Amphipolis mezarında bulunan iskeletlerin kimliği üzerine yapılan araştırmalar, tarihçileri ve arkeologları yeni senaryolar üretmeye itti. Uzmanlar şimdi de bulunan iskeletler arasında nasıl bir kan bağı olabileceği üzerine düşünüyor.
Tarihçiler, en çok kemiğin ait olduğu 60 yaşındaki kadın iskeletinin İskender’in annesi Olympias’a ait olduğunu düşünüyor. Olympias MÖ. 316 yılında, 60 yaşındayken, Kral Kassandros’un emriyle taşlanarak öldürülmüştü.
İki 30-40 yaşlarındaki erkek iskeleti de büyük ihtimalle Kral Kassandros’un oğullarının iskeleti olabilir. İskeletlerden biri vahşice öldürülmüş. Kral Kassandros MÖ. 305-297 yılları arasında hüküm sürmüştü ve Büyük İskender’in ölümünden sonra imparatorluk için savaşanlardandı. Babası Antipater, İskender’in komutanlarındandı ve MÖ. 320 yılında bütün Makedonya’nın hükümdarı olmuştu, fakat daha sonra imparatorluğu oğlu Kassandros’a bırakmadı.
Kassandros kral olmayı başarmış olsa da, özellikle İskender’e ve ailesine karşı olan nefretiyle biliniyordu. MÖ. 316 yılında İskender’in annesi Olympias’ı öldürttü. Aynı yıl Büyük İskender’in karısı Roksane ve oğlu 4. İskender’i de öldürttü. Kassandros’un İskender’in heykellerinin önünden geçerken bile neredeyse baygınlık geçirdiği söyleniyormuş. Kassander’in, İskender’in isyan ettiği için yok ettiği Thebai şehrini yeniden inşa etmesi de, zamanında ölü imparatora bir hakaret olarak görülmüş.
Yakılmış iskelet ve bebek iskeleti ise hala bütün gizemini koruyor.
Makedon Geleneğine Aykırı Bir Mezar
Uzmanların dikkat çektiği diğer bir konu ise; Makedonya geleneğinde ölülerin birlikte gömülmediği. Donna Kurtz ve John Boardman’ın “Antik Yunan Dünyası’nda Ölü Gömme Gelenekleri” kitabında belirtildiğine göre “ Hellenistik Dönem’de normal insanlar basit bir lahitte, taştan bir mezarda ya da yakılıp külleri bir vazoya konularak gömülüyordu. Zenginlerin yaptırdığı mozole ve süslü mezar odaları gibi anıtsal mezarlar bu dönemdeki yeniliklerdi… Bireyselliğin öne çıktığı bir dönemdi, ve insanın ölümsüz olduğu inancının kanıtlarını da ilk defa bu dönemde görmeye başlıyoruz. İskender ve haleflerinin örneğinden de imkanı olanların kutsal bir doğaya sahip olabileceğini görüyoruz.”
Anıt Mezarlar Kadınlar İçin Yapılmıyordu
Tarihçilere göre anıt mezardaki kişinin gerçekten Olympias olması ve anıt mezarın onun için yapılması, Makedonyalıların geleneklerini ihmal etmesi dışında daha büyük bir önem taşıyor. Bir kadın için bu kadar büyük bir anıt mezar, hatta bilinen dünyanın en ihtişamlı anıt mezarlarından birinin inşa edilmesi, o zaman için saçma ve düşünülemeyecek bir şey olarak görülüyor. Böyle bir anıt mezar, Olympias’ın bir kahraman ya da yarı-tanrıça olarak kabul edildiğinin göstergesi olurdu. Bazı arkeologlar Olympias senaryosunu tamamen reddediyorlar ve Pydna şehrindeki bir yazıtta belirtildiği gibi, onun Pydna’da gömüldüğünde ısrar ediyorlar.
Gelecek Araştırmalar Amphipolis Hakkında Daha Kesin Bilgiler Verecek
Kültür bakanlığının resmi açıklamasına göre bulunanların mikroskopik inceleme aşamasına girildi ve bu incelemeler sonuçlanana kadar iskeletlerin kimliğine dair kesin hiçbir bilgimiz yok. Mezar odasında bulunan beş kişinin birlikte gömülüp gömülmediği de kesin olarak bilinen bir şey değil, çünkü iskeletler daha sonra yağmacılar ve vandallar tarafından bir köşeye atılmış olabilir.
Kesin olarak bilinen ise, iskeletin 60 yaşında bir kadına ait olduğu. İskeletin antropolojik incelemesi kemiklerde ağır darbe izleri olduğunu göstermedi. Olympias ise, söylenenlere göre taşlanarak öldürülmüştü.
İki erkekten genç olanının ise büyük ihtimalle bir bıçakla öldürüldüğü kesin olarak biliniyor. İskeletler üzerindeki gelecek araştırmalar bu iki erkeğin gerçekten de kardeş olduğunu kanıtlarsa, Kassandros’un oğulları olduklarına dair teori güçlenecek. Dönemin tarihsel kaynakları ise oldukça eksik ve güvenilmez. Kassandros’un iki oğlunun yaşları bile tarihçiler tarafından bilinmiyor ve tartışılıp duruyor.
You must be logged in to post a comment Login