Eserlerin yaşını hesaplamak isteyen arkeologlar, hem radyokarbon tarihleme yöntemine başvuruyor, hem de bulguları birbiriyle karşılaştırıyor.
Kazı alanlarının yaşı sorulduğunda arkeologlar net bir cevap vermeyebilir. Söz konusu alanın kaç yıllık olduğu, ancak yapılan araştırmalardan sonra doğru bir biçimde belirlenebilir. Dolayısıyla, araştırmacıların alana ilişkin görüşleri, kesin bir bilgi sunmaz.
Bir alanın arkeolojik yaşını belirleyebilmek oldukça güçtür. Ne var ki araştırmacılar, bu süreçte çok farklı yöntemlere başvuruyor. Söz konusu yöntemler, iki grup halinde incelenebilir: Birinci gruptakiler, detaylara odaklanmaksızın kronolojik bir taslak çıkarır; ikinci gruba dahil olan yöntemler ise nesnenin yaşına ilişkin çok daha kesin kanıtlara başvurur.
Karşılaştırmalı tarihleme
Bir meslek olarak arkeoloji tarihinin ilk aşamalarında karşılaştırmalı tarihleme yöntemleri geliştirilmişti. Ne var ki kesin tarihleme yöntemleri, karşılaştırmalı tarihleme yöntemlerine göre daha güvenilir sonuçlar elde eder. Karşılaştırmalı tarihleme yöntemlerinin farklı dalları var.
(Arkeoloğun Kazıda Bir Günü Nasıl Geçer?)
Stratigrafi (arkeolojik tabakalar) alanında çalışan arkeologlar, bir alanın zaman içerisinde tabakalara ayrıldığını; eski tabakaların yerini yeni tabakalara bıraktığını söylüyor. Bu noktada söz konusu alan, farklı katlardan meydana gelen bir pastaya veya lazanyaya benzetilebilir. Daha aşağıda yer alan katmanların daha eski olduğu düşünülebilir. Arkeologlar, bir alanın karşılaştırmalı kronolojisini elde edebilmek için “Süperpozisyon prensibi” olarak da bilinen varsayımlara başvuruyor. Buna ek olarak, kesin tarihleme yöntemleri ve bağlamsal ipuçları her bir katmanda bulunan eserlerin yaşını belirlemede yardımcı oluyor.
Dizileme yönteminde ise aynı alandan elde edilen eserler, istatistiksel analizlerden geçerek kronolojik bir sıralamaya tabi olur. Böylelikle, hem eserlerin hem de mevcut alanın yaşı belirlenmiş olur. Nesnelerin biçimi ya da bulunma sıklığı, kronolojik diziyi belirlemeye yardımcı olur.
Ancak karşılaştırmalı tarihleme yöntemleri belirli açılardan sınırlıdır. Kullanılan teknikler, özneldir. Belli bir alanda bulunan eserin konumu ya da diğer nesnelerle olan ilişkisi, doğru bilgiyi elde etmede yetersiz kalabilir. Dahası, zaman içerisinde nesneler yer değiştirmiş olabilir. Dolayısıyla, daha kesin sonuçlara ulaşmak isteyen arkeologlar, dikkatlerini kesin tarihleme yöntemlerine yöneltmiş durumda.
Kesin tarihleme
Belki de en ünlü tarihleme yöntemi olan radyokarbon tarihleme yöntemi, 1940’larda geliştirildi. Söz konusu yöntem, kimyasal analizler sayesinde nesnelerin yaşını bulabiliyor. Dahası, organik maddeler üzerinde gerçekleştirilen bu yöntem, radyoaktif karbon bozulmalarını ölçüyor. Willard Libby, bu buluşu ile Nobel Ödülü’nü kazanmıştı.
Termolüminesans yöntemi, kristal mineral içeren bir maddenin kaç yıl içinde ısındığını ölçüyor. Aynı zamanda bu yöntem, tortul tabakaların, seramiklerin ve diğer materyallerin yaşını ölçmek için de kullanılabilir.
Dendrokronoloji ise ağaç kullanılarak oluşturulan yapıların ve nesnelerin yaşını yaş halkalarını inceleyerek belirleyebiliyor.
Kimyasal bazlı diğer yöntemler de tarihlendirme için kullanılabiliyor. Bazı durumlarda arkeologlar, nesnelerin üzerine yazılmış tarihlere ya da tarihi kayıtlarda yer alan bilgileri erişebiliyorlar.
Kesin tarihleme yönteminin dezavantajları da var. Kullanılan teknikler oldukça pahalı. Söz konusu teknikler, sanılanın aksine, kesin tarihi sağlamayabiliyor.
(Arkeolojik Kazıya Giderken Yanınıza Almanız Gereken 11 Şey)
Örneğin, radyokarbon tarihleme yöntemi, yalnızca 62.000 yaşından daha küçük materyalin yaşını ölçebiliyor ve yalnızca bu tarih aralıklığında sonuç veriyor. Buna ek olarak, daha eski nesneler yeni organik maddelerle etkileşime girdiğinde söz konusu yöntem yine işe yaramıyor.
Öte yandan yeni tarihleme yöntemleri, arkeolojik alanların tarihini ve yaşını belirlemek isteyen arkeologlara çok daha geniş fırsatlar sunuyor.
Tüm yöntemleri bir araya getirmek
Kronolojik yazılmış tarihsel bir yazı veya çömlek tarzı, 500 yıllık bir zaman aralığına kimyasal bir teknikle yerleştirilmiş bir nesne için daha kesin bir tarih sağlamak için kullanılırken, karşılaştırmalı ve kesin tarihleme yöntemleri birbirinden sık sık destek alır.
(Her Kazıda Karşılaşılan 15 Arkeolog Tipi)
Kesin tarihleme yöntemleri, kazı çalışmaları devam ederken bulunan örnekleri kullanır. Dolayısıyla, söz konusu alan hâlâ incelendiğinden arkeologlar, yaklaşık değerlerle çalışmak isteyebilirler. Bağlamsal bilgiden destek alan bu süreç, yerinde tarihleme yöntemi (spot-dating) olarak da biliniyor. Elde edilen veriler, bir sonraki aşamada kesin tarihleme yöntemine yardımcı olur.
National Geographic. Erin Blakemore. 28 Haziran 2019.
You must be logged in to post a comment Login