Eylül ayından beri Amphipolis kentinin ismi, birçok haber kaynağında geçiyor. İlk başlarda önemsenmese bile, her hafta hakkında yeni haber duyulan bir yeri insan bir süre sonra görmezlikten gelemiyor ve Amphipolis’te neler döndüğünü merak etmeye başlıyor. Amphipolis’te işler, Büyük İskender’in adının karışmasıyla birlikte iyice çığrından çıktı.
2012’de antik Amphipolis kentinin kuzeyinde kazı yapan Yunan arkeologlar, Kasta Tepesi’nde bir anıt mezar buldular. Daire şeklinde olan mezarın çevresi 497 metre ve mermerle kaplanmış kireç taşından yapılmış. Kazıların sonucunda hepsi taş duvarlarla kapatılmış üç oda ortaya çıktı. İhtişamlı mezarın girişini bekleyen iki sfenks bulundu. Mezarda bir de iskelet bulundu.
Mezarın 3 boyutlu rekonstrüksiyonu: buradan
Büyük İskender’in Mezarı Mı?
Bilim adamları, iskeletin kimliğini ya da en azından bu görkemli mezarda yatan kişinin yaşını ve cinsiyetini belirlemek için çalışıyorlar. Büyük İskender’in zamanına tarihlenen mezarda İskender’in yattığına dair iddialar da var ama bu çok küçük bir ihtimal; İskender’in Mısır’da gömülü olduğu düşünülüyor. Amphipolis’te ise İskender’in annesi, karısı, oğlu, bir generali ya da yakın arkadaşı ve muhtemel sevgilisi (ve bir Amphipolis yerlisi) Nearchos’un gömülmüş olabileceği düşünülüyor. Tepenin yerliler tarafından Kraliçe Tepesi ismiyle anılması da mezarda yatan kişinin kraliyete mensup bir kişi, ve olasılıkla bir kadın olduğuna dair ipuçları veriyor.
Anıt Mezardaki Görkemli Buluntular
Mezarın tarihlenmesinde yardımcı olan öğeler iki karyatid – yani taştan yapılan ve mimari bir destek biçimi olan kadın heykelleri oldu. Bunlar ilk odanın çatısını destekliyor ve MÖ 4.yy’a özgü bir teknikle inşa edilmişler. Karyatidlerden birinin yüzü tam iken, diğerinin yüzü kayıp. Heykellerin üstünde antik Kora heykellerini hatırlatan kırmızı ve mavi boyalar bulundu. Mezarın büyüklüğü, asil birinin ya da önemli bir figürün burada yattığını akla getiriyor.
Araştırmaların başındaki arkeolog Katerina Peristeri, mezarın İskender’in ölümünden hemen sonraki bir devreye, MÖ 323 yılına denk geldiğini belirtti. Alanın önemi burada bulunan ve Makedon kültürünün özelliklerini taşıyan buluntulardan ileri geliyor. Karyatidlerden sonraki ikinci odada ise büyüleyici bir mozaik bulundu.
Amphipolis’teki Mozaik
Bunlardan biri Hades’in Persephone’yi kaçırmasını resmeden bir mozaik. Bu mozaiğin orijinal renkleri neredeyse tamamen korunmuş durumda. Mozaik siyah, beyaz, gri, mavi, kırmızı ve sarı taşlardan yapılmış. Yunan mitolojisinde yeraltı tanrısı Hades, Zeus ve tanrıça Demeter’in kızı Persephone’yi gelini olması için kaçırır. Mozaikte Hades’in arabası iki beyaz at tarafından, tanrı Hermes’in önderliğinde yeraltı dünyasına çekilirken görülüyor. Bu sahnenin mezarda görülmesi, mezarı bir açıdan Büyük İskender’in ailesine bağlıyor. İskender’in babası Kral II. Philip’in de mezarının arasında bulunduğu Vergina’daki kraliyet mezarlarında da aynı sahne bir duvar resminde görülüyor.
Vergina’daki Persephone’nin kaçırılışı sahnesi
En son haberlere göre, Amphipolis’teki mozaiğin bulunduğu ikinci odada duvar resimleri de ortaya çıktı. Arkeologlar sütunların üstündeki frizin mermer bölümlerinin temizlik ve restorasyon süreci sırasında kanatlı bir yaratık ile bir boğa resmini açığa çıkardı. Bir sahnede bir erkek ve kadının arasında duran bir boğa resmedilmiş.
Diğer bir sahnede ise ayaklı turuncu bir kazana doğru yaklaşan kanatlı bir yaratık görülüyor. Kırmızı, mavi ve aşı boyası örnekleri kazanın ayakları ile kadın ve erkeğin kıyafetleri gibi birkaç noktada görülüyor.
Anıt Mezarın Sakini Bulundu
Gömülü olan iskelet ise, üçüncü odanın tabanının 1.6 metre altında bulundu. Mezar büyük kireç taşı bloklarla yapılmış. Mezarın içinde ayrıca demir ve bakır çivilerle birlikte uzun ve ince bir çöküntüye rastlanması, bir tabutun varlığını kanıtladı. Etrafa saçılmış olarak da tabutun kendisinden kopan kemik ve camdan dekorasyon parçaları bulundu.
Mezarın İnşasından Sonraki Süreç
Bu mezarın yapımında kullanılan mermer miktarı, şu ana kadar bulunan herhangi bir Makedon mezarından daha fazla. Bu da zamanında mezarın, göz önünde olan, ihtişamlı bir yapı olduğunu gösteriyor.
Arkeolog Peristeri, mezarın bir zamanlar ziyarete açık bir anıt olduğunu ama daha sonra kapatıldığını açıkladı. Fakat bu mezarın birçok kez yağmalanmasını engelleyememiş. Bu yağma da mezardaki iskeletin kimliğini belirlemeyi oldukça zorlaştırmış. Girişi kapatan duvarlar da yağmayı önlemek için yerleştirilmiş.
Mezarda hem İskender zamanına (2.yy) hem de MÖ 2.yy’dan MS 3.yy arasına tarihlenen sikkeler de bulunmuş. Peristeri son açıklamasında, mezardaki iskeletin kötü bir durumda bulunduğunu, yaş ve cinsiyetine ait bilgilerin birkaç ay içinde öğrenileceğini belirtti.
Amphipolis’teki İskeletin Kimliği
Daha önceki açıklamalarında; bu ihtişamıyla mezarın bir generale ait olabileceğini açıklayan Peristeri, iskeletin kimliği hakkında başka bir yorum yapmaktan kaçınıyor. Kültür bakanlığı görevlisi Mendoni, DNA analizi yapılsa bile kimliğinin hiçbir zaman bilinemeyebileceğini belirtti.
Büyük İskender’in babasının Vergina’daki mezarından alınan DNA örnekleriyle, Amphipolis mezarından alınacak örneklerin karşılaştırılması ihtimali konuşuluyor. Ama Vergina’daki Philip II’nin cesedi yakılmıştı ve bu keşif 50 yıl önce yapılmıştı, bu yüzden DNA örneğinin bulunabilmesi zor görünüyor.
Kazı Süreci Sona Erdi
22 Kasım’da alanı ziyaret eden Yunanistan kültür bakanı, kazının ikinci kısmının başladığını duyurdu. Jeofizik uzmanları bölgeyi tarayarak çevrede başka yapıların olup olmadığını araştıracak. Bu sırada arkeologlar da mezarın içindeki çok renkli dekorasyon ve fresklerin üstünü dikkatle açıyorlar. Kazı kısmı bitmiş olsa da, şu ana kadar ortaya çıkarılan bulguları değerlendirmek de oldukça zaman alacak.
Rekonstrüksiyon Yapılacak
Kasta Tepesi’nin rekonstrüksiyonu için de çalışmalar başlayacak. Mezarı çevreleyen 497 metrelik dairenin sadece 80 metresinin mermer kaplaması yerinde duruyor. Bunun için çevreye saçılan mimari parçalar belirlenmeye çalışılıyor. Şu ana kadar 500 mermer parça bulundu. Yakında bulunun Kerkinis Gölü’nün sularının çekilmesiyle de birçok yeni parça su yüzüne çıktı. Bu parçaların bir kısmı 1936’da yapılan Kerkinis barajının yapımında kullanılmış. Birçok diğer mermer parça da 1900’lerde İngilizlerin başarısızlığa uğrayan bir ülkelerine kaçırma girişiminden sonra dağınık olarak kalmış.
Amphipolis’in Dünyada ve Yunanistan’da Etkisi
Mezarı bulan arkeolog Katerina Peristeri, pek az arkeoloğun erişebildiği bir ün kazanmış oldu. Peristeri, sadece geçen ay içinde Yunanistan’da üç tane ödül almış. Arkeoloji dünyası dışında bütün Yunanistan’ın gözü de bu kazının üstünde. Mezarın milli kimliği pekiştirmeye katkısının nedeni Büyük İskender ile bir bağının olduğunun düşünülmesi.
Yunanistan’ın Moralini Düzeltiyor
Mezar İskender’in oğluna, karısı Roxane’e, annesi Olympias’a, yakın bir arkadaşına, ya da generallerinden birine ait olabilir. Politik kargaşa ve 6 yıldır süren ekonomik krizin içindeki Yunanistan da böyle bir kahramanı ve efsaneyi kucaklamaya hazır bekliyor. Atina Üniversitesi’nden sosyolog Christos Kechagias, “İnsanların umutsuz kriz zamanlarında kimliklerini yeniden oluşturma şansları olur. Bu mezar Yunanlıların ihtişamlı antik dönemleriyle olan bağlarını güçlendirme umutlarını geri getiriyor” diyerek durumu açıkladı.
Yunan Medyasında Büyük Yer Etti
Yunan haber yayıncıları kazıdan gelen haberleri büyülenmiş gibi bekliyorlar. Bir kazının günbegün haberinin yapılması ve yeniliklerin bildirilmesi hiç alışılmış bir şey değil. Fakat Amphipolis’te gün ışığına çıkarılan Persephone’nin kaçırılışı mozaiği, iki Karyatid heykeli, şu anda analiz altında olan kireç taşı bir mezardan çıkan kemik kalıntıları ve diğer her yeni gelişme medyada büyük yer etti
Politik Bir Araç Olarak Amphipolis
Başbakan Samaras, konuşmalarında mezara önem vermesinin yanında Ağustos’ta mezarın çevresini eşiyle gezdi. Mezarın çevresindeki halkayı dolaştıktan sonra mezarın girişinde, iki başsız sfenksin önünde durarak “bütün Yunanları gururlandıracak önemli bir keşifi duyurdu. Yerel medya ve kültür bakanı ilgi yoğunluğundan memnunken, Samaras’ın rakipleri keşfin politik bir araç olarak kullanılmasından rahatsız. Bazıları da Amphipolis’in gündem değiştirmek ve göz boyamak için kullanıldığını düşünüyor. Yunanistan’da dört kişiden biri işsiz ve gelirler, krizin başlangıcından beri üçte bir oranında düştü. Medyada Samaras ve hükümetinin mezara karşı tutumunu eleştiren karikatürlerin çıkması da bu nedenle şaşırtıcı değil.
İndiana Jones rolünde Yunanistan Başbakanı
Amphipolis’in Bölgede Etkisi
Amphipolis’te ise mezarın bölgeyi kalkındıracağı umutları var. Hafta sonu ortalama beş ziyaretçisi olan müzenin artık iki bine yakın ziyaretçisi oluyor. Daha açık bile olmayan mezar alanına turist otobüsleri ve öğrenciler ziyarete geliyor. Thesssaloniki Channel TV’nin reytingleri Amphipolis’le ilgili yapılan yarım saatlik bir haber zarfında %3ten %24e çıkıyor. Keşiflerin bütün ülkeyi etkileyen ve özgüvenlerini artıran bir etkisi olmuş.
Arkeolog Peristeri ise resmi basın açıklaması öncesinde bir konuşmak istemedi ve sözcüsü aracılığıyla, keşfin Yunanistan’ın kültürel önemini dünyaya hatırlatmasından mutlu olduğunu ama kopan yaygaranın 35 yıldır devam ettirdiği bilimsel araştırmaları değiştirmediğini söyledi.
You must be logged in to post a comment Login