27.000 Yıllık Dev Tembel Hayvan Dişi Bulundu

Belize’deki bir obrukta bulunan 27.000 yıllık dev tembel hayvan dişi, hayvanın beslenme düzeni ve yaşadığı iklimin anlaşılmasını sağladı.

Dev tembel hayvanlar, diğer megafaunal hayvanlar gibi günümüzde artık yaşamıyor. C: BBC

2014 yılında dalgıçlar, Belize’nin merkezindeki derin bir obrukta Maya dönemine ait eserler ararken, bu eski medeniyetten çok daha önce orada yaşamış bir canlının izine rastladılar.

Obruktan çıkarılan kol kemiği, kalça kemiği ve diş, şimdilerde soyu tükenmiş dev bir tembel hayvana ait; yapılan diş analizi, hayvanın beslenme düzeni, yaşadığı iklim ve nasıl öldüğü ile ilgili çeşitli bilgiler sağladı.

(Antik İnsanlar Dev Tembel Hayvanları Takip Ediyordu)

Dişi inceleyen araştırmacılar, binlerce yıl önce dev hayvanların neslinin tükendiği çevre hakkında daha fazla şey öğrenmeyi umduklarını fakat dev tembel hayvanın dişini incelemenin zor olduğunu belirtiyor.

Özellikle, hayvanın dişi, insanların ve bazı hayvan türlerinin beslenme düzenini anlamak için kullanılan diş minesini içermiyordu. Ayrıca antik tembel hayvan dişleri sıklıkla fosilleşiyor, yani minerallerin çoğu orijinal kemiğin ve dokunun yerini alıyor.

Bu yeni çalışma için, araştırmacılar “katodolüminesans mikroskobu” adı verilen, dişteki minerallerin parlamasını sağlayan bir teknik uyguladılar, böylece ekip dişin hayatta kalan dokusuna odaklanabildi. Neyse ki, araştırmacılar ortodentin olarak bilinen yoğun bir doku tipinin büyük oranda sağlam olduğunu keşfetti.

Tembel hayvanın dişinden alınan 20 örnek, hayvanın beslenme düzenindeki ve yaşadığı iklimdeki değişiklikleri aylık ve mevsimsel olarak ilk kez takip edebilmelerini ve aynı zamanda doğru bir radyokarbon tarihlemesi için dişin en iyi kısmını seçebilmelerini sağladı.

Araştırmacılar tembel hayvanın dişinde bulunan ortodentini ve sementumu incelediler. Çukur kısımlar, analiz için toplanan örneklerin yerini gösteriyor. C: Stanley Ambrose

Araştırma, dişin yaklaşık 27.000 yıllık olduğunu ve tembel hayvanın bugün Belize bölgesindeki yoğun tropik ormanları içinde yaşamadığını, onun yerine geniş bir savanaya doğru devam ettiğini gösteriyor. Araştırmacılar, diş dokusundaki sağlam kalan karbon ve oksijen izotoplarını inceleyerek, yaşamının son yılında tembel hayvanın, kısa yağışlı bir mevsim, ardından yaklaşık yedi ay süren kurak bir mevsim, ardından yine kısa yağışlı bir mevsim geçirerek, değişken bir iklimde çeşitli bitkiler ile beslendiğini belirtti.

Çalışmanın başyazarı Jean Larmon, “Bu devasa sosyal canlının kuru iklime kolayca adapte olduğunu, yaşamını sürdürebilmek için daha elverişli ve yenebilir olana yöneldiğini gördük.” diyor.

(Dünyadaki Dev Canlıların Yok Oluşundan İnsanlar mı Sorumlu?)

Araştırmacıların, büyük buz tabakalarının Dünya’daki nemi azaltıp ve küresel deniz seviyelerinde düşüşe sebep olduğu Son Buzul Maksimum’u sırasında Orta Amerika Ovaları’nın iklimi hakkında bildikleriyle, araştırmanın bulguları uyumlu bulundu.

Çalışmanın yazarları, günümüzde Belize bölgesinin kurak ve serin olduğunu ve “düşük su tabakasının, tembel hayvanın kalıntısının bulunduğu Cara Blanca bölgesinin büyük bir kısmında azalıp, bölgenin kurumasına neden olduğunu” belirtti.

Bu nedenle tembel hayvan beslenme açısından uyum sağlasa da su bulmakta zorlanıyordu. Araştırmacılar, hayvanın su aramak için obruğa indiğini ve yaklaşık 4 metre yüksekliğinde olmasına rağmen, yaklaşık 60 metre derinliğinde ve oldukça dik olan obruktan çıkamadığını düşünüyor. Yazarlar, bölgenin dev hayvan fosilleriyle dolu olduğunu fakat diğer talihsiz canlıların da tembel hayvanla aynı kaderi paylaşmış olabileceğini öne sürüyor.

Bilim insanları, antik dev tembel hayvanın neslinin neden tükendiğini hala kesin olarak bilmiyor fakat yeni çalışma, hayvanın değişen çevreye iyi uyum sağlaması, iklim değişikliğinin tek suçlu olmadığını gösteriyor. Illinois Üniversitesi’nde antropoloji profesörü ve yardımcı yazar Lisa Lucero, “12.000 ila 13.000 yılları arasında insanların gelişi” nedeniyle başlayan avcılığın da bir başka olası faktör olduğunu söylüyor.

Çalışma aynı zamanda modern mikroskopi tekniğinin, uzun yıllar önce, nesli tükenmiş bir canlının son günlerine ve kısmen fosilleşmiş, yalnızca bir dişine bakarak nasıl ayrıntılı bir inceleme sağlanabileceğini gösteriyor.


Smithsonianmag. Brigit Katz. 1 Mart 2019.

Dokuz Eylül Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümü lisans mezunu.

You must be logged in to post a comment Login