Antik Yunanlar, “erkeklik” için Spartalıların kaslarını esnetmesinden Atinalıların kurnazlığına kadar çelişkili ideolojiler geliştirdiler.
Antik Yunanlar için erkeksi olmak cesur olmak anlamına gelirdi. Bunun için hem erkekliği hem de cesareti ifade eden andreia diye bir kelime vardı. Birinin cesaretini kanıtlamasının birçok yolu vardı ve belki de en kritik olanı savaş alanındaydı. Silah söz konusu olduğunda, hiç kimse Spartalılardan daha nitelikli görünmüyordu.
Spartalılar için cesaret bir numaralı erdemdi ve en büyük onur, savaş alanında savaşarak ölmekti. Sadakat, özdenetim, dayanıklılık, korkuyu reddetme ve emirlere uyma örnek özelliklerdi. Öyle ki, savaş alanında korkakça davranan talihsizler, “titreyenler” ya sürgüne ya da intihara zorlanıyordu.
(İlgili: ‘Okul Yıllığı’ Benzeri Tablet, Antik Yunan Mezunlarını Kutluyor)
Antik Yunanistan konusunda otorite olan Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Paul Cartledge, “Antik Yunanistan’da erkek olarak doğulmaz, erkeklik elde edilebilen, korunabilen veya kaybedilebilen bir statüdür. Savaşın kültürel olarak Atina’da olduğundan daha fazla anlama sahip olduğu Sparta’da, erkeklik savaşta kanıtlanırdı.” diyor.
Elbette erkeklik sadece kan dökmek ya da tehlike karşısında cesaret göstermek değildi. Yunan savaşları mevsimlikti (Yunanistan’da her şey için belli zamanlar vardı) ve çoğu şehir devleti, Spartalılar gibi tam zamanlı profesyonel bir ordu yetiştirmedi. Bunun yerine, çoğu Yunan için, bir kyrios, yani evin efendisi olmak, günlük bir doz erkeklik sağlama anlamına geliyordu.
Turp cezası
Yunan erkekleri gururlu adamlardı ve oikos’un veya hane halkının kurallarını ihlal etmek, kyrios’un erkekliğine bir saldırı olarak görülüyordu. En ağır cezalar, yatağa giren davetsiz misafirler için ayrılmıştı. Eğer suçüstü yakalarsa, aldatılan kocanın izinsiz gireni öldürmesine izin veriliyordu. Ancak durum daha sonra öğrenilirse, ceza ağır para cezalarıyla sınırlıydı, yani tutku giderildikten sonra, tazminat konuşmak için zaman vardı.
Eli sıkı olanlar için alternatifler vardı: cinsel organlarına veda etmek ya da büyük bir turp ile sodomize edilmek (görünüşe göre bu gerçekten oluyordu). Önemsiz görünebilir, ancak intikam Yunan zihniyetinde önemli bir rol oynadı ve erkeklik, hayatta kalma ve refah kavramlarıyla yakından bağlantılıydı. Dolayısıyla “gerçek bir adam” kendisini ve ailesini/malını bir sebzeyle bile nasıl savunacağını bilirdi.
Elbette, yanlış yapmanın acı çekmekten daha kötü olduğunu savunan Sokrates gibi bilge adamlar da vardı ama kabul edelim, erkekliğin Akhilleusçu versiyonunun hüküm sürdüğü bir dünyada böyleleri azınlıktı.
Sparta’da güçlü kadınlar?
Doğdukları andan itibaren onlara öğretilenlerden dolayı, Spartalılar için aile hayatı görünüşte ikinci plandaydı. Devlete bağlılık her şeyden önce gelirdi. Onlar için ordu onların eviydi ve silah arkadaşları gerçek aileydi.
Geleceğin yurttaş askerlerini yetiştirme sebebiyle, evlilik yine de önemliydi. Bu nedenle, evliliği geciktiren erkekler alenen utandırılırken, birden fazla sağlıklı erkek çocuk sahibi olanlar övülürdü. Erkekler çoğunlukla savaş dünyasıyla meşgul olduğundan, kadınlar evin efendisi olarak hareket ediyorlardı. Fiili olarak, Yunanistan’daki kanunen reşit olmayan statüsüne indirilen ve kocalarının kontrolü altında olan kadınlardan çok daha fazla özgürlük ve güce sahiptiler (ancak bazı çiftlerin daha eşit yaşadığı varsayılabilir). Spartalı kadınlar günlük parayı yönetip, işletmeleri işletirken, ev işleriyle ilgilenen kölelerden de sorumluydu.
Eski kafalı Aristoteles, Spartalıların durumundan etkilenmemişti. Doğanın, erkeklerin kadınlara hükmetmesini amaçladığına inanıyordu. Ancak Sparta’da kendilerine özgü erkeklik tanımları, tam tersi bir sonuca sahip görünüyordu.
Fakat bu sadece görünüşteydi. Prof. Cartledge, “Atinalı kadınların aksine, Spartalı yetişkin kadınlar toprak mülkiyetine hem sahip olabilir hem de bunları elden çıkarabilirdi. Spartalı erkekler, Atinalı erkeklerin aksine, erkekliklerinde bir azalma olduğunu düşünmüyorlardı. Atinalı kadınların aksine Spartalı yetişkin kadınların sahip olduğu görünür ‘özgürlüklere’ rağmen, hala her şey erkeksiydi. Çünkü savaşçı değerleri bir bütün olarak yönetim biçimini ve toplumu yönetiyordu. Erkekler, eşlerinin cinsel yaşamlarını yönetmek de dahil olmak üzere üstünlüğü elinde tutuyordu.” diyor.
“Erkek ol“
Atina’da aile soyu ile ilgili olan babalık, Sparta’da çoğunlukla vatansever bir göreve indirgendiği için, babalık hakları ve sorumlulukları da azaldı. Bu bölgelerde bebek katli yaygındı, ancak Spartalılar “en güçlü olanın hayatta kalması” ilkesini uygulayarak meseleleri yeni bir düzeye taşımış olabilirler.
Atinalı bir çift, istenmeyen bir bebeği bıraktığında, bebeğin hayatta kalmasını ve başka bir aile tarafından büyütülmesini sağlamak için belli adımlar atarlardı. Fakat Sparta’da, istenmeyen bebeklerin doğaya ve vahşi hayvanlara bırakıldığı ve ölümü garanti ettiği biliniyor. Tüm bebekler, güya onları fiziksel kusurlar açısından muayene eden “kabile halkının yaşlı adamlarının” önüne getirilirdi. Uygun olmadığına karar verilirse çocuk, ailenin isteklerine bakılmaksızın ölüme terk edilirdi.
Bununla birlikte, yakın zamanda yapılan bir araştırma, durumun daha karmaşık olabileceğini öne sürüyor. Arkeolojik kanıtlar, bazı engelli bebeklerin gerçekten beslendiğini gösteriyor. (İlgili: Araştırmaya Göre Antik Yunanlar Zayıf Bebekleri Öldürmüyordu)
Uygun Spartalı erkek çocuklar, savaşta cesareti ima eden daha geniş erkeklik kavramı olan “Andragathia” ile bağlantılı ve aynı zamanda yoldaş dayanışması gibi bir vatandaş olarak diğer erdemleri göstermeyi de içeren sınavlarla karşı karşıya kaldı.
Cartledge, “Sparta’ da bu tür erkeksi erdem, tüm Yunanistan’da benzersiz bir şekilde zorunlu olarak 7 ila 18 yaşları arasında başarılı bir şekilde geçirilerek elde edilirdi. Bu, Agoge veya ‘Yetiştirme’ olarak bilinen eğitim sistemiydi.” diyor.
Eğitim programı, genç kanı profesyonel savaşçı-vatandaşlara dönüştürmek için tasarlanmıştı. Ortak kışlalardaki küçük askerler, erkeklerin dünyasına tanıtılırdı: savaş, dayanıklılık, hayatta kalma, avcılık ve atletizm. Onlar aynı zamanda arzu nesneleriydiler ve eğitim amaçlı kisve altında sübyancı ilişkilere zorlanıyorlardı.
Cartledge, kabaca 1000 antik Yunan kentinin tümünde kurumsallaşmış bir norm olmasını bir yana bırakarak, sübyancı ilişkilerin ille de yaygın olmadığını söylüyor. “Bana göre Atina ve Sparta bu konuda farklı nedenlerden dolayı istisnaydı; Sparta eğitim açısından, Atina sosyokültürel olarak.” diyor.
Thebes, orduda yetişkin erkek/erkek eşcinselliğini teşvik eden başka bir yaklaşım geliştirdi. Bu yolla askerlerin arasındaki bağların derinleştiğine ve özellikle bir aşık, savaş sırasında düştüğünde daha etkili bir şekilde savaşmalarını sağladığına inanıyorlardı. Thebes Kutsal Grubu (Sacred Band of Thebes) olarak bilinen Theban özel kuvveti size farklı bir şey söylemezdi.
Bu seçkin birim gözlemci Gorgidas’ın önderliğinde, milattan önce 4. yüzyılda oluşturulmuştu ve 150 eşcinsel çiftten oluşuyordu. Saldırının ön tarafında faaliyet gösteren “Gay 300”, topraklarının üstünde uzun süredir devam eden Spartalı egemenliğine son vermekten sorumluydu.
Aktif vs. Pasif
Kesin olan bir şey var, antik Yunan erkekleri cinselliklerinde oldukça özgürdü. Seks işçilerinden hizmet aramanın utanılacak bir tarafı yoktu, çünkü biraz seks işçiliği erkekliğin kilit bir yönüydü. Evlilik dışı ilişkilere karışmakta bir sorun yoktu. Başka bir erkek tarafından tahrik edilmek de utanılacak bir şey değildi (erkek güzelliği kutsaldı), özellikle de o adam güzel bir çocuksa (döneme ve şehre bağlı olarak).
Ne de olsa birçok Yunan için erkek cinselliği, yaş veya cinsiyetten çok güç dinamikleriyle ilgiliydi. Yatakta her şey iki şeyle alakalıydı: aktif ve pasif. Pasif olmak, yani penetre edilerek “kadın rolü” oynamak bir erkeğin yapabileceği en erkekçe olmayan şeyken, “penetre eden” olmak bir hakimiyet ve güç eylemiydi. “Gerçek bir adam” sadece aktif bir rol oynayabilirdi.
Bu akıl yürütme nedeniyle, özgür yurttaş erkekler genellikle “kadınsı” olarak etiketlenmekten korktukları için yetişkin eşcinsel ilişkilere açıkça girmediler, çünkü biri açıkça “pasif” taraftaydı.
Cartledge, “Yetişkin yaşamında isteyerek anal penetrasyona boyun eğen Atina’daki erkeklerle, kadınsılık çağrışımına sahip bir istismar terimi olan kinaidoi denilerek alay edilirdi. Sparta bu nedenle yetişkin erkek/erkek cinsel ilişkilerini ordunun hizmetinde kullanmamak konusunda oldukça ‘normal’ (bir kereliğine) davranıyordu.” diyor.
Bir erkeğin itibarını yok etmek oldukça kolaydı. Tek yapılması gereken onu cinsel sapkınlıkla suçlamaktı. Bu karalama girişimlerinden biri, Roma Cumhuriyeti sırasında siyasi kazanımlar için Marcus Antonius’un genç fuhuşu ve pasif eşcinsel eylemlerle suçlanmasıydı.
Kelimeler öldürebilir
Erkek-erkek aşkı hakkında bu kadarı yeterli. Gelelim meselenin özüne. Atina’da erkeklerin nihai savaş alanı siyasi arenaydı. Dolayısıyla en güçlü adamlar, yani “en erkeksi” adamlar, politikacılardı. En keskin silahları, gururla laconik olan Spartalıların aksine, retorik olmaktı.
Cartledge, “Spartalılar, diyelim ki Demosthenes gibi Atinalı bir politikacının ayrıntılı retoriğinden yana olmadılar, ancak istedikleri zaman kendi yollarıyla dokunaklı olabilirlerdi. Spartalılar için laconik olmak, erkek olmanın temel bir özelliği olarak ayrıştırılmadı ve bu nedenle Atinalıların süslü söyleminin kendi içinde kadınsı olduğunu düşünmediler.” diyor.
Belki de bir Atinalının en sevdiği eğlence, bir rakibini kamusal bir tartışmada yok etmekti, bu muhtemelen Spartalılara yabancı bir eğlenceydi. Yetenekli bir hatip, rakibini “sosyal penisinden” çabucak mahrum bırakabilirdi (erkekliği kazanmak zor ve kaybetmek kolaydı).
Toplum önünde utandırılmanın sonuçları ağır olabiliyordu. Sürgün ve toplumdan dışlanma, bir süre ayrı kalmaya “gerekli” olanlar için bir incelik olarak sunuldu.
Aristoteles’e göre tüm erkekler, şehrin ve onun agorasının dışında kendi başlarına gelişemeyen politik hayvanlardı (mutluluk arkadaşlık gerektirir).
Atinalıların çoğu için seçim basitti: ya “aptal” (kendini kendine saklayan biri) olarak adlandırılmayı kabul edebilirler ya da tam teşekküllü bir vatandaşın iniş çıkışlarını kucaklayabilirlerdi. Atina’nın saygın bir üyesi yalnızca evin efendisi olmakla kalmaz, aynı zamanda şehrin siyasi yaşamına da aktif olarak dahil olması gerekirdi. On sekiz yaşını doldurmuş tüm erkek vatandaşların, meclisin (ekklsia) aylık toplantılarına katılması ve büyük ve küçük fark etmeksizin tüm konularda oy kullanması bekleniyordu. Atinalı kadınların bilmediği bir ayrıcalık olan konuşma özgürlüğü, meclisin kalbindeydi ve bu nedenle, kişinin statüsü ne olursa olsun, tüm erkekler, en azından teoride, düşüncelerini, memnuniyetsizliklerini, endişelerini ve desteklerini ifade edebilirdi. Atina’da, yalnızca politik olarak aktif olmak, nihai testosteron güçlendirici olabilir.
Haaretz. 9 Mayıs 2022.
You must be logged in to post a comment Login