Nükleer DNA kanıtları, bugün “modern evcil kedi” olarak bildiğimiz türün Avrupa’ya Neolitik dönemde getirildiği görüşüne meydan okuyor.

Modern evlerde kedilerin bu kadar yaygın olmasına rağmen, kedi evcilleştirilmesinin zamanlaması ve kedilerin Avrupa’ya ve ötesine hangi rotalarla yayıldığı konusunda hâlâ pek çok ayrıntıyı bilmiyoruz. Bildiklerimiz çoğunlukla kedilerin antik Mısır kültürüyle olan ilişkisine dayanıyor.
Ancak Science dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, nükleer DNA kanıtlarını kullanarak bugün “modern evcil kedi” (Felis catus) olarak bildiğimiz türün kökenlerine ışık tutuyor ve aynı zamanda evcil kedilerin Avrupa’ya Neolitik dönemde getirildiği yönündeki görüşe meydan okuyor.
Modern evcil kedinin kökenleri
Son 10.000 yıldan uzun bir süredir Avrupa, Afrika ve Asya’daki çeşitli arkeolojik alanlarda kedi kalıntılarına ve kedi tasvirlerine rastlanıyor. Bu da bazı kültürlerde insanlar ile kediler arasında bir tür ilişkinin olduğuna işaret ediyor. Ancak bu kedilerin gerçekten “evcil” sayılıp sayılamayacağı her zaman net değil.
Yeni çalışmanın yazarları şöyle diyor: “Bu durumun bir dizi nedeni var. Arkeolojik bağlamlarda kedigillerin kalıntılarının azlığı, iskelet parçalarına tür ve evcilleşme statüsü atamanın zorluğu (çünkü vahşi ve evcil formların boyut ve morfolojileri benziyor) ve şimdiye kadar analiz edilmiş antik ve modern genom sayısının sınırlı oluşu. Sonuç olarak, kedilerin ne zaman, nerede ve nasıl evcilleştirildiğine dair mevcut hipotezler, ampirik kanıtlarla zayıf biçimde destekleniyor.”
(İlgili: Evcil Kediler Avrupa’ya Yakın Zaman Önce Tunus’tan Yayılmış)
Erken kedi evcilleştirilmesine dair bilinen iki merkez var: Yaklaşık 9.500 yıl önce Neolitik Levant bölgesi ve yaklaşık 3.500 yıl önce Firavunlar dönemi Mısır’ı. Levant’taki evcilleşme kanıtı, bir insanla birlikte gömülmüş bir kedi kalıntısından geliyor. Buna karşılık antik Mısır kültürü, mumyalanmış kedilerden, insanların yanında tabaklardan yiyen kedilerin resmedildiği çizimlere kadar son derece zengin evcil kedi kanıtlarına sahip.
Mitokondriyal DNA’ya dayanan önceki çalışmalar, kedilerin tarımın yükselişi sırasında, yaklaşık 6.000 yıl önce Neolitik çiftçilerle birlikte Türkiye’den Avrupa’ya ve ayrıca yaklaşık 2.000 yıl önce Mısır’dan Avrupa’ya getirilmiş olabileceğini öne sürmüştü. Modern evcil kedinin, bu bölgelere özgü olan Afrika yaban kedisinden (Felis lybica lybica) genetik olarak türediği gösterilmişti.
Yeni çalışmada araştırmacılar, Avrupa ve Türkiye’deki arkeolojik alanlardan gelen, son 11.000 yıla yayılan 70 antik kedinin genomunu ve İtalya, Bulgaristan ve Kuzey Afrika’dan 17 modern yaban kedisini analiz etti.
Sonuçlar, modern kedilerin gerçekte Avrupa’ya ancak yaklaşık 2.000 yıl önce ulaştığını, yani daha önce düşünüldüğü gibi Neolitik çiftçiler tarafından getirilmediklerini gösteriyor. Analiz, modern evcil kedilerin, modern Levant popülasyonundan çok, modern Afrika yaban kedilerine daha yakın akraba olduğunu ortaya koyuyor.

Erken Avrupa’nın kedileri
Avrupa’nın kendine özgü bir yaban kedisi vardı: Felis silvestris. Bu tür, Avrupa’da 2.000 yıldan daha önce DNA kayıtlarında ortaya çıkan bir tür (Neolitik çiftçilerle gelen Felis lybica lybica’nın aksine).
Yeni çalışmaya göre, erken dönem Felis silvestris ile Felis lybica lybica kedileri arasında karışım (gen akışı) olduğuna dair kanıtlar var. Bu da muhtemelen diğer çalışmalarda tanımlanan melez türü açıklıyor. Bugünkü evcil kediler olmasalar da bu kediler bazı kültürlerde yine de bir rol oynuyor gibi görünüyor. Ancak bu rolün ne olduğu yerden yere farklılık göstermiş olabilir.
Çalışmanın yazarları şöyle açıklıyor: “Avrupa’daki insanlar ile yaban kedileri arasındaki ilişki, muhtemelen Galgenbühel/Dos de la Forca’dan gelen Mezolitik örneklerin de gösterdiği üzere, kürk ve et için faydalanmaya dayanıyordu. Yine de, burada analiz edilen, İtalya/Sicilya Partanna’daki Tunç Çağı’na ait çan biçimli bir vazo içinde bulunan yaban kedi kalıntıları ve Kalkolitik Bulgaristan’dan pişmiş topraktan bir kedi başı dikkate alındığında, daha karmaşık sosyokültürel ve simgesel ilişkiler ihtimali göz ardı edilmemeli.”
Her şeye rağmen, araştırmacılar verilerinin Felis silvestris’in Felis lybica lybica/Felis catus kedilerinin Avrupa’ya yayılmasına yol açmadığını gösterdiğini belirtiyor.
Ayrı bir akraba
Ekip, DNA analizleri sırasında Sardinya Adası’nda yaşayan kedilerden oluşan ayrı bir popülasyon da tespit etti. Bu kedilerin, Kuzeybatı Afrika’dan gelen ayrı bir göç dalgasıyla adaya ulaştığı düşünülüyor.
Çalışmanın yazarları şöyle yazıyor: “Levant bölgesinden üç ve Kuzey Afrika’dan iki yaban kedi genomundan oluşan sınırlı örneklememiz nedeniyle bu sonuçlar henüz ön bulgu niteliğinde olsa da, evcil kedilerin ve Sardinya yaban kedilerinin, veri setimizde sırasıyla Tunuslu ve Faslı yaban kedileriyle temsil edilen, Kuzey Afrika’daki iki genetik olarak farklı popülasyondan türediğini öne sürmemizi sağlıyor.”
Bu çalışma modern evcil kedilerin kökenlerini daraltmaya yardımcı olsa da, yazarlar Mısır ve diğer bölgelerden elde edilecek daha fazla verinin kaynak popülasyonların tam olarak belirlenmesine yardımcı olacağını vurguluyor.
“Sonuçlarımız, evcil kedilerin coğrafi kökenine dair yeni bir yorum çerçevesi sunuyor ve evcilleştirmenin Kuzey Afrika’da birden fazla bölgeyi ve kültürü içermiş olabilecek, daha geniş ve karmaşık bir süreç olduğunu düşündürüyor. Günümüz evcil kedilerinin başlangıçtaki kaynak popülasyonlarını daha da daraltmak ve onların evcilleştirilmesine ve küresel ölçekte yayılmasına yol açan kültürel ve sosyoekonomik süreçleri netleştirmek için çalışmalar sürdürülmeli.”
Makale: M. De Martino et al. (2025). The dispersal of domestic cats from North Africa to Europe around 2000 years ago. Science.
You must be logged in to post a comment Login