9. ve 15. yüzyıllar arasında güneydoğu Asya’nın büyük bir bölümüne hükmeden Khmer imparatorluğu, 163 hektarlık alanıyla dünyanın en büyük dini anıtını inşa etmişti. Günümüzde Kamboçya, Laos, Tayland, Vietnam, Myanmar ve Malezya ülkelerinin topraklarında egemenlik kuran Khmer imparatorluğunun yıkımı ise hala büyük bir sır.
Khmerler, Güneydoğu Asya’nın en güçlü imparatorluklarından hinduizmin hüküm sürdüğü imparatorluk topraklarında pek çok tapınak inşa etmişti. Bunlardan en ünlüsü ise başkentlerinden biri olan Angkor’da bulunan Angkor Wat.
Angkor Vat, 9. ve 15. Yüzyıllar arasında varolan ve güneydoğu Asya’nın çoğuna hükmeden Khmer imparatorluğunun başkentinin kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Bir süre boyunca Angkor, dünyanın en büyük şehirleri arasındaydı. Angkor tapınakları ince oymalarıyla dolu mimarisiyle ve sanatıyla ünlü. Tapınaklarda, apsaras olarak bilinen yarı-çıplak ruhların da oymaları bulunuyor. Angkor Vat, yapılar arasında en büyük ve en iyi korunmuş olanı.
Kamboçya’daki Angkor Vat tapınak-şehri, turistlerin Asya’da en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olmanın yanında, Güneydoğu Asya’nın çoğuna hükmeden Khmer İmparatorluğu’nun başkentiydi. Ormanların ortasında bulunan Angkor, Hindu tanrısı Vişnu’ya adanmıştı.
Kamboçya’da ormanın içine gömülmüş Beng Mealea Tapınağı da burada bulunan irili ufaklı birçok tapınaktan biri. Tapınağın tam tarihi bilinmese de Angkor Wat’a özdeş mimari stiliyle tarihlendirilebiliyor. Bu nedenle araştırmacılar 12. yüzyılın başında Kral II. Suryavarman döneminde inşa edildiğini düşünüyor. Kralın ana anıtı olan Angkor Wat’dan daha küçük olan Beng Mealea, yine de Khmer imparatorluğunun büyük tapınakları arasında yer alıyor ve ormanla bütünleşmiş haliyle günümüzde binlerce turisti ağırlıyor.
1000 yıldır kaderine terk edilmiş ormanların içinde, Kamboçya’nın kuzeyinde bulunan Koh Ker Tapınağı ise, Angkor Wat tapınağına yaklaşık 2 saat uzaklıkta bulunuyor. Ormanların içinde bu tapınaklar gibi gün yüzüne çıkarılmış irili ufaklı 20’den fazla tapınak bulunuyor. Sık sık Maya piramitleriyle karşılaştırılan Koh Ker, 7 katmandan oluşuyor ve 40 metre yüksekliğe sahip.
Uzmanlar yıllardır Khmer uygarlığının 15. yüzyıldaki yıkımını açıklayabilmek için birçok teori ortaya attı. Bunların arasında, Tai ordularının istilası, sosyal ve dini değişimler, iç karışıklıklar, aşırı nüfus artışı, insanların Kamboçya’nın güneyine yerleşmesine neden olan uzun süreli kuraklık gibi nedenler yer alıyordu. Fakat araştırmacılar, yaptıkları lazer taramalarıyla yeniden yerleşmeye ve kitlesel bir göçe dair iz bulamadıklarını söylüyor.
2015 yılında yapılan lazer taramaları, bölgede keşfedilmemiş birçok arkeolojik alan bulunduğunu gösterdi. Yağmur ormanları içinde keşfedilen bir şehir, Kamboçya’nın günümüzdeki başkenti Phnom Penh’den bile daha büyük olabilir.
Khmer’lerin inşa ettiği yapıların çoğu ahşap ve doğada çözünen diğer malzemelerle yapıldığı için, yıllar içinde yok oldular ve orman yağmurlarının altında kaldılar. Fakat Lidar teknolojisi, toprak yığınlarını, duvar temellerini, duvarları, yolları ve bitki örtüsünün altında kalıp görünmeyen diğer kalıcı yapıları tespit edebiliyor. Yapılan Lidar taramaları, yağmur ormanlarının altında şehirler ve tapınak komplekslerinin büyüklüğünü ortaya çıkarıyor.
Tarihçiler, Taylandlılar kuzeydeki kaleleri işgal etmeye başlayınca Khmer’lerin güneydeki şehirlere göç ettiğine inanıyordu. Fakat bu taramalar güneyde büyük bir şehir olmadığını gösteriyor ve bu fikrin doğruluğunu sorguluyor.
You must be logged in to post a comment Login