Güneydoğu Asya Bizden Önce Farklı İnsan Türleriyle Doluydu

Güneydoğu Asya adaları, yaklaşık 50.000 yıl önce birçok farklı insan türünü barındıran kalabalık bir yerdi. Fakat kısa bir süre sonra hayatta kalan tek bir tür vardı: biz.

Modern insan nüfusunun ataları, Asya’da ilerlerken bölünmüş gibi görünüyor.

Yaklaşık 55.000 yıl önce, modern insanlardan oluşan bir grup Afrika’yı terk etti ve dünyaya yayılacakları uzun bir yolculuğa başladı. Avrasya ve Güneydoğu Asya’yı hızla geçtikten sonra, Endonezya adalarını ve en sonunda Avustralya ve Yeni Gine’ye geldiler.

Onların soyundan gelenler, bugün bu muazzam bölgede bulunan modern insan toplulukları.

Yeni çalışmada araştırmacılar, bu olağanüstü yolculuk sırasında, modern insanların atalarının Neandertaller ve Denisovalılar dahil olmak üzere birçok arkaik insan grubuyla ve şu anda adı olmayan bazı genetik gruplarla nasıl bir araya geldiğini ve genetik olarak karıştığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Bu etkileşimlerin izleri hala genomlarımızda korunuyor.

(Atalarımız Kaç İnsan Türüyle Karşılaştı?)

Örneğin, Afrika’nın dışındaki tüm modern popülasyonlar %2 Neandertal DNA’sına sahip. Bu güçlü evrensel sinyal, orijinal Neandertal çiftleşme olayının, küçük kurucu nüfus Afrika’dan ayrıldıktan hemen sonra gerçekleşmiş olması gerektiğini gösteriyor.

Neandertal genetik sinyalini, bu insanların Afrika’dan ayrıldıkları zamanı bulmakta bile kullanabiliriz. Güney Rusya’daki 45.000 yıllık bir iskeletin genomundaki büyük orandaki Neandertal DNA parçaları, ilk çiftleşme olayından bu yana en fazla 230-430 neslin geçebileceğini gösteriyor (yaklaşık 50-55.000 yıl önce).

Araştırmacılar, bugün arkaik genetik izlerin nerede bulunduğunu analiz ederek ve 55.000 yıl önceki rota boyunca uygun savana benzeri habitatı tanımlayan haritaları kullanarak, olası coğrafi bölgeleri ve olası hominin çiftleşme olaylarının sayısını yeniden yapılandırdı.

Modern insanın atalarının nerede olduğunu ve arkaik homininlerle karıştığını gösteren bir harita.

Afrika’dan ayrılmak

Neandertallerden sonraki ilk çiftleşme olaylarından biri, Güney Asya’daki yolculuk sırasında gerçekleşti gibi görünüyor. Buna dahil olan arkaik insan grubu, ne Neandertaller, ne de Denisovalılardı, fakat şu anda adı olmayan benzer bir türdü.

Bu arkaik grubun genetik izleri, modern Pencap ve Bengal topluluklarından Yeni Gine ve Avustralya’ya kadar uzanır.

Sonuç olarak, araştırmacılar bu karışma olayının büyük olasılıkla Hindistan’ın kuzeyinde bir yerlerde gerçekleştiğini düşünüyor. (Haritada 1 numara ile gösteriliyor)

Modern insan nüfusunun ataları, daha sonra Asya’da ilerledikçe bölünmüş gibi görünüyor. Bu gruplardan biri, kuzeye, anakaraya Asya’ya dağılmıştı ve burada bir Denisovalı grupla bir araya gelip çiftleşmişti (Haritada 2 numara ile gösteriliyor).

Bu Denisovalılar genetik olarak Altay dağlarından zaten bildiklerimize yakındı. Bu olayın izleri bugün Doğu Asya’da ve ayrıca kuzeydoğu Asya’dan gelen Kuzey ve Güney Amerika topluluklarında görülebilir.

Güneydoğu Asya Adaları zaten kalabalıktı

Diğer modern insan grubu Malezya Yarımadası’nın güneyine ve onları büyük bir sürprizin beklediği Güneydoğu Asya Adaları’na (ISEA) girdi. Bölgenin, tamamen farklı türler de dahil, zaten farklı arkaik insan gruplarıyla dolu olduğunu gördüler.

Son zamanlarda küçük iskeletlere ait fosil bulguları, yaklaşık 52.000 yıl öncesine kadar Homo erectus’un görünür akrabalarının (“hobbitler” olarak bilinir) Filipinler ve Flores’te hayatta kaldığını gösterdi. Bu insanlar modern insanlar gelene kadar etkili bir şekilde yaşıyordu.

(Filipinlerde Yeni İnsan Türü Keşfedildi)

Görünüşe göre gelen modern insan nüfusu ilk olarak bölgedeki Denisovalıların uzak akrabasıyla karşılaştı ve karıştı. Bu sayede Austra-Papualılar ve birkaç ISEA popülasyonunun genomunda bir iz bıraktı.

Bu genetik izler, yukarıdaki Doğu Asya çiftleşme olayından çok farklıydı ve bunun yerine genetik olarak Altay / Doğu Asya Denisovalılarından yaklaşık 280.000 yıl önce ayrılmış bir Denisovalı akrabasından gelmekteydi. Bu çiftleşme olayının güney Malezya / Borneo civarında bir yerlerde olduğu anlaşılıyor. (Haritada 3 numara ile gösteriliyor)

Avustralya’ya varış

Modern insan dalgası, deniz seviyesinin 120 metre aşağı düştüğü geçmiş buzul dönemlerinde bir araya gelen ISEA toprak kütlesinin kenarını etkili bir şekilde belirleyen ünlü biyocoğrafik bariyer olan Wallace’s Line’ı geçmek için uzun süre beklememiş gibi görünüyor.

Bunu biliyoruz, çünkü yaklaşık 50.000 yıl önce Avustralya’daki ani arkeolojik alanların ortaya çıkması, modern insanların deniz boşluklarını hızla ISEA’dan geçtiğini gösteriyor.

Avustralya’da bu tarihten çok daha önceye tarihlenen 65-80.000 yıllık Madjedbebe kaya sığınağı yer alıyor. Ancak burası, Avustralya’daki insan faaliyetlerinin zamanına tamamen aykırı ve sitenin yaşı sorgulanıyor.

ISEA’da ilerlerken, modern insan nüfusu iki arkaik insan grubuyla daha tanışmış ve çiftleşmiş gibi görünüyor. Filipinler’deki avcı-toplayıcı popülasyonlar, ISEA’dan geçen modern insanın ana dalgasından saptıktan sonra bir başka Denisovalı çiftleşme olayının sinyallerini koruyor. (Haritada 4 numara ile gösteriliyor)

Benzer şekilde, “hobbitlerin” küçük iskeletlerinin bulunduğu Flores mağarası çevresinde yaşayan kısa boylu modern nüfusa yapılan genetik bir çalışma, araştırmanın hedefi olan Homo erectus’tan değil, esrarengiz bir türden DNA sinyalleri buldu.

(Yeni Keşfedilen İnsan Soyu da Bizle Çiftleşmiş)

Bu DNA, ne Neandertal ne de Denisovalılardan geliyordu, ama onlarla benzer yaşta bir türden, henüz bilinmeyen bir arkaik gruptan geliyordu. (Haritada 5 numara ile gösteriliyor)

Son kurtulanlar

Bu bölgedeki farklı genetik çalışmalar, modern insanların atalarının, en az altı olayda, dört farklı arkaik homininle tanıştığı ve karıştığını gösteriyor.

Ve bunların hepsi, Afrika’yı 50-55.000 yıl önce terk etmek ile en fazla 5.000 yıl sonra Avustralya ve Yeni Gine’ye ulaşmak arasında geçen çok kısa bir sürede gerçekleşti.

Dikkat çekici bir şekilde, bu genetik karışım olaylarının hiçbiri, ISEA’da, Homo luzonensis (Filipinler) ve Flores hobbitleri gibi, modern insanlar geldiğinde hala orada olduğunu bildiğimiz fosil türlerini içermiyor gibi görünüyor.

ISEA, yaklaşık 50.000 yıl önce, birçok farklı adada çok sayıda farklı arkaik grup bulunan çok kalabalık bir yerdi. Fakat kısa bir süre sonra hayatta kalan tek bir tür vardı: biz.


Phys. 15 Temmuz 2019.

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login