2.500 Yıllık Kil İlacı, Bugün Bağırsak Sağlığımızı Koruyabilir

Lemnos Toprağı (LE) olarak bilinen eski bir tıbbi kil, günümüzde bağırsak sağlığını desteklemek için yeni anlayışlara ilham verebilir.

Basel Üniversitesi Eczacılık Müzesi koleksiyonundan Lemnos toprakları (sphragides) koleksiyonu (16.-18. yüzyıl). C: Basel Üniversitesi

Araştırmacılar, Lemnos Toprağı’nın MÖ 1. binyılda, modern tıbbi hapların ilk prototipi olabileceğini düşünüyor. Çünkü bu kil, küçük bir pelet haline getiriliyor, bir mühürle damgalanıyor ve şarap gibi sıvılarla tüketiliyordu.

Glasgow Üniversitesi, Strathclyde Üniversitesi ve Girit Teknik Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü ve PLOS ONE dergisinde yayımlanan bu çalışma, belirli killerin bazı mantarlarla birleşiminin bağırsak bakterilerini olumlu yönde etkileyen bileşikler üretebileceğini öne sürüyor. Bu durum, bağırsak mikrobiyomunun dengede kalmasına yardımcı olabilir ve genel sağlık üzerinde önemli bir rol oynayabilir.

Araştırmacılar, “Lemnos Toprağı’nın tam hazırlanış tarifi net değil ve muhtemelen zamanla değişti. Ancak bu tarihi kil, mikrobiyomu hedefe yönelik şekilde düzenleme yollarını araştırmamıza vesile oldu. Verilerimiz, mantar ve kilin bir arada kültürlenmesinin mikrobiyom üzerinde olumlu etkiler yaratabileceğini ve bu sayede inflamatuar hastalıkların ilerlemesini önleme veya bağırsak enfeksiyonlarını sınırlama potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor” diyor.

(İlgili: Antik İlacın Laboratuvar Macerası: Eski Formül Yeniden Canlanıyor)

“Verilerimiz, mantar ve kilin birlikte kültür edilmesinin, mikrobiyotayı manipüle ederek inflamatuvar hastalıkların ilerlemesini önlemek ve belki de bağırsak enfeksiyonlarını sınırlamak için değerli bir araç olabileceğini öne sürüyor; dolayısıyla bu, antik Lemnos Toprağı’nın (LE) 21. yüzyıl bağlamında daha fazla geliştirilmesine yönelik yollar sunuyor.”

Lemnos toprağı, 2.500 yılı aşkın süredir yutulan veya enjekte edilen zehirlere karşı bir koruyucu ilaç olarak saygı gördü ve hatta Orta Çağ sonrası dönemde vebaya karşı bile kullanıldı.

Projenin baş araştırmacısı ve Glasgow Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi’nden arkeolog Dr. Effie Photos-Jones, “Çalışmamız, yıllar önce Kuzey Ege’de, Yunanistan’ın Lemnos adasında başladı. Basel Üniversitesi Eczacılık Müzesi’nden alınan tarihi Lemnos Toprağı örneklerini (MS 16. ila 18. yüzyıl) inceleyerek, bu örneklerin doğal Lemnos kilinde bulunmayan belirli mantar türlerini içerdiğini keşfettik” diyor.

“Bu durum, bunların orijinal reçetenin bir parçası olup olmadığını merak etmemize neden oldu. Antik metinler, buğday ve arpa içeren bir ‘kutsama’ ritüelinden bahsediyor; bu tahıllar, genellikle depolama sırasında belirli mantarlarla enfekte oluyordu ve bilinçli bir şekilde eklenmiş olabilecekleri düşünülüyor.”

“Bu spekülasyon, bildiğimiz kadarıyla antik mineral terapötiklerin içinde mikroorganizmaların (bakteriler, mantarlar) varlığını ve doğasını belirlemeye yönelik (DNA dizilimi) ilk denemeyi başlattı. Bu yöntem, Strathclyde Üniversitesi’nden Dr. Charles Knapp tarafından geliştirilen bir yaklaşımı takip ediyor.”

Basel Üniversitesi’nden alınan tarihi Lemnos Toprağı örneklerini inceledikten sonra, ekip kendi mantarlarını ve killerini (biri smektit açısından zengin bir kil, diğeri kaolinit açısından zengin bir kil kullanılarak) kontrollü bir ortamda birlikte büyüttü ve biyoaktif bileşiklerin oluşmasını sağladı.

Glasgow Üniversitesi Enfeksiyon ve Bağışıklık Okulu, İmmünobiyoloji Merkezi’nden Profesör Simon Milling, “21. yüzyıl için yeniden yapılandırılmış Lemnos toprağımız, bu antik ilacın günümüzde yaşayan insanlar için bağırsak sağlığını destekleme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor” diyor.

Araştırmacılar tarafından yapılan testler, smektit kil ve mantar kombinasyonunun geniş antibakteriyel özelliklere ve bağırsak mikrobiyomu üzerinde benzersiz olumlu etkilere sahip olduğunu gösterdi.

Girit Teknik Üniversitesi, Kimya ve Çevre Mühendisliği Fakültesi’nden Profesör Danae Venieri, “Sonuçlar çok ilginçti. Yaygın patojenlere karşı yapılan testler, smektit kil ve mantar kombinasyonunun diğer killere ve kontrol grubuna kıyasla çok daha iyi antibakteriyel aktiviteye sahip olduğunu gösterdi” diyor.

Girit Teknik Üniversitesi’nden bir diğer meslektaşı, Maden Kaynakları Mühendisliği Fakültesi’nden Profesör George Ε Christidis, “Demir ve titanyum bileşenleri içeren killerin mikroorganizmalarla (bakteriler) etkileşime geçtiği biliniyordu ancak kilin ana bileşenleri olan kil minerallerinin kendilerinin rolü daha önce önemli olarak değerlendirilmemişti” diyor.

Kayda değer antibakteriyel aktiviteleri göz önüne alındığında, içlerindeki biyoaktif bileşiklerin tespit edilmesi önemliydi. Strathclyde Üniversitesi Eczacılık ve Biyomedikal Bilimler Enstitüsü’nden Dr. Nik Rattray tarafından yapılan sıvı kromatografi-kütle spektrometrisi (LC-MS) metabolomik analizleri, bazıları birçok kile özgü, bazıları ise yalnızca smektite özgü olan bir dizi biyoaktif bileşik ortaya çıkardı.

Bu kez Profesör Milling’in laboratuvarında yapılan laboratuvar fareleri üzerindeki testler, smektit kil ve mantarın birlikte kültür edilmesiyle beslenmenin bağırsak mikrobiyomu üzerinde benzersiz olumlu etkiler yarattığını gösterdi.

Bağımsız araştırmacı ve uzun süreli iş birliği ortağı Dr. Alexander Jones, “Smektit kil, aktif bileşenin güçlendirilmesinde önemli bir rol oynamış gibi görünüyor” diyor.

Glasgow Üniversitesi James Watt Mühendislik Fakültesi’nden Dr. Umer Zeeshan Ijaz ise, “Omik teknolojilerdeki son gelişmeler ve in situ analitik yaklaşımlar sayesinde, bağırsak mikrobiyomunun bileşimi ve işlevinin nasıl değiştirilebileceğine dair artan bir anlayış ve güven kazanıyoruz. Bu da sağlık hizmetlerinde yenilikler, terapi geliştirme ve hastalık yönetimine olanak sağlıyor” diyor.


University of Glasgow. 18 Aralık 2024.

Makale: Milling, S., Ijaz, U. Z., Venieri, D., Christidis, G. E., Rattray, N. J., Gounaki, I., … & Photos-Jones, E. (2024). Beneficial modulation of the gut microbiome by leachates of Penicillium purpurogenum in the presence of clays: A model for the preparation and efficacy of historical Lemnian Earth. PloS one, 19(12).

Anadolu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu. İstanbul Üniversitesi Prehistorya Bölümü Yüksek Lisans mezunu. Aynı üniversitede Doktora adayı. İletişim: ermanbu@gmail.com

You must be logged in to post a comment Login