İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde Aryalar

Geçtiğimiz haftalarda Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında İstanbul Arkeoloji Müzeleri bahçesinde Mozart’ın ünlü eseri “Saray’dan Kız Kaçırma”yı sahneleyen İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 7 Temmuz Cumartesi günü Çinili Köşk Müzesi girişinde bir quartet müzik dinletisi ile Arkeoloji Müzesi Sidemara Salonunda aryalar eşliğinde mini bir dans temsili sundu.

Dionysiak Kabartmali Lahit üzerinde Tanrı Dionysos’a yapılan bir kurban sahnesi, tanrının maiyetindeki Maenadlar, Satyrler ve Silenoslar ile birlikte. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Fotoğraf: Başak Emir

Daha sonra Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç ana birimden oluşan İstanbul Arkeoloji Müzelerine dönüşecek olan ve Osmanlı döneminde Müze-i Hümayun adıyla 1869’da kurulan müzeye, Osman Hamdi Bey’in önderliğinde 13 Haziran 1891’de hizmete açılan ve klasik eserlerin bulunduğu müze binası eklendi. Döneminin inşa edilmiş ilk 8-10 müze binası arasında yer almasıyla da önem arz eden Arkeoloji Müzesinin yer aldığı bu müze kompleksi İmparatorluk Müzesi olarak da anılmakta.

Akad Kralı Naramsi’nin Steli, Kadeş Anlaşması, İştar Kapısı gibi eşsiz eserlerin yanı sıra 75.000 tane çivi yazılı belgenin bulunduğu Tablet Arşivini barındıran Eski Şark Eserleri Müzesi, koleksiyonunda 11.- 20. yüzyıl başlarına tarihlenen Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 2000 civarında eserin bulunduğu Çinili Köşk Müzesi ve çanak, çömlek, toprak heykelcikler, hazine sikkeleri, nişan, mühür ve madalya gibi eserlerin yanı sıra antik çağa ait kabartmalar, heykeller ile İskender, Sidemara ve Ağlayan Kadınlar gibi ünlü lahitleri ve arkaik dönemden Bizans dönemine kadar yapılmış heykel çalışmalarından örneklerin yer aldığı İstanbul Arkeoloji Müzesi olmak ile bir müze kompleksi olan İstanbul Arkeoloji Müzeleri 1993 yılında Avrupa’da yılın Müzesi seçilerek “Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü aldı.

İstanbul Opera ve Balesi Opera sanatçılarının seslendirdiği aryalar eşliğinde, yine İstanbul Opera ve Balesi’nin proje topluluğu olan Modern Dans Topluluğu – İstanbul’un dansçıları tarafından sahnelenen temsil, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yer alan ve 32 ton ağırlığı ile dünyanın bulunmuş en büyük ve en ağır lahdi olarak kabul gören Sidemara Lahdi’nin bulunduğu Sidemara Salonunda yer aldı.

Sidemara Lahdi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Fotoğraf: Başak Emir

Yine programın bir parçası olarak, Arkeoloji Müzesi karşısındaki iki katlı, Fatih Sultan Mehmet`in Topkapı Sarayı’nda yaptırdığı ilk bina olan ve 1472 tarihli yazlık köşk olarak anılan Çinili Köşk’ün 14 sütunlu mermer revaklı ve eyvanı mozaik çinilerle süslü olan giriş balkonunda ayrıca bir müzik dinletisi yer aldı.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri işbirliği ile Sidamara Salonu’nda ve Çinili Köşk’ün girişinde gerçekleşen klasik müzik konserleri çağdaş müzecilik yaklaşımına örnek teşkil ediyor. 03-05 Mart 2017 tarihinde gerçekleşen III. Millî Kültür Şûrası bünyesinde 17 adet ihtisas komisyonundan biri olan ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenen “Kültür Varlıkları, Müzeler ve Arkeoloji Komisyonu” raporunda da yer alan yeni müzecilik yaklaşımına göre müzeler etkinlik ve hizmet alanlarını farklı kültürlerin birbirlerini kültür ve sanat yoluyla anlamalarını sağlayacak yeni yaklaşımlarla zenginleştirmek durumundadırlar. Ayrıca yine bu raporda belirtildiği üzere 21. yüzyılda müzeler çok önemli bir kitle iletişim platformuna dönüşmektedirler ve dolayısıyla bu çerçevede, müzenin ziyaretçilerine verdiği her hizmet, o müzenin niteliğini yansıtmalı, değer yaratmaya yönelik olmalıdır.

Müzeler artık sadece kültür varlıklarının korunduğu bir sığınak olarak değil toplumun yaşadığı yerin mirasını anlamasına, bunun dünya kültür mirasına katkısıyla övünç̧ duymasına yardımcı olabilecek, toplumun gelişmesinde ve daha iyi yaşamasında aktif rol oynayabilecek kurumlar olarak anılıyorlar. Yine Kültür Varlıkları, Müzeler ve Arkeoloji Komisyonu Genel Değerlendirmeleri arasında yer alan “Müzelerin, çevresiyle etkileşim kurmasına, halkın günlük yaşantısının bir parçası haline gelmesine yönelik gerekli çalışmaların yapılması” maddesi de bu yaklaşımı destekler niteliktedir. Bu bağlamda ise, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin geleceğin mirası olacak günümüz sanatına verdiği destek, mirasın sürdürülebilirliğini, geleceğe aktarılan mirasın sadece geçmişten gelmediğini aynı zamanda günümüzde de yaratıldığını göstermesi ve yine sergilediği tüm kültür varlıklarının yanı sıra oluşmakta olan bu mirası da sahnelemesi bakımından oldukça önemlidir. Bu şekilde sahip olduğu zaman çizelgesine ‘şimdi’yi de dahil eden İstanbul Arkeoloji Müzeleri hem içeriğini hem de bu içeriği sergileme yollarını kültür ve sanat yoluyla zenginleştirerek, toplumun gündelik hayatına girebilecek bir iletişim platformu olma özelliğini yansıtabilmektedir.

mermer lahit, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Fotoğraf: Başak Emir

Müze yetkilileri ile etkinlik sırasında yaptığımız sohbette, daha evvel İKSV Caz Festivali, Ramazan’da Caz ve diğer çeşitli müzik etkinliklerine sadece bahçe tahsisi yapıldığını ancak müzenin bu tarz bir işbirliğine ilk olarak İstanbul Devlet Opera ve Balesi ile başladığını belirttiler. Müze etkinliklerinin bu zamana kadar genellikle sergi ve konferans gibi daha ziyade bilimsel içeriğe sahip olduğunu belirten yetkililer, yaklaşık 5 yıldır devam eden Kültür Bakanlığına bağlı iki kurumun arasındaki bu dostluk ilişkisinden iki tarafın da çok mutlu olduğunu eklediler. Bu etkinliklerin sosyal medyadan büyük ilgi gördüğünü söyleyen yetkililer, müze kartı ya da müze bileti ile katılabildikleri bu etkinliklere yabancı ziyaretçilerin de büyük ilgi gösterdiklerini belirtiyor.

Sidemara Salonu, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Fotoğraf: Başak Emir

Sanatı sürdürülebilir ve erişilebilir kılabilmek için yerleşik sahnelerinde gerçekleşen temsillerinin yanısıra çeşitli sosyal sorumluluk projeleri kapsamında farklı sahnelerde ve platformlarda da görünür olma hedefi ile kültür sanat sezonunu gerçekleştirirken, sezon dışında da bu tür etkinliklerle seyircilerine ulaşmayı hedefleyen İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Koordinatörü Yücel Özeke’nin konuyla ilgili görüşleri ise şu şekilde:

“Müzik her toplumun kuşaklar boyu aktarılan miraslarından biridir ve her bir yeni kuşak bu sanatı evrensel boyuta getirmek için önemli bir misyon edinir. Müzik ayrıca kültürel bir iletişim yoludur. 18. yüzyılda başlayan bir serüvendir bizim çok sesli müzikle tanışma hikayemiz. Osmanlı döneminde 60’dan fazla müzikal eser bırakan bestekar Padişahlara ek olarak saray müzisyenleri, besteci ve orkestra şefleri, ile yabancı grupların İstanbul’un farklı yerlerinde operalar sahnelemesi, ya da Abdülaziz’in R. Wagner’in opera binası için sponsor olmasının yanı sıra, Mozart’ın Türk Marşı, ve Saray’dan Kız Kaçırma Operası da bu evrensel etkileşime örnek teşkil eder. Cumhuriyet dönemi ise sanatı bir ulusun olmazsa olmazları arasına alarak başta konservatuarlar olmak üzere şehir opera ve balelerinin kurulmasına öncülük etmiştir. İstanbul Devlet Opera ve Balesi olarak bu “mirasımızın” eşit olarak tüm topluma yayma misyonunu, yerleşik temsillerimiz dışında, birlikte çok sesliliğin önemi için, çeşitli eğitim programları yoluyla çocuklar ve gençler ile, İstanbul Arkeoloji Müzeleri ile ortak olarak yürüttüğümüz bu tarz projelerle de tüm değerlerimizi içeren bir şekilde toplumla bütünleşmeye devam etmektedir. Bu etkinlikler de bu sebeple bizler için büyük önem taşımaktadır.”

Saat 15:00’te başlayan bu etkinlik dizisinin diğer tarihleri ise 28 Temmuz ve 04 ile 18 Ağustos. İnanıyoruz ki her ikisi de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan bu iki önemli kurum arasındaki bu ortaklık, uzun soluklu sürdürülebilir bir işbirliği ile yeni iletişim kanalları sunarak hem kültürel miras değerlerimizin aktarımında hem de bu kurumların tanıtımında faydalı olacaktır.

(İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde Klasik Müzik Konserleri Veriliyor)

Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümünü bitirdikten sonra, Uludağ Üniversitesi'nde Arkeoloji Yüksek Lisansı'nı tamamladı. Daha sonra, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültür Yönetimi Bölümü'nde ikinci yüksek lisansına başladı ve Kültür Mirası üzerine odaklandığı bu programdan Kültür Mirası ve İletişim konulu teziyle mezun oldu.

You must be logged in to post a comment Login