Haritacılar yüzyıllar boyunca gerçekte var olmayan kendi uydurdukları adaları çizmişler.
Bağımsızlık Savaşı’ndan sonra kurulan Birleşik Devletleri’nin sınırlarını çizen ilk antlaşmada var olmayan bir adadan bahsedilir. 1783 Paris Antlaşmasına göre, bu yeni ulusun kuzey sınırları “Superior Gölü’nün kuzeyinden Phelipeaux ve Royal Adalarına” uzanır.
(Eski Haritacılar Boşluk Bırakma Korkusu Yaşıyordu)
Madde gayet açıktır aslında, fakat araştırmacılar 1820li yıllarda sınırları çizmeye çıktığında bir sorunla karşılaşmışlardır: bölgede Phelipeaux diye bir ada yoktur.
Malachy Tallack yeni kitabı The Un-Discovered Islands isimli kitabında bu hayalet adaların uzun ve büyüleyici öyküsünü anlatıyor. Bu yazıda da bu adaların bazıları ele alınıyor.
Örneğin “Frisland”, Venedikli varlıklı bir adam olan Niccolò Zeno’nun uydurduğu bir ada gibi duruyor. Zeno 1558 yılında bir kitap yazıp Yeni Dünya’yı Kolomb’dan önce kendi atalarının keşfettiğini iddia etmişti. Tarihçiler günümüzde Zeno’nun bu iddiasının düzmece olduğunu düşünse de vakti zamanında kitap oldukça kişiyi etkilemiş ve içinde geçen adalar yüz yıldan fazla bir süre haritalarda gösterilmişti.
(400 Yıllık Harita Meksika’daki Yerlilerin Köklerini Gösteriyor)
O dönemde insanlar dünya okyanuslarını yeni yeni keşfetmeye başlıyor ve haberler de günümüz standartlarına göre çok daha yavaş hareket ediyordu.
Bazı adaların bir zamanlar var olup sonradan suya battıklarına inananlar da vardı. Guano Yasası’yla Birleşik Devletlere dahil olan Pasifik Okyanusu’ndaki Sarah Ann Adası bunlardan biri. Ada 1937 yılında gerçekleşecek tam güneş tutulmasının görüleceği yerde olunca gökbilimciler yola çıkmış fakat adayı bulamamışlardı. Muhtemelen ada hiç var olmadı ama gazeteler adanın battığını yazdı ve söylentiler devam etti.
Phelipeaux gibi diğer hayalet adalar ise doğrudan düzenbazlık sonucu ortaya çıkmış olabilir. Phelipeaux adası Virginia doğumlu John Mitchell’in çizdiği, Paris Antlaşmasında iki tarafın da kullandığı bir adadır. Fakat sahte adanın sorumlusu Mitchell değildi, kendisi de eski bir haritayı kopyalamıştı.
Phelippeaux ve diğer üç Lake Superior adasının isimleri Pontchartrain, Maurepas ve St. Anne bu dolandırıcılığın nereden kaynaklandığını açığa çıkarıyor. 1720li yıllarda Jean-Frédéric Phélypeaux isimli bir kont Fransa devlet bakanı görevindeydi. Pontchartrain ve Maurepas adında mülklere sahipti ve ailesinin koruyucu azizinin ismi de St. Anne idi. Yani birileri şerefine adalar icat ederek konta yaranmaya çalışıyordu belli ki.
(Roma İmparatorluğu’nun İnteraktif Yol Haritası Çıktı)
Bu dalkavuğun da, bölgede yaptığı yolculuklarına Phélypeaux’nün sponsor olduğu Pierre François Xavier de Charlevoix isimli bir kaşif olduğu düşünülüyor. Bu dört hayali ada ilk olarak Charlevoix’nın 1744 yılında yayımladığı bir kitapta çıkıyor karşımıza. Bu sahtekarlık da neredeyse bir yüzyıl boyunca fark edilmemiş ve 1842 yılında başka bir antlaşmayla silinene dek tarihte bu halde kalmıştır.
“Bir kaşifin söylediği bu küçük yalan tarihin çok önemli bir dönemine dolanmış adeta,” diyor Tallack. “Büyüleyici bir şey bu bana göre.”
2012 yılında yapılan bir araştırmada, haritalarda Güney Pasifik’teki New Caledonia kıyısında gösterilen Sandy Adası’nın da var olmadığı bulundu. National Geographic Society haftalar içinde Sandy Adası’nın bütün haritalarından silineceğini bildirdi ve diğer haritacılar da onu takip etti.
Google da Sandy Adası’nı haritalarından sildi fakat insanlar Sandy Adası’ndan fotoğraflar atmaya devam etti. Elbette şakaydı bu gönderiler, diyor Tallack, ama bir yandan da adaların insanın hayalgücünü ne kadar etkilediğini gösteriyor. “Sınırları açık bir şekilde belirtildiği için diğer bölgelere nazaran fikirlerimizi adalarda çok daha kolaylıkla yansıtabiliyoruz.”
National Geographic. 19 Ocak 2018.
You must be logged in to post a comment Login