Modern insanların atalarının Afrika’dan Avrupa’ya göç ederken birlike getirdiği ve Neandertallere bulaştırdığı hastalıklar ve mikroplar, daha önce Avrupa’ya hakim olan Neandertallerin soyunun tükenmesine neden olmuş olabilir.
Sadece Avrupa kıtasındaki kendi yaşam bölgelerindeki hastalıklara karşı bağışıklık geliştiren şanssız Neandertaller, insanların getirdiği bakteri ve virüslerle karşılaştı. Tenya, tüberküloz, mide ülseri ve herpes gibi kronik hastalıklara neden olan farklı bakteri ve virüsler Neandertallere geçti.
Amerikan Fiziksel Antropoloji Dergisi‘nde yayınlanan araştırmanın yazarları, Neandertaller üstündeki etkiyi bir “felaket” olarak tanımlıyor.
Bu hastalıklar da Neandertalleri güçsüz kıldı ve yiyecek bulabilmelerini ve sağlıklı kalabilmelerini zorlaştırdı. Bu da bu türün soyunun tükenmesini hızlandırmış ya da bu süreci başlatmış olabilir. Hastalıklar, iki tür arasındaki cinsel temaslar sonucu yayılmış olmalı.
Patojen genomlarını ve antik DNA’yı inceleyen araştırmacılar, artık bazı bulaşıcı hastalıkların sanılandan çok daha eski olduğunu düşünüyor.
Cambridge Üniversitesi’nde biyolojik antropoloji bölümünden Dr Charlotte Houldcroft “İnsanların Afrika’dan göçü, önemli bi tropik hastalıklar birikimine de sahip olmalıydı. Avrasya’daki bulaşıcı hastalık ortamına uyum sağlamış olan Neandertal nüfusu için bu bir felaket olmuş olabilir” diyor.
Bir hastanedeki modern bulaşıcı hastalıklar üzerine de çalışmalar yapan Houldcroft, bunun sonucu olarak Neandertallerin, 15. yüzyılda Avrupalılar Amerikalara geldiğinde olduğu gibi, hızlı bir şekilde yok olmayacağını söylüyor.
“15. yüzyılda olduğunun aksine, küçük Neandertal gruplarının her birinin kendi hastalık felaketini yaşamış olması daha büyük bir ihtimal. Bu da grubu zayıflatır ve hayatta kalmayı zorlaştırır” diyor.
Araştırmacılar mide ülserine neden olan Helicobacter pylori bakterilerinin insanlardan Neandertallere geçmiş olmasının oldukça yüksek bir ihtimal olduğunu söylüyor. Bu bakterinin Afrika’daki insanlara ilk olarak 88,000 ila 116,000 yıl önce, Avrupa’dakilere ise 52,000 yıl önce geçtiği düşünülüyor.
Genital herpese neden olan Herpes simplex 2 virüsünün de insanlardan Neandertallere geçmiş olmasının mümkün olduğu belirtiliyor. Hastalığın genomundakilere kanıtlara göre, bu hastalık Afrika’daki insanlara 1.6 milyon yıl önce şu anda bilinmeyen başka bir hominin türünden geçmiş. Bu bilinmeyen hominin türüne ise hastalık şempanzelerden geçmiş.
Houldcroft ve Oxford Brookes’tan meslektaşı Simon Underdown, bulaşıcı hastalıkların yaklaşık 8,000 yıl önce tarımın ortaya çıkışıyla yayıldığı düşüncesine karşı çıkıyor. Tarımla birlikte insnalar daha yoğun bir şekilde yerleşmeye ve çiftlik hayvanlarıyla birlikte yaşamaya başladıkları için, bulaşıcı hastalıkların bu dönemde yayıldığı düşünülüyordu.
Houldcroft ve Underdown bunun yerine, insanların sürü hayvanlarından kaptığına inanılan hastalıkların aslında çok daha önceden itibaren insan nüfusunda olduğuna, ve geleneksel düşüncenin aksine, hayvanlara da insanlardan geçtiğine inanıyor.
Houldcroft “Avcı-toplayıcılar küçük toplayıcı grupları halinde yaşıyordu. Örneğin Neandertaller 15 ila 30 üyesi olan gruplarda yaşıyordu. Yani hastalık düzensiz bir şekilde aralıklarla ortaya çıksa da, çok fazla etrafa yayılamıyordu. Tarım başladığında bu hastalıkların yayılması için gereken mükemmel koşullar sağlanmış oldu. Ama bu hastalıklar zaten önceden de vardı” diye açıklıyor.
Bilim insanları uzun süredir, insanlara vücut şekli ve beyin büyüklüğü açısından çok benzeyen Neandertallerin yok oluşu üzerine kafa yoruyor. Neandertaller binlerce yıl Avrupa kıtasında yaşadıktan sonra 40.000 yıl önce soyları tükendi.
Fakat Neandertaller hiç bir iz bırakmadan kaybolmadı. Son araştırmalar modern Avrasyalıların DNA’sında %3 kadar Nendertal DNA’sı olduğunu ortaya koydu. Bu keşif, iki türün çiftleşmediğine dair daha önceki teorileri de altüst etti.
The Guardian, Maev Kennedy, 10 Nisan 2016
Makale: Houldcroft, C. J., & Underdown, S. J. (2016). Neanderthal genomics suggests a pleistocene time frame for the first epidemiologic transition. American journal of physical anthropology, 160(3), 379-388.
You must be logged in to post a comment Login