Darı, Antik Japon Mutfağında Neden Yer Edinemedi?

Japonya’da 3.000 yıl önce başlayan pirinç tarımı toplumu dönüştürdü, fakat aynı dönemde gelen darı, mutfak kültürüne girmeyi başaramadı.

Yayoi çanak çömlekleri, her iki ürünün de Kuzey Kyushu’daki erken dönem tarım yerleşimlerinde mevcut olduğunu doğruluyor. C: Fukuoka City Education Board

Antik Japonya’daki pirinç tarımı üzerine yapılan yeni araştırmalar, önemli teknolojik gelişmelerin her zaman kültürel uygulamaların—özellikle de mutfak geleneklerinin—terk edilmesine yol açmadığını gösteriyor.

Arkeolojik kanıtlar, dünyadaki çeşitli kültürlerde tarımın ortaya çıkışının toplumu dönüştürdüğünü gösterse de, tarihöncesi Japonya’daki pişirme kaplarının kalıntılarından elde edilen yeni bulgular, tarımsal ürünlerin yaygın şekilde benimsenmesine rağmen mutfak geleneklerinin büyük ölçüde etkilenmediğini ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, tarihten gelen bu bakış açısının, tüm teknolojik gelişmelerin toplumu aynı hızda dönüştürmediğini ve bazı kültürel uygulamaların, bazı durumlarda yüzyıllarca değişmeden sürebildiğini gösterdiğini vurguluyor.

Çalışma, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlandı.

(İlgili: Darılar, Çin’in Erken İmparatorluk Tarım Stratejilerini Gösteriyor)

Kore Yarımadası’ndan ithal edilen pirinç tarımının Japonya’da yaklaşık 3.000 yıl önce başlaması, ülke için tarım açısından bir dönüm noktasıydı. Pirinç zamanla toplumu dönüştürse de, yeni bulgular, pirincin kardeş ürünü olan darının—Kore mutfağında popüler olmasına rağmen—Japonya’da büyük ölçüde göz ardı edildiğini gösteriyor.

York Üniversitesi, Cambridge Üniversitesi ve Japonya’daki Nara Ulusal Kültürel Varlıkları Araştırma Enstitüsü’nden arkeologlar, bu döneme ait eski çömleklerdeki kalıntıları ve yanmış bitki kalıntılarını inceledi. Her iki ürünün de muhtemelen Güney Kore’den deniz yoluyla Japonya’ya birlikte taşındığını gösteren kanıtlara rağmen, bu ürünlerin Japon toplumu üzerinde aynı etkiyi yaratmadığı görüldü.

York Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Jasmine Lundy, “Organik kalıntı analizi, pirinç ve darı tarımının ilk etkilerini araştırmamızda çok önemli oldu. Bu analizler, bu ürünlerin nasıl kullanıldığını doğrudan görmemizi sağlayarak, erken Japon toplumunun mutfak pratiklerine ve ürün etkileşimlerine dair bize doğrudan bir pencere açıyor” diyor.

Geç Jomon ve Yayoi dönemlerine ait çömleklerdeki tohum izleri, her iki ürünün de erken dönem tarım yerleşimlerinde, özellikle Kuzey Kyushu’da mevcut olduğunu doğruluyor. Ancak, darı Tunç Çağı Kore’sinde temel gıda maddelerinden biri olmasına rağmen, Japon diyetinde neredeyse hiç yer bulamamıştı.

York Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Prof. Oliver Craig, “Darı kalıntılarının Japonya’daki yemek artıkları ve insan kemiklerinde neredeyse hiç görülmemesi bizi şaşırttı. Çünkü hem pirincin hem de darının bu dönemde geldiğini biliyoruz” diyor.

“Çömleklerdeki yağ ve yağ asidi izotop analizlerinden, darının Kore diyetinde büyük yer tuttuğunu ve bugün hâlâ tüketildiğini biliyoruz. Ancak Japon mutfağı üzerinde hiçbir etkisi olmamış gibi görünüyor. Çevresel etkenleri dışlayabiliyoruz çünkü darı Japonya’da da Kore’de olduğu gibi gayet iyi yetişebiliyor. Bu nedenle darının Japon mutfağına girememesinin arkasında başka nedenler olmalı.”

Araştırma ekibi, o dönemde Japonya’da zaten yerleşmiş olan balık bazlı yemeklerin, pirinç ve darı gibi önemli iki ürünün gelişiyle birlikte bile, ana besin kaynağı olarak kalmaya devam ettiğini ortaya koydu.

Nara Ulusal Kültürel Varlıklar Araştırma Enstitüsü’nden ve York Üniversitesi onursal araştırmacılarından Dr. Shinya Shoda, “Japonya’da Kore tarzı çömlekler ve tarım aletlerine dair kanıtlar var. Ancak bunlar insanların nasıl yemek pişirip yediğiyle örtüşmüyor. Yayoi çömlekleri hâlâ balık ve diğer yabani gıdaları pişirmek için kullanılıyordu ve bu çömleklerin çok azı sadece pirinç pişirmeye ayrılmış gibi görünüyor” diyor.

Bu bulgular Japonya’nın komşularındaki tarımın hızla benimsenmesine bakıldığında beklenmedik görünse de, teknolojik gelişmelerin her zaman ani toplumsal dönüşümlere neden olmadığı başka örnekler de var. Örneğin, Güney İskandinavya’da, tarımın gelişinden sonra bile avcılık, balıkçılık ve yabani gıda toplama uzun yıllar devam etti. Ancak Britanya’da tarım lehine geleneksel toplayıcılık hızla terk edildi.

Prof. Craig, “Pirinç ve darının gelişiyle birlikte Japonya’da çömlek tarzları ve maddi kültür gibi şeylerde değişiklikler görüyoruz, fakat yemek kültürü dikkat çekici biçimde istikrarlı kalmış. Japonya’nın mutfak tarihi zamanla Kore’de gördüğümüz ‘pirinç patlamasına’ yakalansa da, bunun günlük pratikleri etkilemesi zaman almış gibi görünüyor. Bu da, yemek kültürünün ne kadar derin yerleşik olduğunu ve büyük teknolojik değişimlere rağmen ayakta kalabildiğini gösteriyor” diyor.

Bu araştırma, Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Enrico Crema’nın yürüttüğü ENCOUNTER Projesi’nin bir parçası. Dr. Crema, “Bu son bulgular, Japon takımadalarında tarımın yayılma hızını, demografik etkilerini ve farklı kültürel özelliklerin evlilik pratikleri gibi faktörler tarafından nasıl şekillenmiş olabileceğini ortaya koyan ENCOUNTER projesinin bilgi birikimine katkı sağlıyor” diyor.


University of York. 21 Temmuz 2025.

Makale: O.E. Craig, J. Lundy, M. Bondetti, S. Nicholson-Lailey, N. Murakami, M. Suzuki, C. Stevens, A. Lucquin, H.M. Talbot, J. Son, S. Fujio, M. Sakamoto, Y. Yamashita, K. Kobayashi, E.R. Crema, & S. Shoda. 2025. Lipid residue analysis reveals divergent culinary practices in Japan and Korea at the dawn of intensive agriculture, Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 122 (30).

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Tarih bölümü mezunu. Antik Çağ Tarihinde yüksek lisans yapıyor.

You must be logged in to post a comment Login