İskoçya’nın en kuzeyindeki Orkney Adaları’nda güçlü fırtınalar, 1500 yıl öncesine ait Pikt ve Viking mezarlarındaki insan kemiklerini ortaya çıkarıyor. Gönüllüler, kalıntıları korumak ve Orkney’in en büyük adasındaki antik mezarlığın aldığı zararı sınırlamak için kum torbaları istifliyor.
Mezarlığın kökenleri, günümüzde İskoçya’nın çoğunda yaşamış olan Piktler’e benzeyen yerli bir halk tarafından Orkney Adaları’nın iskan edildiği 6. yüzyılın ortalarına kadar uzanıyor.
Orkney Arkeoloji Araştırma Merkezi’nden Peter Higgins, “Mezarlık neredeyse bin yıl boyunca kullanıldı ve 9. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar birçok mezar, Orkney Adaları’nı Piktlerin elinden alan İskandinavlar ya da Vikingler’den oluşuyordu. Fakat fırtınaların yükselttiği dalgalar, antik mezarlığın yer aldığı alçak uçurumu aşındırıyor.” diyor.
(İskoçya’da Elit Vikinglere Ait Bira Salonu Bulundu)
Aşağı yukarı 250 iskelet yaklaşık 50 yıl önce mezarlıktan çıkarıldı; fakat mezarlığın sahile doğru ne kadar uzandığı tam olarak bilinmiyor. Yüzlerce Pikt ve İskandinav iskeletin hala orada gömülü olduğu düşünülüyor.
İskoçya Tarihsel Çevre Ajansı’na göre; Orkney Adaları binlerce yıldır iskan ediliyor ve Avrupa’da en iyi korunmuş arkeolojik alanlara sahip. Burada tarih öncesi Skara Brae köyü var ve 13 mezar höyüğünü içeren ve MÖ 3000’e tarihlenen bir tören alanı olan Brodgar dikili taşlarını da barındırıyor.
Newark Körfezi’ndeki mezarlık, gelecek çalışmalar için iskeletleri koruyan ünlü arkeolog Don Brothwell tarafından 1960’lar ve 1970’lerde kazıldı.
Higgins, “Brothwell’in metotları o an için günceldi; fakat modern arkeolojik tekniklerden çok farklıydı ve bu nedenle Higgins’in arşivi, günümüzde sahip olmak isteyeceğimiz türden bir arşiv değildi.” diyor.
İskoçya Tarihsel Çevre Ajansı’nca desteklenen çalışmalarda kalıntılar, bilim insanları tarafından önümüzdeki üç yıl içinde incelenene kadar gönüllüler kemikleri korumayı umuyorlar.
Arkeoloji Enstitüsü yetkililerine göre, kalan mezarların sellere ve dev dalgalarla birlikte Orkney fırtınalarına karşı savunmasız oluşu endişe verici.
Higgins, açığa çıkmış kemiklerin, koruma amaçlı ya kille kaplandığını ya da konumları dikkatlice kaydedildikten sonra kumtaşı yamaçtan çıkarıldığını söylüyor.
Açığa çıkan kemiklerin Piktler veya Vikingler olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ayrıca hiçbir mezar objesi ya da cenaze kıyafeti izi yok ve mezarlıktaki cesetler dört ya da beş tabaka derinliğe gömülmüş.
Kültürel Geçiş
Tarihçiler, Orkney Adaları’na giden ilk İskandinav göçmenlerin 8. yüzyılın sonlarında yerleştiklerini ve Norveç’te ortaya çıkan yeni bir monarşiden kaçtıklarını söylüyorlar. Orkney Adaları’nı, yolculuklarını ve Viking baskınlarını başlatmak için kullandılar ve sonunda tüm Orkney İskandinav hakimiyetine girdi. Adalar 9. yüzyılın sonunda bir Norveç Kontluğu haline geldi ve İskandinav kültüründen en çok etkilenen İngiliz adaları (bölgesi) olmaya devam ediyor.
Orkney Adaları’ndaki Piktler ve İskandinavlar arasındaki akrabalık son zamanlarda akademisyenler arasında sıkça tartışılıyor: İskandinavlar gücü zorla mı devraldı ya da onlar ticaret yapan ve Piktlerle evlenen yerliler miydi? Higgins’e göre Newark Körfezi’ndeki mezarlık bu soruların cevaplanmasına yardım edebilir.
“Orkney Adaları Piktler’den oluşuyordu; sonradan İskandinav oldu. Bu geçişin bir istilayla mı yoksa insanların birlikte yaşamasıyla mı gerçekleştiğinden tam olarak emin değiliz. Bu araştırmamız gereken birkaç olasılıktan biri. “
Sahadaki kazılar oyulmuş bir Pikt taşını ve bir ortaçağ Hristiyan şapelinin kalıntılarını ortaya çıkardı. Ancak bazı mezarlar Hristiyanlık öncesine de ait olabilir.
Kalıntılar üzerinde yapılacak bilimsel çalışmalar, bugün Orkney’de yaşayan bazı insanların bin yıl önce adada yaşayan insanların soyundan gelip gelmediğini gösterebilir.
Higgins, “Bölgede yaşan bazı insanların, mezarlıktaki insanlarla ilişkili olduğunu bulacağımızdan tam anlamıyla eminiz.” diyor.
Live Science. 13 Mart 2020.
You must be logged in to post a comment Login