın süslemelerin kalitesi ve sayısı oldukça sıradışı ve sembolik bir kolye, burun halkası ve göğüs levhası gibi 22 adet tüm parça içeriyor. Ayrıca bu parçaların hepsi altından ince levhalardan yapılmış.
Taş bir kutu içinde muhafaza edilen bu eserler, geçtiğimiz sene başkentin hareketli ana meydanı Zocalo’nun yakınında, sömürge döneminden kalma Roma Katolik katedralinin arkasında ve bir zamanlar en önemli Aztek tören tapınağını olan günümüzde Templo Mayor olarak bilinen alanda keşfedildi.
(Meksika’da Bulunan Kafatası Kulesi Aztek Ritüellerini Gösteriyor)
Arkeolog Leonardo Lopez, alanın etrafında yaklaşık 40 yıl süren kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan 205 ölü hediyesini kastederek,“Şüphesiz, şimdiye kadar keşfedilen en büyük ve en ince altın parçaları burada.” diyor.
Lopez’e göre, aşağı yukarı 8 aylık yaşlı bir kurdun öldürülmesinden çok zaman geçmeden, onun altınlarla süslenmesinin yanı sıra, Atlantik okyanusundan gelen kabuklu bir kemer giydirilmişti. Daha sonra Aztek rahipleri tarafından bir çakıl taşı tabakasının üstünde bir taş kutuya dikkatlice yerleştirilmişti.
Yüzü batıya bakar vaziyette gömülen kurt, Azteklerin savaş ve güneş tanrısı Huitzilopochtli’yi simgeliyordu. Kurtların, ölmüş savaşçıları öteki dünyada tehlikeli bir nehrin üzerinde yönlendirerek yardım ettiğine inanılıyordu.
Templo Mayor, 1521 İspanyol Meksika fethinden sonra, Aztek başkenti Tenochtitlan’ın geri kalanıyla birlikte yıkılmadan önce 15 katlı bir bina kadar yüksek olmalıydı.
Eserler, aynı zamanda Aztekler için manevi anlam taşıyan hava, kara ve denizden gelen ve bir zamanlar yaşayan diğer katmanlar ile doluydu.
(Azteklerin Korkunç Kafatası Masklarının Sırrı Çözüldü)
Harvard Üniversitesi’nden din tarihçisi ve Aztek akademisyeni David Carrasco, “Yaptıkları şey, yaşadıkları çevreyle iletişim kurmaktı çünkü hayatın bir hediye olarak verildiğini biliyorlardı.” diyor.
Bir zamanlar alanı kaplayan iki binanın yıkılmasından sonra alanda yoğun bir şekilde kazılar başladı. Söz konusu kutu, 1900 yılında bir kanalizasyon hattının yanına konulduğu için hasar gördü. Lopez, “Eğer şehir çalışanları bu kutuyu fark etseydi, içindeki şeylerden hiçbir iz kalmayacaktı. Eğer altın nesneleri görselerdi onları hemen yağmalarlardı.” diyor.
Kendilerini “Mexica” olarak nitelendiren Aztekler, altına değer veriyorlardı ve neredeyse tüm tedarikleri İspanyollar tarafından yağmalanmıştı. İspanyolar bu altınları Avrupa’ya daha kolay taşıyabilmek için eriterek külçe haline getirmişti. Quetzal kuşlarının tüylerinden ve yeşimtaşlarından yapılmış nesneler ise İspanyollar tarafından daha da değerli kabul edildi.
Quetzal kuşları Orta Amerika’ya özgü kuşlardı ve erkekleri Aztekler için özellikle değerli olan uzun, parlak yeşil bir kuyruk tüyüne sahipti.
Altın kurt, imparatorluğu günümüzdeki Guatemala kadar güneye genişleten Meksiko’nun en güçlü ve korkulan hükümdarı olan Kral Ahuitzotl’un 1486-1502 hükümdarlığı sırasında gömülmüştü. Ahuitzotl hükümdarlığı özellikle bu genç kurtların kaderini açıklayabilecek kadar acımasızdı.
Lopez, tıpkı yakalanan savaşçıların Aztek tapınaklarının kanla ıslatılmış platformlarında ritüel eşliğinde öldürülmesi gibi, hayvanın kalbinin, kurban ritüelinin bir parçası olarak çıkartıldığı teorisini doğrulamak için kaburgalarına testler yapılacağını söylüyor.
Carrasco’ya göre bu sıradan bir şiddet değildi.
“Bu insanlar sadece bu şeyleri öldürmedi. İnsanları sadece öldürüp bir kenara atmadılar. Onlar için özenli, sembolik bir işlem uyguladılar çünkü temsil ettikleri varlığın, tanrının varlığını beslemesi gerektiğini biliyorlardı.”
Reuters. 7 Temmuz 2017.
You must be logged in to post a comment Login