İberya'da bulunan Kalkolitik dönem toplumuna ait yüksek statülü birey, daha önce düşünüldüğü gibi erkek değil, bir kadındı.
Araştırmacılar, 7. yüzyılda yaşamış bir genç kızın nasıl göründüğünü gösteren bir yüz rekonstrüksiyonu oluşturdular.
Dünyanın dört bir yanındaki onlarca toplayıcı gruptan elde edilen veriler, bu toplumların en az yüzde 79'unda kadınların avlandığını gösteriyor.
Yeni bir yüz canlandırması, insanlığın soyu tükenmiş akrabalarından biri olan Hobbit lakaplı Homo floresiensis hakkında fikir veriyor.
Modern insanın bir akrabasına ait bacak kemiği üzerindeki kesik izleri taş aletlerle yapılmıştı ve yamyamlığın en eski kanıtı olabilir.
Cinsiyet kimliği her zaman biyolojik cinsiyetin ikili modeline dayanmaz ve araştırmalar, bu akışkanlığın tarih öncesinden beri var olabileceğini gösteriyor.
And dağlarında MS 470 ile 1500 yılları arasında yaşayan topluluklarda, iklim değişikliği sırasında kişiler arası şiddet oldukça artmış.
Etiyopya'daki bulgulara göre, Homo erectus türünde cinsiyetler arası boyut farkı vardı ve aynı anda farklı taş alet teknolojileri kullanıyorlardı.
Stonehenge yakınlarında, 4.400 yaşında olduğu düşünülen Tunç Çağı tümülüslerinden oluşan büyük bir mezarlık keşfedildi.
Arkeologlar, Peru'nun başkentindeki bir tepenin üzerinde, etrafı koka yapraklarıyla çevrili İspanyol öncesi bir mumya buldular.
Lucy'nin de içinde bulunduğu Australopithecus afarensis türü, modern insanlar gibi diz eklemlerini düzeltebiliyor ve dik durabiliyordu.
Arkeolojik kalıntılardan elde edilen DNA, Viking döneminde İskandinavya'ya göçün istisnai derecede yüksek olduğunu gösteriyor.
Yaklaşık 1.700 yıl önce, Roma Britanya'sında seçkin bir ailenin kalıntıları üzerine bilinmeyen bir nedenle sıvı alçıtaşı döküldü.
Medici aile mezarından alınan organ dokusunun analizi, en az bir kişinin ölümcül bir sıtma türüne yakalandığını ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, eski Mısır firavunu Tutankamon'un nasıl göründüğünü ortaya koyan dijital bir rekonstrüksiyon yarattı.
Cumbria ve Somerset'teki Tunç Çağ alanlarında gömülen insanların dişlerinde Yersinia pestis bakterisinin izleri bulundu.
İskeletlerin, yıkıcı patlamadan korunmak için bir fırına sığınan iki kadın ve üç ya da dört yaşlarında bir çocuğa ait olduğuna inanılıyor.
Bilim insanları, düzinelerce eski insanın oral mikrobiyomlarını yeniden yapılandırarak soyu tükenmiş genleri ortaya çıkardı.
Polonya'nın Kraków şehri yakınlarında bulunan iyi korunmuş 7.000 yıllık bir iskelet, Neolitik bir çiftçiye ait olabilir.
Uzun zamandır tarihin gölgelerinde gizlenen göçebe imparatorluk arkeolojik kazılar ve antik DNA kanıtları sayesinde gözler önüne çıkıyor.