Eski Göçebeler Mısır’daki Roma Zümrüt Madenini Ele Geçirmiş

Son kazılar, Blemmy’lerin MS 4. ve 6. yüzyıllar arasında Sikait maden sahasının kontrolünü ele geçirdiğini gösteriyor.

Büyük Tapınağa giriş. C: Sikait Projesi

Antik Romalılar zümrüt konusunda tutkuluydu. Romalı yazar Yaşlı Plinius’un MS 1. yüzyıldaki bildirdiği gibi, “Rengi göze daha hoş gelen hiçbir taş yoktur, … bundan daha yoğun bir rengin var olduğu bir yeşil yoktur.”

Araştırmacılar, Mısır’ın Doğu Çölü’ndeki bir vadi olan Wadi Sikait’in önemli bir Roma zümrüt madenciliği işletmesine ev sahipliği yaptığını uzun zamandır biliyorlardı. Şimdi ise Sikait adı verilen alanda yapılan kazılar, Roma ordusunun maden ocağının hem inşasında hem de savunmasında doğrudan yer aldığına dair ilk kanıtları ortaya çıkardı.

Bulgular ayrıca Aşağı Nubia kökenli rakip bir göçebe grup olan Blemmy’lerin MS dördüncü ve altıncı yüzyıllar arasında madenlerin kontrolünü Romalılardan almış olabileceğini gösteriyor.

Universitat Autònoma de Barcelona’da (UAB) arkeolog olan Joan Oller Guzmán liderliğindeki uluslararası bir ekip, Ocak ayında Sikait’te beşinci kazı sezonunu tamamladı.

Son iki yılda araştırmacılar, Blemmy’lerin olası kontrolü ele geçirmesiyle yaklaşık olarak aynı zamanda, madencilik faaliyetlerinin sonuna tarihlenen sitenin katmanlarını incelediler. Büyük Tapınak adı verilen yapıda, birinde 4. veya 5. yüzyıla tarihlenen bozulmamış bir adak sunusu bulunan mükemmel şekilde korunmuş iki kutsal alan keşfettiler.

Joan Oller, “Keşif, bu geç dönemde dinin ve yerel ritüellerin ilişkisini teyit ediyor ve bu, madenlerin sömürülmesinin bu süre zarfında, imparatorluğun düşüşünden önce Blemmy’lerin eline geçmiş olabileceğini gösteriyor.” diyor.

Sikait sitesinde bulunan adak sunusu. C: Sikait Projesi

Arkeologlar, geç antik dönem binalarından bazılarının ya Blemmy’ler tarafından işgal edildiği ya da inşa edildiği sonucuna vardılar – bu, Yunan filozof Olympiodorus’un yazıları tarafından desteklenen bir sonuç.

Ekibin geçtiğimiz Nisan ayında Journal of Near Eastern Studies’de bildirdiği gibi, “5. yüzyılda zümrüt madenlerine girmek için Blemmy’lerin kralından izin alınması gerekiyordu.”

2020 ve 2021 kazı sezonları boyunca, araştırmacılar sahada 11 maden çıkarma alanını araştırdı. Daha sonra iki ana madenin ayrıntılı bir topografik incelemesini yaptılar. Biri yüzlerce küçük galeriden oluşuyor ve 40 metreden fazla derinliğe ulaşıyordu.

(İlgili: 2.700 Yıllık Dışkı, Madencilerin Bira ve Rokfor Tükettiğini Gösterdi)

İncelemeler, Sikait’te yerleşim yerleri, nekropoller, rampalar, yollar ve madenleri çevreleyen gözetleme kuleleri ile büyük bir lojistik operasyonu ortaya çıkardı. Tripartite olarak adlandırılan bir yapının, değerli taşlar için konut ve depo olarak kullanıldığına inanılıyor.

Sikait ve çevresi, uçsuz bucaksız Roma İmparatorluğu’nda zümrütlerin çıkarılabileceği tek bölgeydi. Bölge, Mons Smaragdus veya Latince “zümrüt dağ” olarak biliniyordu.

Roma İmparatorluğu’nda zümrüt, küpeler ve kolyeler de dahil olmak üzere güzel mücevherlerde düzenli olarak kullanıldı. Johns Hopkins Arkeoloji Müzesi’ne göre, Romalılar değerli taşı doğurganlık ve şifa ile ilişkilendirdiler.

Beja olarak da bilinen Blemmy’ler, kuzeydoğu Afrika’da yaşayan, Sudan, Mısır ve muhtemelen Eritre’nin doğu çöllerini işgal eden pastoral göçebelerdi. Roma işgali altındaki Mısır için uzun süredir devam eden bir tehdit oluşturuyorlardı, sürekli olarak yerleşim yerlerine baskın yapıyorlar ve gezginlere saldırıyorlardı.

2006’da Nordic Journal of African Studies’de Gudrun Dahl ve Anders Hjort-af-Ornas, “Romalı sömürgeciler için Blemmy’ler gerçek bir sorundu. … Roma garnizonu, Aswan’ın güneyindeki bölgeyi Blemmyler ve Nobadae’ye tamamen terk etmek zorunda kalana kadar birkaç kez mevzilerini boşaltmak zorunda kaldı.” diyor.


Smithsonian Magazine. 11 Mart 2022.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login