Araştırmaya Göre, Stonehenge Güneş Takvimi İşlevi Görüyordu

Gündönümleriyle uyumu göz önüne alındığında, Stonehenge bölgesinin eski bir takvim işlevi gördüğü uzun zamandır düşünülüyordu. Şimdi ise bir araştırma bunun nasıl çalıştığını belirledi.

Taş çemberin tarihiyle ilgili yeni bulgular ve diğer antik takvim sistemlerinin analizi, profesör Timothy Darvill’i Stonehenge’e yeni bir bakış atmaya sevk etti. Antiquity dergisinde yayımlanan analiz, sitenin bir güneş takvimi olarak tasarlandığı sonucuna vardı.

Bournemouth Üniversitesi’nden Darvill, “Stonehenge’in net gündönümüne göre hizalaması, insanları sitenin antikacı William Stukeley’den bu yana bir tür takvim içerdiğini önermeye sevk etti. Şimdi ise keşifler konuya daha net bir şekilde odaklandı ve sitenin 365,25 günlük bir tropikal güneş yılına dayanan bir takvim olduğunu gösteriyor.” diyor.

(İlgili: Stonehenge Nasıl İnşa Edildi?)

En önemlisi, son araştırmalar Stonehenge’in sarsenlerinin MÖ 2500 civarında aynı inşaat aşamasında eklendiğini göstermişti. Aynı bölgeden alınmışlar ve daha sonra aynı oluşumda kalmışlardı. Bu, tek bir birim olarak çalıştıklarını gösteriyor.

Bu nedenle Darvill bu taşları analiz etti, numerolojilerini inceledi ve bu döneme ait bilinen diğer takvimlerle karşılaştırdı. Planlarında bir güneş takvimi belirledi ve Wiltshire’ın eski sakinlerinin günleri, haftaları ve ayları takip etmelerine yardımcı olan yılın fiziksel bir temsili olarak hizmet ettiklerini öne sürdü.

Darvill, çember içindeki farklı taşların her haftanın başlangıcını işaret ettiğini belirterek, “Önerilen takvim çok basit bir şekilde çalışıyor. Sarsen çemberdeki 30 taşın her biri, her biri 10 günden oluşan üç haftaya bölünmüş bir ay içinde bir günü temsil ediyor.” diyor.

C: Darvill, (2022).

Ek olarak, güneş yılına uyması için beş günlük bir ara ay ve her dört yılda bir artık gün gerekiyordu. Darvill, “Muhtemelen sitenin tanrılarına adanan ara ay, sitenin merkezindeki beş triliton ile temsil ediliyor. Sarsen çemberin dışındaki dört taş, artık bir güne kadar çentik kazımak için işaretler barındırıyor.” diyor.

Bu nedenle, kış ve yaz gündönümleri her yıl aynı taş çiftleriyle çerçeveleniyordu. Trilithonlardan biri de kış gündönümünü çerçeveliyor ve bu da yeni yıl olabileceğini gösteriyor. Bu gündönümü hizalaması aynı zamanda takvimi kalibre etmeye de yardımcı oluyordu. Günlerin sayımındaki herhangi bir hata, güneş gündönümlerinde yanlış yerde olacağından kolayca tespit edilebilirdi.

10 günlük haftaları ve fazladan ayları olan böyle bir takvim bugün alışılmadık görünebilir. Ancak bunun gibi takvimler bu dönemde birçok kültür tarafından benimsenmişti.

Darvill, “Böyle bir güneş takvimi, MÖ 3000’den sonraki yüzyıllarda Doğu Akdeniz’de geliştirildi ve Mısır’da 2700 civarında Sivil Takvim olarak kabul edildi ve MÖ 2600 civarında Eski Krallığın başlangıcında yaygın olarak kullanıldı.” diyor.

Bu, Stonehenge tarafından takip edilen takvimin bu diğer kültürlerden birinin etkisinden kaynaklanma olasılığını artırıyor. Yakındaki buluntular, bu tür kültürel bağlantılara dair ipuçları veriyor. Aynı dönemde yakınlarda gömülü olan “Amesbury okçusu” adlı bir adam, Alplerde doğdu ve bir genç olarak İngiltere’ye taşınmıştı.

Profesör Darvill, gelecekteki araştırmaların bu olasılıklara ışık tutacağını umuyor. Antik DNA ve arkeolojik eserler, bu kültürler arasındaki bağlantıları ortaya çıkarabilir. Yine de, Stonehenge’de bir güneş takviminin tanımlanması, onu nasıl gördüğümüzü değiştirmeli.

“Stonehenge mimarisinde temsil edilen bir güneş takvimi bulmak, anıtı yaşayanlar için bir yer olarak görmenin yepyeni bir yolunu açıyor.”


Bournemouth University. 1 Mart 2022.

Makale: Timothy Darvill. 2022. Time keeping at Stonehenge. Antiquity.

Arkeofili editöryel servisi. İletişim: arkeofili@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login