İsrail’deki Qesem mağarasındaki 400,000 yıl önce yaşayan insanlar av hayvanları ve sebzeler yanında kaplumbağa da yiyordu. Araştırmacılar Qesem mağarası içinde, yanık izleri olan kaplumbağa kabukları ve üstünde taş aletlerin izleri olan kaplumbağa kemikleri keşfetti.
Keşfi yapanlardan Tel Aviv Üniversitesi’nden Ran Barkai “Kanıtlar düzenli olarak kaplumbağa yediklerini gösteriyor. Bir çeşit yardımcı, yan yiyecek gibiydi, belki tatlı olarak ya da akşam yemeği öncesi yeniyordu” dedi.
Kaplumbağa kalıntıları farklı tabakalarda tüm mağara içine yayılmıştı. Bu da mağarada erken insanların yaşadığı süre olan 200,000 yıl boyunca kaplumbağa tüketildiğini gösteriyor. Toprak altından çıkarılan kaplumbağa kemiklerinde, erken insanların kaplumbağaları işleme ve yeme yöntemlerini açığa çıkaran alet ve yanık izleri keşfedildi.
Profesör Barkai “Daha önce Qesem’deki dişler üzerine yapılan çalışmalardan, buradaki insanların bitkileri tükettiğini biliyordu. Şimdi kaplumbağa yediklerini de söyleyebiliriz. Alageyik gibi başka hayvanlar kadar kalori sağlamasa da, buradaki erken insanlar kaplumbağaları topluyor, kesiyor, ve kızartıyorlardı” diyor.
Mağaradaki kalıntılar burada yaşayanların, bazen kaplumbağaları tüm halde ateş üstünde kızarttıklarını, bazen de önce kestiklerini gösteriyor. “Bir şekilde kaplumbağaları taş bıçaklarla kesmişler. Büyük ihtimalle küçük parçalara ayırmışlar” diyor Barkai.
Burada yaşamış insanlar, mağaraya belli aralıklarla gidip gelen avcı toplayıcılardı. Bitkiler dışında alageyik, vahşi at ve sığır gibi av hayvanlarıyla besleniyorlardı. Bu et ve ot karışımı beslenme biçimi yeteri kadar yağ ve protein almalarını, ve hayatlarını devam ettirmeleri için gereken kalorileri sağlıyordu.
Yakın bir zamana kadar, sadece daha geç dönemlerde yaşayan Homo sapiens’lerin hem bitki, hem de büyük ve küçük hayvanları yediği düşünülüyordu. Fakat Qesem’de bulunan kaplumbağa gibi küçük hayvanların yendiğine dair kanıtlar bunun doğru olmadığını ve bu geniş beslenme çeşidinin daha erken başladığını gösteriyor.
Araştırmacılardan Dr Ruth Blasco “Tarihte bazı başka örneklerde kaplumbağa gibi yavaş hareket eden hayvanların, ‘konserve yiyecek’ ya da daha sonraki bir zaman için saklanan yiyecekler olarak kullanıldığını biliyoruz. Belki Qesem Mağarası sakinleri de sadece yerel yiyecek kaynaklarını mümkün olduğu kadar genişletmek ve büyütmek istiyorlardı. Her halükarda bu keşif, burada yaşayan insanların uzmanlıkları, kabiliyetleri, ve belki de lezzet tercihlerine yeni bir boyut kazandırıyor” diyor.
Profesör Barkai “Kabuk ve kemiklerdeki izlere göre kaplumbağaların çoğu kabuğunun içinde kızartılmış. Diğer örneklerde çakmaktaşı aletlerle kabukları kırmış ve eti kesmişler. Kaplumbağaları kızartmak için şüphesiz ateş kullanmışlar. Tabi ki aslında daha büyük hayvanlar üstüne odaklanıyorlardı. Fakat -kaplumbağa gibi- etrafta bulunan yardımcı yiyecek kaynaklarını da kullandılar” diyor.
Barkai ve meslektaşları şimdi de mağarada bulunan kuş kemiği kalıntılarını inceliyor.
Qesem mağarası 2000 yılında bir yol yapım çalışması sırasında keşfedildi, ve o tarihten beri bir tarihöncesi fosil ve aletler açısından bir hazine değerinde olduğu ortaya çıktı.
The New York Times, Sindya N Banhoo, 1 Şubat 2016
American Friends of Tel Aviv University, 1 Şubat 2016
You must be logged in to post a comment Login