İhale ile alınan birçok inşaat projesinde arkeolog, sanat tarihçisi ve restoratör bulundurma zorunluluğu var. Fakat anladığımız kadarıyla şirketler için bizzat arkeologlarla çalışmak pek istenmeyen bir durum olsa gerek ki, bu zorunluluğu bambaşka yollarla aşmaya çalışıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bazı facebook konuşmalarının internete yansımasıyla, bu zorunluluğun şirketler tarafından “kiralık diploma” yolu ile çözüldüğü öğrenildi. Aslında yıllardır kulaktan kulağa dolşan söylentiler, bir nevi gün yüzüne çıkmış oldu.
İddia edilen olay ise; şirketlerin, arkeolog kişinin diplomasını belli bir ücret karşılığında kiralaması ve böylece proje dahilinde bir arkeolog çalıştırıyor gibi gözükmesi. Fakat aslında çalıştırmayarak sadece diplomasını kullanması…
Kültür Sanat Emekçileri Derneği’nden İstifalar Geldi
Olayın ayyuka çıkmasıyla birlikte, Kültür Sanat Emekçileri Derneği’nden de ardı ardına istifalar geldi. Kültür Sanat Emekçileri Derneği Başkanı ve bu dernekte görev yapan bazı yöneticilerin de kendi diplomalarını kiraya vermesi de ayrı bir skandal konusu oldu. Diğer yöneticilerden Başkan Yardımcısı B. Ç. ve Genel Sekreter A. İ. de iddialar üzerine görevlerinden ayrıldığını bildirdi.
Söz konusu Facebook konuşmaları:
İddia edilene göre yukardaki konuşmalar Dernek Başkanı H. İ. ve A. İ. arasında geçiyor. Konuşmada Hızır İnan, Arkeolog A. İ.’ye diploma kiralama teklifinde bulunuyor ve ayda 1000 lira maaş ve sigorta sunuyor.
Olay II. Kılıçarslan Köşkü Restorasyonunda Ortaya Çıktı
Skandalın ortaya çıkması, Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Kılıçarslan Köşkü’nün koruma altına alınması ve restorasyonu için ihaleye çıkarılması ile oldu. İddialara göre Arkeolog K. S.’ın diploması, ayda 1000 lira karşılığında ihaleyi alan Gökalp Proje Müşavirlik LTD. şirketi tarafından kiralandı.
İşte tüm bu olayın ortaya çıkmasından sonra ise gerisi çorap söküğü gibi geldi. Yapılan birbiri ardına açıklamalar, yalanlar, itiraflar, iftiralar bir sonrakini tetikledi.
Radikal Gazetesinden Ömer Erbil’in Haberine göre o kişilerin ayrıntılı açıklamaları şu şekilde:
Kültür Sanat Emekçileri Derneği Başkan Yardımcısı B. Ç.: “Bunları en başından beri duyuyordum ve dernek yöneticisi arkadaşları uyarıyordum. Bunun doğru olmadığını ve karşı çıktığımı söylüyordum. Artık son olay bardağı taşıran son damla oldu. Genç arkeolog arkadaşların işsiz olmasını fırsat bilip kullanmaları asla kabul edilemez. Bizi şimdi dernekten uzaklaştırmak istedikleri için bizim kendilerine iftira attığımızı ileri sürecekler ama bu asla doğru değil. En baştan kendilerini bu konuda uyardım”
Kültür Sanat Emekçileri Derneği Başkanı H. İ.: “A. hanıma bu teklifi getirdiğim doğrudur. Yaz sezonunda bir proje için arkeolog aranıyordu. Kuzenim bana söyledi. Ben de A. hanıma ek gelir olması için teklif ettim. Eczacılar nasıl diplomalarını veriyorlar onun gibi düşündüm. A. hanıma da ayda bin liradan 50–100 lira derneğe bağışlamasını istedim. A. hanımla beraber şirkete gittik. Şirket ayda değil bir sefere mahsus bin lira vereceğini söyleyince vazgeçtik. Ben arkadaşımın menfaatini düşündüm. K. S.’yi tanımam. B. hanım ve arkadaşları dernekle anlaşamıyorlardı. O nedenle aramızdaki husumetten dolayı şimdi iftira atıyorlar.”
Gökalp Proje Müşavirlik LTD şirketi: “II. Kılıçarslan Köşkünün koruma altına alınması, çevre düzenlemesi ve arkeolojik kazı yapılması işine ait sözleşme 08.01.2015 tarihinde yapılmıştır. işbu sözleşme kapsamında gerekli tüm personel aylık Ücret karşılığı istihdam edilmekte olup herhangi bir diploma kiralama söz konusu değildir. Anılan işe fiili olarak henüz başlanılmamış olup hava şartlarının düzeleceği yaz aylarına doğru başlanması planlanmaktadır. Haberde ismi geçen K. S. de diğer teknik personeller gibi Firmamızda çalışacağına dair taahhütname vermiştir. Tek Taraflı olarak taahhüdünü fesh ettiği belirtilen personelin yerine yenisi bugün derhal istihdam edilmiştir. Haberde belirtildiği üzere bir dernek yönetiminin kendi iç çekişmesi üzerinden ve mesnetsiz iddialarla Firmamız yıpratılmış olup, haberinizin ilgili yerlerinden Firmamızın isminin bulunduğu kısımların ve belgelerin çıkarılmasını önemle rica ederiz.”
Tüm Restoratörler ve Konservatörler Derneği Başkanı Nazım Can Cihan: “İnanamıyorum, tam bir rezalet. Diploma kiralamışlar, hem de Ankara’da. Hayır, o değil de vicdan ve etik kiralamasalardı iyiydi… Ya, bırakın efendim, sanki bilmiyordunuz bu işlerin böyle olduğunu. Ankara’da bu işin olsa olsa arşivi olur, merkezi falan olacak bir yer değil. Ankara’daki bir derneğe sataşmak adına haberi böyle sürdürmek nedir? Mesleğe başladığım 2002 yılından beri tanık oluyorum bu duruma. Denetleyici kurumların bildiği, kolaylık olarak sunduğu, sevk ettiği bu durum için, dişinizin geçtiği diplomasını kiralayan restoratöre, sanat tarihçiye, arkeoloğa, mimara ve mühendise sataşıp onları linç edeceğinize, adınız ve mesleğiniz kadar iyi bildiğiniz bu sistemin nasıl düzeltileceğini konuşun. Okuldaki hocasıyla ihalede yarışan adamdan hangi etik kurallara sadık kalmasını bekleyebilirsiniz. Denetlediği işe süper gizli taşeron olandan, bu işte çalışandan vicdan bekleyeceğiz öylemi. Evet, bir sorundur bu ciddi de bir sorundur, görmezden gelmemeliyiz ama yeni öğrenmiş gibi de yapmayın hiç samimi görünmüyorsunuz. Sahiplenen varsa oturup konuşalım ama sadece konuşmayalım!
Arkeoloji ve Sanat Dergisi’nin sahibi arkeolog Nezih Başgelen: “Arkeolojide ve ilgili restorasyon projelerinde yapılan işlerin meslek etiğinin; ilkeleri, değerleri ve standartları açısından her yönüyle irdelenmesi, sorgulanması ve değerlendirilmesi gayet doğal ve gereken bir eylemdir. Ülkemizin her tarafında tarihi miras değerleri üzerinde hızla yürütülen restorasyon projelerinde yaşanan sayısız olumsuzluklar artık bu projeleri parayla tahribat uygulamalarına dönüştürmüştür. Bu durumun diğer bir sonucu da ilgili akademik ve kamusal alanda yaşanan yozlaşmalardır. Bu durum sari bir hastalık gibi ilgili Kurullardan başlayarak tüm tarafları yapısal ve işlevsel olarak etkisi altına aldığı görülmektedir. İlgili koruma kurullarında, belediyelerde, üniversite bölümlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında yaşanan bu olumsuzluklar, hukuk sistemini yakından ilgilendirdiği kadar; ahlaki boyutta, ilgili etik disiplinlerini de her açıdan zorlamaktadır. Kiralık diploma skandalına da yol açan bu kiralık diplomaların kullanıldığı binlerce proje, ÇED raporu, restorasyon uygulamaları, bunları kullanan ilgili kişi, kurum ve kuruluşların, yönetimlerinin ciddi prestij ve saygınlık kaybetmelerine yol açmaktadır. Bu olumsuzluklar karşısında, mevcut prosedürler geçersiz, hukuksal düzenlemeler yetersiz kaldığından, etik disiplinini biran önce her yönüyle devreye sokmak gerekmektedir.”
You must be logged in to post a comment Login