Leonardo da Vinci Haritalamayı Sanattan Bilime Dönüştürdü

Leonardo, matematik ve ölçüm yeteneklerini kullanarak, İtalyan şehri Imalo’da bugün bile gezinmek için yeterli olan doğru, güzel ve pratik bir harita oluşturdu.

“Imola Haritası” bugün sanatçının memleketi Vinci, İtalya’daki Leonardiano Müzesi’nde korunmaktadır. Doğru ve kesin olmasının yanında, Leonardo’nun devrim niteliğindeki bu haritası sanatçının içgüdülerini de ortaya koyuyor. Pusula çizgilerinin ve kare kare ayrılmış sokakların aksine, altta görülen Santerno Nehri kıvrımlı, serbest akış formunda olarak gösterilmiş. C: DEA

16. yüzyılın başında Leonardo da Vinci Floransa’ya, neredeyse 20 yıl sonra, Milano Dükü Ludovico Sforza’nın maiyetindeyken döndü. 1485 civarında henüz 50 yaşına bile girmemişken, yenilikçi bir mancınık tasarımı ve The Last SupperSon Akşam Yemeği (1495-98) tablosu da dahil olmak üzere bilimsel dehası ve birçok sanatsal başarısıyla ünlenmişti. Pratikliği ve gözlemi harmanlamayı başarabilen Leonardo, sapere vedere (Latince’de nasıl göreceğini bilmek anlamına gelir) ilkesini birçok alana uyguladı.

(Leonardo Da Vinci’nin Yaşayan Akrabaları Bulundu)

Papa VI Alexander’ın hevesli oğlu Cesare Borgia, 1502’de Leonardo’yu işe aldı. Leonardo’ya verilen ilk görevlerden biri Bologna yakınlarındaki Imola şehrinin bir haritasını oluşturmaktı. Borgia, kenti 1499’da ele geçirmişti. Hendeklerle donatılmış olan bu müstahkem kale, karizmatik genç komutan için önemli bir fetihti. Şehri kontrol etmek, coğrafyasını ve önemli yer ve bölgelerini bilmeyi gerektiriyordu. Borgia, bunu yapmak için haritayı Leonardo’nun parlak zihninden görmeyi istiyordu. 

Kutupsal görüş

16. yüzyılda şehir haritaları genellikle sembolik olma eğilimindeydi, bu haritalarda ibadethanelerin boyutları oldukça abartılmıştı. Leonardo’nun “Imola Haritası”, yeryüzünü gerçekçi bir biçimde yansıtmayı ve daha kullanışlı bir harita sağlamayı amaçladığı için bu gelenekten tamamen ayrılıyordu.

Leonardo, bir kentin haritasının kutupsal koordinatlar kullanılarak çıkarılabileceğini öne süren Floransalı hümanist Leon Battista Alberti tarafından geliştirilen bir haritalama tekniği kullandı. Alberti’nin tekniğiyle başlayarak Leonardo, daha sonra bu tekniği kendine göre uyarlayarak belirli yerler arasında daha doğru mesafeler, oranlar ve ilişkiler yakaladı.

(Antik Haritalarda Gerçekte Var Olmayan Adalar Görünüyor)

Kentin meydanı merkez olarak alındı ve karelajın ortasına sabitlendi, pusulanın sekiz ana yönü de merkezden çevreye yayıldı. Tarihçiler, Leonardo’nun bu merkezi noktadan başlayıp sokakları ve belirli yerleri ölçmek için bir pusula ve mil sayacı kullanarak veri topladığına inanıyor. Haritanın geri kalanını ise, geometri bilgilerini kullanarak doldurmayı başarmıştı.

Yukarıdaki görselde görebileceğiniz gibi Leonardo’nun teknikleri, belki de günümüzde kullanılan en bilindik harita çeşidi olan, bugün haritacıların iknografik dediği, verileri kullanarak “düzleme aktarılmış bir şehri” doğru bir şekilde göstermek için kullanılan ilk haritayı oluşturdu.

Leonardo’nun ölçümleri günümüzde de geçerli olmaya devam ediyor: Tarihçilere göre, “Imola Haritası” 500 yıl sonra bile, şehirde bir tur atmak isteyenlere rehber olabilir.


National Geographic. 21 Mayıs 2020.

Hacettepe Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık lisans öğrencisi. İnsanı konu alan her şeye meraklı, yüksek lisansını Sosyoloji alanında yapmak istiyor.

You must be logged in to post a comment Login