Arkeologlar, eski atalarımızın sadece etle beslendiği ve etobur ağırlıklı diyetin çok eskiye dayandığı fikrinin bir efsane olduğunu söylüyor.

İnsanlar yüz binlerce yıl boyunca, hem bitki hem hayvan kaynaklarından karbonhidrat ve yağ peşinde koşan, son derece esnek beslenme biçimine sahip canlılar olarak evrimleşti.
Araştırmacıların Archaeological Research dergisinde yayımladığı yeni bir çalışma, erken insanların kimi zaman tasvir edildiği gibi Paleolitik “etoburlar” olmaktan çok uzak olduğunu; bunun yerine çok geniş bir yelpazede bitki ve hayvansal gıdaya dayandığını ortaya koyuyor.
Yeni araştırma, “Paleolitik etçil” görüşü hakkındaki popüler efsaneyi çürütüyor ve bunun yerine tarihöncesi atalarımızın çeşitli bitkisel kaynaklar kullandığını, yer fıstığı ve pişmiş nişastalı yumruları depolayıp tükettiğini gösteriyor.
(İlgili: Avcı Toplayıcı İnsanların Diyetinde Et Baskın Değildi!)
Araştırmacılar, tarihöncesi insanların bitkisel gıdaları erken dönemde kullandığını gösteren bir dizi çalışmayı inceledi ve “karmaşık bitki işlemenin” türümüzün gezegen genelinde başarılı bir şekilde yayılması için kritik öneme sahip olduğunu keşfetti.
“Bitki kullanımını çoğu zaman sanki sadece tarımın ortaya çıkmasıyla önemli hâle gelmiş gibi tartışıyoruz” diyor makalenin ortak yazarı Dr. Anna Florin.
“Oysa dünyanın dört bir yanındaki yeni arkeolojik keşifler bize, atalarımızın, bundan binlerce yıl önce, yabani tohumları öğüttüğünü, nişastalı yumruları dövüp pişirdiğini ve acı sert kabuklu yemişlerin toksinlerini giderdiğini gösteriyor.”

Araştırmacılar, insan vücudunun proteini enerji için en uygun şekilde metabolize edecek şekilde tasarlanmadığını belirtiyor. Karaciğerimizin, kandaki proteinlerin yapı taşları olan amino asit seviyelerini koruma kapasitesi sınırlı. Bu durum, aşırı etobur beslenmenin “protein zehirlenmesi” riski oluşturabileceği anlamına geliyor.
Yazarlar, “Bu sınırlama, insan beslenmesinde günde yaklaşık 250-300 gram olarak tahmin edilen mutlak bir ‘protein tavanı’ belirliyor” diyor.
Çalışmada, “Bu nedenle bitkisel gıdalar, karbonhidrat formunda yalnızca önemli besin maddeleri ve daha fazla enerji sağlamakla kalmaz, proteinin yanı sıra gerekli kalorileri de sağlar” diye belirtiliyor.
Araştırmacılar, erken insanların Celile Denizi’nin güneybatı kıyısında gıda işlediğini keşfettiler ve 23.000 yıllık Ohalo II arkeolojik alanında bitki toplama ve işleme işleminden sonra korunmuş 150.000’den fazla fosil keşfettiler. Yabani tahıllar ve çeşitli küçük tohumlu yabani otlar da dahil olmak üzere, kömürleşmiş ot tanelerinin bolluğu nedeniyle sıra dışı görünen fosilleri tespit ettiler. Araştırmacılar ayrıca “pişirme, dövme ve öğütme” gibi bitki işleme uygulamalarına dair kanıtlar da buldular.
Bu süreçler, bitkisel gıdalardan elde edilen besin ve enerjinin daha etkili bir şekilde “açılmasını” ve sindirime hazır hale gelmesini sağladı ve daha lezzetli hale getirdi.
Araştırma, insanların “geniş spektrumlu bir tür” olduğunu ve çeşitli bitkisel kaynakları kullanma becerimizin evrimsel seyrimizi şekillendirdiğini vurguluyor.
“Bitkisel gıdaları işleme yeteneğimiz, kilit kalori ve besinleri açığa çıkarmamızı ve dünya genelinde çok farklı çevrelere girip buralarda gelişip serpilebilmemizi sağladı” diyor çalışmanın diğer yazarı Dr. Monica Ramsey.
Erken insan diyetinde işlenmiş bitkisel gıdaların önemine dikkat çeken Ramsey, “Türümüz, neredeyse her şeyi yemeğe dönüştürebilen, bitki meraklısı, alet kullanan gurmeler olarak evrimleşti” diye ekliyor.
University of Toronto. 2 Aralık 2025.
Makale: Florin, S. A., & Ramsey, M. N. (2025). The Broad Spectrum Species: Plant Use and Processing as Deep Time Adaptations. Journal of Archaeological Research, 1-52.
You must be logged in to post a comment Login