Gıdalar oldukça hızlı bozulduğundan, arkeologların asırlar geçse de günümüze kadar korunabilmiş gıdalar keşfetmesi büyük bir kutlamayı hak eder. İşte, bu kutlamayı hak eden, en eski ve saygıdeğer gıdaların 7’si karşınızda.
Romalılar, tarihin uzun bir dönemi boyunca dünyanın birçok yerini işgal ettiler. Bu zengin, silahlı ve gittikleri her yere yol inşa eden insanlar, öldüklerinde nasıl gömüleceklerine de çok önem veriyorlardı. İşte dünyanın en eski şarabı günümüze kadar bu sayede kalabildi. Almanya’da bir mezar içerisinde keşfedilen bu şarap, hala sıvı halde olan en eski şarap. Yanında keşfedilen diğer şişelerin aksine, bu şişenin içindeki şarabın kurumamış olmasının sebebi, şarabın oksitlenmesini önlemek için tıpa yerine zeytinyağı tercih edilmiş olması; zeytinyağı, görevini başarıyla yerine getirmiş.
Peki 1600 yıllık bu şarap ne halde dersiniz? İçinde hem balmumu hem de kum benzeri içerikler bulunuyormuş ve içindeki alkol ise çoktan uçup gitmiş.
Bazıları dünyanın en eski ekmeğinin bulunduğu yerin bir atık çukuru olduğunu söylese de, bazıları buranın bir ayin alanı olduğuna inanıyor. Asıl amacı ne olursa olsun, bu alan 21. yüzyıldan itibaren, içerisinde yanık ekmek parçalarının ve Neolitik Dönem’e kalıntıların yüzdüğü suyla dolu büyük bir çukur haline gelmiş. İngiltere, Oxfordshire’da bulunan ve 5500 yıllık olduğu tahmin edilen ekmek, çok fazla pişmiş, hatta yanmış olduğu için ilk görüldüğünde kömür sanılmış. Eğer yapılan tarihlendirme doğruysa, ekmeğin Avrupa’dan İngiltere’ye gelen ilk insanlar tarafından yapılmış olması çok muhtelemel. Ekmeğin içindeki öğütülmüş arpalar dünyayı değiştiren bir devrimi temsil ediyor; İngiltere’ye yeni gelen bu insanların beraberinde getirdikleri acemilik seviyesindeki tarım bilgisi, mamutlara mızrak fırlatma çağının sonunu getiriyordu.
Dünyanın en eski çorbası Çinli işçiler tarafından yeni bir havaalanı için yapılan yol çalışmaları sırasında keşfedildi. Bronz bir pişirme çömleği içine koyulup sıkıca kapatılan ve mühürlenen çorba hala sıvı durumda ve Xian’ın yakınındaki bir mezarın içerisinde bulundu. Pek lezzetli görünmeyen bu çorba, 2400 yıllık bronz oksitlenmesi nedeniyle yeşile dönmüş durumda. Ayrıca içerisinde kemiklerin bulunması arkeologları oldukça memnun etmiş, çünkü bu sayede çorbayı tatmak zorunda kalmamışlar.
3000 yıl önce İrlanda’da kilolarca tereyağını depolamak için çok da fazla seçenek bulunmuyordu. İrlanda’da Kildare bataklığının hemen yakınlarında yaşayan halkın tereyağlarını bir turba içine gömüp, daha sonra varlığını unutmaları arkeologlar için büyük bir şans. Böylece, 2009 yılında dünyanın bilinen en eski tereyağı keşfedildi; keşfedildiğinde şaşırtıcı bir şekilde el değmemiş haldeydi ve hala ağzına kadar tereyağı ile doluydu.
Erişteyi ilk olarak hangi milletin keşfettiği uzun yıllar boyunca tartışıldı; Çinliler, İtalyanlar ve Araplar bu konuda adaylıklarını uzun süredir koruyorlardı. Çin’de Sarı Irmak nehrinin çevresinde gerçekleşen arkeolojik kazılar bu tartışmalara noktayı koydu, çünkü dünyanın hiçbir yerinde Laija’da bulunan 4000 yıllık erişteden daha eski bir erişte keşfedilmedi.
Arkeologların, bu güzel bronz çömlek içinde saklanmış olan siyah ve yeşil kömürleşmiş yığının kurutulmuş et olduğunu anlamaları biraz zaman almış, ancak bunu anladıklarında en eski kurutulmuş eti bulduklarını fark etmişler. Ayrıca bu etin mezara konulmadan daha önce kurutulduğu ortaya çıkarılmış.
Bu 110 yıllık çikolata kutusu diğerleri kadar eski değil, ancak yine de dünyanın en eski çikolatası olmaya aday. Bugüne kadar çikolatanın eski çağlarda da üretildiğine dair kanıtlar bulunmuş olsa da (genellikle sıvı halde), günümüze kadar kalmış gerçek bir çikolata hiç keşfedilmedi. Bu çikolata kutusu İskoçya’da ortaya çıkarıldı ve Kral VII. Edward’ın taç giyme törenini kutlamak için özel olarak hazırlandığı belirtiliyor.
mentalfloss
You must be logged in to post a comment Login