Dışkılar, Mayaların İklim Değişikliğinden Etkilendiğini Gösteriyor

Günümüzde Guatemala olan bölgede yer alan Itzan’da, Maya nüfusunun yoğunluğu, iklim değişikliğine göre değişiklik gösteriyordu.

Göl çökeltisinden elde edilen dışkı kayıtları, Mayaların önceden bilindiğinden daha uzun süre bölgede yaşadığını gösteriyor. C: Andy Breckenridge

Yapılan çalışma, günümüzde Guatemala olan bölgede yer alan Itzan’daki Maya nüfusu yoğunluğunun, iklim değişikliğine göre değişiklik gösterdiğini ortaya çıkardı. Quaternary Science Reviews’da yayımlanan bulgulara göre hem kurak hem de yağışlı dönemler nüfusta önemli derecede düşüşlere sebep oldu.

Araştırmacılar bu sonuçlara, nispeten yeni bir teknik kullanarak ulaştı. Bu yeni teknik ile civardaki gölün dibinden alınan stanollere (insan ve hayvan dışkısında bulunan organik moleküller) baktılar. Stanol ölçümü, nüfustaki değişimi tahmin etmek ve diğer biyolojik ve arkeolojik kaynaklardan kaynaklanan iklim çeşitliliği bilgisiyle nasıl uyuştuğunu incelemek için kullanılan bir tekniktir.

(Güney Amerika Uygarlıkları, Yükselişlerini Kuş Dışkısına Borçlu)

Araştırmacılar, bu tekniği kullanarak büyük Maya nüfusuna ait bölgedeki 3.300 yıl öncesinden başlayan değişimlerin grafiğini çıkardı. Aynı zamanda toprak kullanımı ve tarım çalışmalarıyla bağlantılı olan yüzlerce yıllık yerleşme yapısındaki değişiklikleri tanımladılar.

Dahası, bölgeye daha önce arkeolojik kanıtların önerdiğinden çok daha önce yerleşildiğini keşfettiler.

Yeni bir aygıt Maya düzlüklerindeki insan varlığına dair şaşırtıcı bilgiler veriyor

Dışkı stanollerinden elde edilen bulgular, insanların arkeolojik bulguların saptadığından 650 yıl önce Itzan bayırlarında var olduğunu öne sürüyor. Aynı zamanda Mayaların, MS 800-1000 arasındaki “çöküşten” sonra bölgeyi işgal etmeye devam ettiğini gösteriyor. Çöküş döneminde kuraklık ve savaş halinin nüfusun tamamının bölgeyi terk ettiğine sebep olduğuna inanılıyor. Aynı döneme ait büyük bir nüfus artışına dair daha fazla kanıt bulunuyor. MS 1697’deki güney Maya düzlüklerine (Flores, Guatemala) yapılan İspanyol saldırısından kaçan mültecilerin kaydı, bunlardan biridir.

Baş araştırmacı Benjamin Keenan, Guatemala’nın en büyük gölü Izabal’dan göl çökeltisi topluyor. C: Elisandra Hernández

Maya düzlüklerindeki antik nüfus tahminleri, eskiden yer incelemesi ve kazılardan elde ediliyordu. Nüfus dinamiklerini yeniden inşa etmek için arkeologlar, yerleşim bölgelerinin yerini saptadı ve haritalandırdı. Ayrıca yapıların kullanıldığı tarihleri saptamak için kazı yaptılar. Bölgedeki nüfus trendlerini kıyasladılar. Buna ek olarak o dönemdeki ekolojik değişimleri yeniden oluşturmak için polen analizi ve erozyon göstergeleri gibi teknikler kullandılar.

McGill Yeryüzü Bilimleri Bölümü’nden araştırmanın ilk yazarı Benjamin Keenan “Bu araştırma, arkeologlara arkeolojik bulgularda görülemeyen değişimleri keşfetmeleri için yeni bir aygıt sunuyor, çünkü bulgular daha önceden var olmamış olabilir ya da kaybolmuş veya yok edilmiş olabilir. Maya düzlükleri, tropikal orman çevresi sebebiyle yapılar ve diğer insan yaşamı kayıtları konusunda pek iyi değildir.” diyor.

Hem kurak hem de yağışlı dönemler Maya nüfusunu etkiledi

Laguna Itzan’daki çökeltiden alınan dışkı stanolü, bölgedeki Maya nüfusunun MS 90-280, MS 730-900 ve MÖ 1350-950 olmak üzere üç farklı dönemde kuraklık sebebiyle azaldığını gösteriyor. Araştırmacılar, aynı zamanda MÖ 400-210 yılları arasındaki yağışlı dönemde de nüfusun azaldığını keşfetti. Hem kurak hem de yağışlı dönemlerdeki nüfus azalması, ekstrem iklim değişikliklerinin nüfusu etkilediğini gösteriyor.

Dışkı stanol moleküllerinin insanlardan göl çökeltilerine nasıl taşındığını gösteren diyagram. C: Benjamin Keenan ve diğerleri

Araştırmanın yazarlarından Peter Douglas “Toplumun, Mayaların iklim değişikliğinden etkilenen ve ona uyum sağlayan bizden önceki bir medeniyet olduğunu bilmesi oldukça önemli.” diyor. “İklim ve nüfus değişikliğiyle ilgili kanıtları bağdaştırarak, yağış ve bu antik şehirlerin nüfusunu ayakta tutma kabiliyetleri arasında açık bir bağlantı görmeye başlayabiliriz.”

Araştırma aynı zamanda ekinleri gübrelemek için insan atığının uygulanması gibi tekniklerle Mayaların toprak bozumu ve besin kaybı gibi çevresel sorunlara adapte olabildiklerini öne sürüyor. En yüksek insan nüfuslarının olduğuna dair arkeolojik kanıtların bulunduğu dönemde göllerde nispeten az miktarda dışkı stanolü olması bu iddiayı destekliyor. Bu durum için yapılan bir açıklamaya göre insan atığını toprağa gübre olarak kullandılar ve bu yüzden stanoller göllere gitmedi.


McGill University. 30 Haziran 2021.

Makale: Keenan, B., Imfeld, A., Johnston, K., Breckenridge, A., Gélinas, Y., & Douglas, P. M. (2021). Molecular evidence for human population change associated with climate events in the Maya lowlands. Quaternary Science Reviews, 258, 106904.

Lisansı Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı, Yüksek Lisansı Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler. Serbest çevirmenlik yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login