Fransa’daki bir mağarada, yaklaşık 65.00 yıl önce bir sırtlan tarafından yenilmiş ve daha sonra mağaranın içine kusulmuş Neandertal dişleri bulundu.
Yaklaşık 65.000 yıl önce, mağara sırtlanı olabilecek büyük bir yırtıcı, muhtemelen ölü bir Neandertalin suratını yemişti. Daha sonra bu etobur, Neandertalin iki dişini kısmen sindirdikten sonra kusmuştu.
Yapılan yeni araştırma, kısmen sindirilmiş dişlere yapılan daha önceki analizleri tersine çevirdi. Şimdiye kadar bu kesici dişlerin bir sığıra ya da geyiğe ait olduğu düşünülüyordu.
(Neandertal Flütlerini Aslında Sırtlanlar Yapmış Olabilir)
Daha önce yapılan bu yanlış tanımlamanın nedeni ise basitti: Büyük etçil dişleri kısmen sindirdiğinde, hayvanın midesindeki sindirim suları, dişlerin sivri uçlarının şeklini değiştirdi ve tanımlaması güç bir hale getirdi.
Söz konusu iki diş, 1965 ila 1980 yılları arasında Fransa’da sürdürülen, Les Pradelles olarak da bilinen Marillac arkeolojik alanındaki kazılarda bulundu.
Bu arkeolojik alan antropologlar için bir altın madeni değerindeydi. Modern insanların en yakın akrabası olan ve yaklaşık 40.000 yıl önce nesli tükenen Neandertaller, Geç Pleistosen dönemde buradaki bir mağarası av kampı olarak kullanmışlardı ve yemek için başka bir yere taşımadan önce avladıkları hayvanları burada kesip biçmişlerdi. Araştırmacılar burada yaklaşık olarak 17.000 ren geyiği kemiği, at ve bizon kemikleri buldular.
(Neandertaller Yamyam Olabilir)
Kesilip biçilmiş hayvan kemiklerinin yanısıra, aynı şekilde kesim izlerinin görüldüğü Neandertal kemikleri de bulundu. Neandertal kemikleri üzerindeki bu izler, orada bulunan Neandertallerin yamyamlık ile meşgul olduğunu gösteriyor olabilir. Ya da Neandertaller kendi türlerine ait olan bu bireyleri ritüel bir anlamda parçalamış olabilir. Belki de genel anlamda kasaplık işlemleri için alıştırma yapmışlardı.
Her iki durumda da – yani Neandertallerin kendi türlerini yiyip yemediğine bakılmaksızın, bir Neandertalin (veya birkaç Neandertalin) dişleri, büyük bir etoburun kustuğu bir mağara zemininde kaldı ve günümüze ulaştı.
Araştırmanın eş yazarı Alan Mann, “Orada neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz, fakat Neandertaller kendi türlerine ait kafataslarını orada bırakmış olmalılar. Çünkü mağara sırtlanları buraya girmiş ve onları yemiş.” diyor.
Mağara sırtlanları kafatasına ait ince kemikleri yeme konusunda muhtemelen bir problem yaşamamışlardı, ancak dişleri sindirmek daha zordu. Bu yüzden sırtlan büyük bir ihtimalle dişleri geri kustu.
Araştırmacılar, eğer bu etobur bir sırtlansa, bugünkü türlerine hiç benzemiyordu. Eskiden Avrupa’da yaşayan ve şimdi soyu tükenmiş büyük sırtlan olacaktı.
Araştırmanın başındaki Bruno Maureille, “Mağara sırtlanları, o dönemde Batı Avrupa’da yaşayan muhtemelen en tehlikeli etoburlardı. Sırtlan çenesinin boyutunu gördüğünüzde, çok etkileyici bir şey olduğunu anlayabilirsiniz.” diyor.
(Homininler 500,000 Yıl Önce Yırtıcılara Yem Oluyordu)
Bulgular, Paleolitik dönemde etoburlar ve insanlar arasındaki etkileşime yeni bir ışık tutuyor. İnsanlar ve etoburlar aynı av, aynı barınaklar (mağaralar ve kaya sığınakları), aynı topraklar ve aynı kaynaklar için yarışıyorlardı.
Araştırmaya dahil olmayan bir araştırmacı ise, çalışmanın sadece dişlerin makroskopik özelliklerine dayanmakta olduğuna dikkat çekiyor ve “Gelecekte yüzey değişikliklerinden sorumlu olan diğer maddeleri karşılaştırmalı olarak değerlendirmek için mikroskopik teknikler, örneğin tarayıcı elektron mikroskopu kullanmak ilginç olacaktır.” diyor.
Bu bulgu, bir sırtlanın hominini yediğine dair ilk kanıt değil. Fas’taki bir mağarada bulunan bir hominin bacak kemiğinde, sırtlanların yaptığı diş izleri tespit edilmişti.
Live Science. 6 Şubat 2018.
Makale: Maureille, Bruno & Sandrine, Costamagno & Beauval, Cédric & E. Mann, Alan & María, Dolores & Garralda, Célimène & Mussini, Véronique & Laroulandie, William & Rendu, Aurélien & Royer, Aurélien & Seguin, Guillaume. (2017). The challenges of identifying partially digested human teeth: first description of Neandertal remains from the Mousterian site of Marillac (Marillac-le-Franc, Charente, France) and implications for palaeoanthropological research. Paleo.
You must be logged in to post a comment Login