Beyşehir Gölü’nün çekilmesi sonucu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat için inşa edilmiş yazlık sarayın yeni bölümleri ortaya çıktı. Ancak kısmen ayakta kalmış tek Selçuklu Sarayı olan Kubadabad Sarayı’nın restorasyonu için yapılması gereken çalışmalarda fon eksiliği nedeniyle saray kendi kaderine terkedilmiş durumda.
Çanakkale 18 mart Üniversitesi’nden Profesör Rüçhan Arık, restorasyon için bir miktar fon sağlandığını ancak bunun yeterli olamayacağını, geçen zaman içinde tahribatın büyüyeceğini ve bu nedenle en kısa sürede restarosyonun başlaması gerektiğini belirtti.
Daha detaylı ve özverili çalışabilmek için gerekli olan herşeyin fonlara bağlı olduğunu ve mevcut fonla ancak bir aylık bir çalışma yapılabileceğini sözlerine ekledi.
2013-2014 kazı sezonunda önemli yeni yapı kalıntılarına rastlandı. Bu yapılar kayıkhane ve tershaneden oluşmakta.
Osmanlı saray mimarisinin öncüsü olduğu düşünülen sarayda yapılan son araştırmalarda, sarayın batı yakasında işlevi daha çözülememiş “küçük saray” olarak adlandırılan bir yapı bulundu. Ayrıca 35 senedir bölgede devam eden araştırmalarda 15 farklı yapı ortaya çıkarıldı ve restore edildi.
Şuan için “Küçük Saray” ve “Büyük Saray” olarak adlandırılan yapıların restorasyon ve konservasyon çalışmaları onaylanmış durumda.
Geçen kazı sezonunda bulunan tersanenin şu ana kadar bulunan ilk göl tershanesi olduğu bilinmektedir. Bu keşif üzerinden, Selçuklu ekonomisinde su taşımacılığının ne kadar önemli bir yer tuttuğu anlaşılmaktadır. Ayrıca Beyşehir Gölü havzasının yoğun bir göl trafiğine de sahip olduğunu düşündürtmektedir. Olasılıkla dönem insanlarının bu saraya ulaşmak için gölü kullandığı düşünülmektedir.
Dönem hakkında önemli bilgiler sağlayabilecek bu sarayın derhal restore edilmesi ise oldukça önemli. Sarayın sağ yanında bir iskelenin ve Gürlevi denilen bir Selçuklu barajının olduğu düşünülüyor.
Sarayda ortaya çıkarılan daha pek çok alan ve yapı kalıntısı bulunmakta ve bu yapıların yok olmadan restore edilmesi gerekmektedir. Selçuklu mimarisinin taklidi bile denemeyecek “Kitsch”’lere harcanan paraların ufak bir kısmıyla bile gerçek Selçuklu mirasına sahip çıkılabileceği ise oldukça aşikardır.
Keçi-Balık Petroglifi, Oğlak Burcunun Mısır’daki Kökenini Gösteriyor
Gladyatör Hayranları, Antik Dünyanın Futbol Fanatikleri miydi?
Gladyatör II Filmindeki ‘Deniz Savaşı’ Gerçekten Yaşandı mı?
Afyon’daki Aslankaya Anıtı’nın 2.600 Yıllık Yazıtı Nihayet Çözüldü
Karabük’te Süleyman Peygamberi Tasvir Eden Kolye Ucu Bulundu
You must be logged in to post a comment Login