Şaşalı günlerini geride bırakan Osmanlı İmparatorluğu, 18. yüzyıldan itibaren kültürel ve sanatsal varlıklarının çoğunu kaybetti.
Kültürel miras, geçmişten günümüze dek toplumları bir arada tutan ve bireylere aidiyet hissi kazandıran bir unsur olmuştur.
Definecilerin yoğun tehdidi altında olan Anadolu toprakları, şüphesiz ki insanlık tarihine ışık tutan eşsiz bölgelerden biri.
Gotik üslup, dogmatik düşünce anlayışıyla paralel bir felsefeyle doğan, fakat sanatsal ve mimari açıdan devrimci bir ruha sahipti.
Prof. Dr. Ekrem Akurgal, Hititlerin; Selçuklu, Osmanlı külliyeleri ve Topkapı Sarayı’nı etkilediğini belirtmişti.
Yıllar önce ABD'de satışa çıkartılan Orpheus Mozaiği'nin Türkiye'den kaçırıldığı, zamk kutusu sayesinde kanıtlandı.
Truva’yı ve Truvalıları bugünkü şöhretine kavuşturan önemli isim, Alman bir tüccar olan Heinrich Schliemann idi.
Avrupa’da 17. yüzyılda başlayan koleksiyonculuk ve müzecilik faaliyetleri, Osmanlı topraklarını açık bir hedef haline getirdi.