Milyonlarca yıldır var olan atalarımızın yaşamış olduklarına dair arkeolojik kanıtlar içeren en eski bölge hangisi?
Tarih öncesi arkeoloji ve antropoloji alanında uzmanlardan oluşan bir akademisyen topluluğuna göre, dünyanın en eski arkeolojik alanı olmaya aday, biri Kenya’da diğeri Etiyopya’da olan iki nokta görülüyor.
Güney Afrika-Cape Town Üniversitesi arkeoloji bölümünde kıdemli öğretim görevlisi olan Yonatan Sahle, dünyadaki en eski arkeolojik alanın hangisi olduğu sorusunun, “son dönemlerde arkeoloji camiasını ikiye ayıran bir konu” olduğunu söylüyor.
Lomekwi 3 adındaki ilk alan, taştan aletlerin yanısıra, hominin türüne ait kemik parçaları içeriyor. Kenya’nın Batı Turkana bölgesinde alçak bir tepede yer alıyor. 2015 yılında Nature dergisinde yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, eserlerin bulunduğu tortuyu tarihlendirerek alanın 3.3 milyon yıl yaşında olduğunu tahmin ettiklerini bildirdiler. Bir grup bilim insanı makalede, bulguların “bilinen arkeolojik kayıtlara yeni bir başlangıç gösterdiğini” yazdı. Aletler muhtemelen o dönemde bölgede gelişmiş bir hominin (insan ataları ve akrabaları) olan Australopithecus afarensis tarafından üretilmişti.
(3.3 Milyon Yaşındaki Dünyanın En Eski Taş Aletleri Kenya’da)
Söz konusu alan, Turkana Gölü’nden çok uzak olmayan küçük bir tepede, ormanlık bir alanda yer alıyor. Ekip makalede, Australopithecus afarensis’in taştan aletleri, fındıkları kırmak için kullanmış olabileceklerinin mümkün olduğunu yazıyor. Herhangi bir zaman diliminde bölgede yaşayan insan sayısı kesin olarak bilinmiyor.
Turkana Havzası Enstitüsü müdür yardımcısı ve makalenin ortak yazarı Jason Lewis, “Lomekwi 3, dünyanın bilinen en eski arkeolojik alanıdır.” diyor.
Çalışmaya dahil olmayan Dartmouth Koleji’nde antropoloji doçenti Jeremy DeSilva, Lomekwi 3’ün en eski arkeolojik alan olduğu konusunda hemfikir, ancak bütün akademisyenlerin aynı fikirde olmadığını belirtiyor. DeSilva, “Lomekwi konusu tartışmalı ve bazı meslektaşlarımız bu aletlerin eskiliği konusunda ikna olmuş değiller.”
George Washington Üniversitesi’nde antropoloji profesörü David Braun, “gerçekten de son zamanlarda yayımlanan bazı makaleler, bazı eserlerin yaşının kesin olarak saptanamayacağını öne sürerek, Lomekwi 3’teki eserlerin durumunu sorguluyor.” diyor. Başka bir deyişle eserler, içinde bulunduğu tortu ile aynı zamana tarihlenmiyor olabilir.
Sahle de o arkeologlardan biri. Sahle, “Birçoğumuz için – ben de dahil – en eski arkeolojik olaylara dair kesin kanıtlar, 2.6 milyon yıllık taş aletler şeklinde Etiyopya’nın Afar kentindeki Kada Gona Nehri kıyısında bulunan Gona şehrinden geliyor.” diyor. Lomekwi 3’ün tarihlendirme sonuçlarının tartışmalı olduğunu ve o bölgede bulunan kalıntıların 3.3 milyon yıl öncesine ait olduğuna dair ciddi şüpheleri olduğunu da belirtiyor.
Sahle, “Lomekwi 3’teki araştırma nispeten yakın zamanda yayımlanmışken, Gona’daki araştırmalar birkaç on yıl önce yayımlandı ve akademik incelemeden geçti.” diyor. “Gona’daki arkeolojik bulguların kronolojik ve davranışsal bağlamda üzerine yapılan çıkarımları, onlarca yıllık araştırmalardan elde edildi.”
Gona’daki taş aletler yaklaşık 2.5 milyon yıl önce Doğu Afrika’da yaşamış bir insan soyu olan Australopithecus garhi tarafından yapılmış olabilir. Türün fosilleri taş aletlerin yakınında bulundu. Smithsonian İnsan Kökenleri Projesi websitesinin açıklamasına göre, gelişmiş taş aletler üreten ilk insan soylarından biri olabilir.
Berkeley, California Üniversitesi İnsan Evrimi Araştırma Merkezi’nin ortak yöneticisi Tim White, “Lomekwi iddiaları yeterince ispatlanamadı ve Nature dergisinin orijinal açıklamasına yönelik iyi düşünülmüş çok sayıda eleştiriye rağmen yeni bir kanıt sağlanamadı.” diyor. White, Gona’nın en eski arkeolojik alan olduğuna dair kesin kanıtlara sahip olduğuna inanıyor.
Öte yandan, bazı akademisyenler Lomekwi’nin Gona’dan daha yaşlı olduğu fikrini destekliyor. Smithsonian’ın İnsan Kökenleri Programı’nın yöneticisi Rick Potts, Lomekwi 3’ün “taş ile başka bir taşa vurularak yapılmış aletlere ilişkin sağlam kanıtlara sahip en eski alan” olduğuna inanıyor. Bu da buranın insan soyları tarafından yapılmış taştan eserlere sahip en eski alan olduğu anlamına geliyor. Lomekwi 3’teki taştan eserlerin Gona’da bulunanlardan farklı göründüğünü de ekliyor. Daha ilkeller ve alet olarak kullanılmamış olabilirler.
Potts, “Lomekwi 3’teki taş eserler, taşları birbirine çarpmanın kazara yan ürünleri olabilecek büyük, kalın, düzensiz şekilli yongalar da dahil olmak üzere taşların garip bir şekilde kırıldığına işaret ediyor.” diyor. Lomekwi 3’teki insanların alet üretmemiş, fakat bilinmeyen nedenlerden dolayı taşları birbirine vurmuş olabileceklerini de ekliyor. Lomekwi 3’teki eserler alet olarak kullanılmamış olsa bile, insanlar tarafından yaratılmış eserler olarak görülebilirler.
Nevada Üniversitesi’nde antropoloji bölümünde doçent Brian Villmoare, “Australopithecus afarensis’in taş aletler üretmiş olabileceğini düşünüyorum.” diyor. Ancak Lomekwi 3 eserlerini incelemediğini de belirtiyor.
Üçüncü bir aday?
Braun, gelecekte yapılacak saha çalışmaları Lomekwi 3’ün tarihlendirilmesiyle ilgili endişeleri gideremezse, en eski arkeolojik alan için ikinci tercihinin Etiyopya’nın Afar bölgesindeki yaklaşık 2.8 milyon yıl öncesine tarihlenen Ledi-Geraru olacağını söylüyor.
2015 yılında Science dergisinde bildirdiklerine göre, araştırmacılar Ledi-Geraru’da insan soyuna ait bir alt çene ile dişler buldular ve çevresindeki tortunun yaşını inceleyerek tarihlendirdiler.
Sahle, bu alanın tarihlendirilmesiyle ilgili şüphelerini dile getirerek 2.8 milyon yıldan çok daha genç olabileceğini ve Gona’nın en kesin kanıta sahip alan olduğunu söylüyor.
Live Science. 13 Eylül 2021.
You must be logged in to post a comment Login