İsrail’deki son derece kurak Negev Çölü’nde, penis şeklindeki taşlardan oluşturulmuş yapıların ve vulva şeklinde eserlerin bulunduğu tarih öncesi 100 adet kült alanı keşfedildi. Yaklaşık 8000 yıllık bu alanlarda, arkeologlar oldukça çeşitli yapılar ve eserler buldu. 1.5 ila 2.5 metre büyüklüğündeki taş daireler ve karşılarında taş dairelere yönelmiş penis şeklindeki taşlar ise büyük yankı uyandırdı. Kült alanlarında ortaya çıkan diğer buluntular arasında ise yüksekliği 80 cm’ye ulaşan dikiili taşlar, taş kaseler ve insan şeklinde oyulmuş taşlar var.
Arkeologlar bu alanların genelde birlikte kümelendiğini söyledi. Hatta 800 metrekarelik bir alanda 44 adet kült alanı keşfedilmiş. Topografi göz önüne alındığında, Negev Çölü’nün güneyindeki çevre koşulları ve az sayıdaki neolitik yerleşime rağmen kült alanlarının yoğunluğu olağanüstü olarak yorumlanıyor. Bu alanlar bir çeşit ritüel aktivite olarak kullanılmış. Arkeologlar, bölgedeki hayvan kurban edildiğine dair izler taşıyan kemiklere rağmen bu kült alanları hakkında çok az bilgiye sahip olduklarını söylüyor.
Doğurganlık ve Ölüm
Arkeologlar birbirinden ilginç bu yapıların ve eserlerin anlamlarını deşifre etmeye çalışıyorlar. Şu anki tahminlere göre bu alanlar ölüm ve doğurganlığı temsil etmekte gibi gözüküyor. Örneğin araştırmacılar, penis şeklindeki yapılara ek olarak, içleri oyularak yapılmış vulva şeklindeki taşlar da buldu. Penis şeklindeki taşların işaret ettiği bu delikli taşların da kadınları temsil ettiği düşünülüyor.
Arava Ölü Deniz Bilim Merkezi ve Arava Enstitüsü’nde araştırmacı Uzi Avner, yuvarlak taşların kadın sembolü olduğunu, uzunlamasına taşların ise erkek sembolü olduğunu söyledi. Ölüm, mezarlarda ters çevrilmiş taş objelerle temsil ediliyor. Bir insan şeklinde taş ise yüzeye çok yakın bir şekilde gömülü bulunmuş.
Şu ana kadar bu alanlarda tanımlanabilmiş iki sembol olan ölüm ve doğurganlık, çoğu kültürde birlikte görülür ve bu ikisinin kombinasyonu, atasal kültle ilgili antropolojik araştırmalarda sıklıkla geçer.
Sert Çevre Koşulları
Negev Çölü’ndeki 100 kült alanının keşfedildiği bu alan, yılda ortalama 20 mm yağış alıyor. Arkeologların açıklamasına göre, bölgede MÖ. 7. ve 8. Bin yıllarda hava koşulları şu andakinden %20 ila %40 daha nemli olmalıydı. Fakat çöl yine de çöldür.
Kült alanları, muhtemelen bu alanların çevresine onlarca insanın toplanabileceği şekilde dağların nispeten düz bölümlerine inşa edilmiş. Genelde de iyi bir manzaraya sahipler. Olasılıkla yer seçimlerinde bunun da bir önemi olmalıydı.
Ayrıca bölgede bu kadar yoğun bulunan kült alanlarının aksine, çevrelerinde ise sadece iki küçük yaşam alanı ve bir küçük kamp alanı bulunmuş. Arkeologlar yine de bu yaşam alanlarının kült alanlarıyla yakından ilişkili olduğunu düşünüyor.
Yapılan yüzey araştırmalarına göre bölgede daha yüzlerce kült alanı bulunduğu tahmin ediliyor.
livescience.com
You must be logged in to post a comment Login