Atalarımız, kiminle üreyeceği konusunda pek seçici değildi ve bu eski ilişkilerin izleri bugün hâlâ genomlarımızda görülebiliyor.
Bu insanların farklı bir tür oldukları kabul ediliyordu, fakat daha sonra modern insanlardan neredeyse ayırt edilemez oldukları anlaşıldı.
Hem vahşi doğadaki hem de esaret altındaki gibonların davranışları incelendi ve yalnızca dişilerin dans ettiği bulundu.
Evrimsel mirasımızda izleri hala belirgin olan ışık, biyolojik ve kültürel gelişimimizi etkilemeye devam ediyor.
Neandertal ve Homo sapiens mezarlarını inceleyen araştırma, iki türün ölülerini nasıl defnettiğine dair benzerlikler ve farklılıklar buldu.
Yeni bir araştırma, öpüşmenin primatlarda görülen bir tımarlama davranışından ortaya çıktığını öne sürüyor. Peki bu doğru mu?
Neandertaller hiçbir zaman gelişmiş mızrak fırlatma teknolojisini benimsemedi. Bunun nedeni yerçekimi olabilir mi?
20. yüzyılın en büyük bilimsel arayışlarından biri, insanları tarihöncesi atalarına bağlayan 'kayıp halka'yı bulmaktı.
Araştırmacılar, Tibet Platosu'nda yaşayan etnik Tibetli kadınların oksijen taşıma kapasitesi ile üreme başarıları arasında bağlantılar buldu.
Yaklaşık 66 milyon yıl önce dinozorları yok eden asteroid, karıncaların mantar yetiştirerek 'tarım' yapmaya başlamasına yol açmış olabilir.
İnsanlar, diğer birçok hayvanın aksine, neredeyse eşit sayıda erkek ve dişi yavruya sahip. Peki bunun nedeni ne?
Yeni bir araştırma, kuyruksuz maymunların birbirlerinin eylemlerinin ardındaki iletişimsel amaçları anlayabildiğini öne sürüyor.
Birçok araştırma, Neandertallerin ete düşkün olduğunu ama aynı zamanda deniz ürünlerinin ve hatta vejetaryen yemeklerin değerini de anladıklarını gösteriyor.
Araştırmalar, ekmek ve makarna gibi karbonhidratlara olan sevgimizin Antik DNA’larla bağlantılı olabileceğini öne sürüyor. Yeni bir çalışmaya göre, insanlar bu yiyecekleri ağızda sindirmeye başlama yeteneğini...
Kızıl Geyik Mağarası İnsanları, son 20.000 yıl içinde Dünya'da yaşamış en sıradışı ve gizemli insan gruplarından biri olabilir.