Kasım ayında dünyada yine birçok arkeolojik keşif yapıldı. Bu keşiflerden en önemli ve dikkat çekici bulduklarımızı bu listede derledik.
İsa’nın doğumundan 800 yıl önce, Truva’nın düşüşünden 400 yıl sonra Homeros tarafından yazıldığı tahmin edilen Odysseia destanının bir bölümü orijinal dili Grekçe’de melodik olarak canlandırıldı.
Phorminx denilen, lir gibi dört telli bir enstrüman eşliğinde, Homeros’un metinleri melodilerle seslendirilip benzersiz bir performans ortaya çıktı.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Sibirya’daki Denisova mağarasında, devekuşu yumurtasından yapılmış 50.000 yıllık boncuklar bulundu.
Arkeologlar, Altay bölgesindeki dünyanın en önemli Denisova buluntu yeri olan bir mağarada, 50.000 yıl öncesine tarihlenen ve devekuşu yumurtasından yapılmış boncuklar buldu. Denisova mağarasında bulunan mükemmel bir şekilde delinmiş boncuklar, 50.000 yıl önceki akrabalarımız Denisovalıların zanaatkarlıkta geldiği noktayı gösteriyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Mısır’ın Abidos kentindeki 3800 yıllık bir yapının duvarlarına çizilmiş 120’den fazla tekne resmi bulundu. En az 3800 yıl öncesine tarihlenen yapı, Firavun 3. Senusret’in mezarının yanına inşa edilmiş.
Yapının duvarına çizilmiş resimlerin en büyüğü yaklaşık 1,5 metre ve bu resimde iyi bir teknikle yapıldığı anlaşılan direkli tekneler, yelken, ekipman, güverte, dümen, kürek ve bazen de kürekçiler yer alıyor. Yapıda günümüze kadar ulaşabilen 120 tekne resmi olduğunu, ancak o dönemde çok daha fazlasının olabileceği belirtiliyor. Yapının duvarında sadece 120 teknenin yanısıra, ceylan, sığır ve çiçekler de yer alıyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Zambiya’daki bazı şempanzeler, hayvanlar için moda anlayışına örnek olabilecek şekilde kulak aksesuarları yaratmaya başladı.
Her şey 2010 yılında Julie adında Zambiyalı bir şempanze ile başladı. Julie, bir parça çimeni kulağına soktu ve orda bıraktı. Daha sonra bu davranışını defalarca kez tekrarladı. Araştırmacılar, Julie’nin neden böyle bir davranışta bulunduğunu öğrenmeye çalıştı. Daha sonra bu kulağa çimen sokma davranışının hiçbir amaca hizmet etmediği anlaşıldı. Fakat ilginç olan şu ki; Julie yaptıktan sonra diğer şempanzeler de kulaklarına çimen sokmaya başlamıştı.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
İnsanlar ve Neandertaller arasında en büyük fark olarak bilinen genetik yapı aynı zamanda insanları otizme eğilimli hale getiriyor.
yeni araştırmada, araştırmacılar 16. kromozomun üstünde bulunan ve “16p11.2″ adı verilen bu yapının, modern insanların ortaya çıkışından çok kısa bir zaman önce, yaklaşık 280.000 yıl önce insan genomunda ortaya çıktığını tespit etti. Bu yapı hiçbir primatta – şempanzelerde, gorillerde, orangutanlarda – ya da en yakın akrabalarımız olan Neandertallerde ve Denisova insanında görülmüyor. Ama nispeten yeni bir genetik değişiklik olmasına rağmen bugün bu yapı, dünya üzerindeki tüm insanların genomunda bulunuyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Norveç’te Viking kralı Olaf 2. Haraldsson’ın aziz ilan edildikten hemen sonra gömüldüğü kilise bulundu.
Norveç’teki Viking kenti Trondheim yakınlarında yürütülen kazılarda,Viking kralı Olaf 2. Haraldsson’ın aziz ilan edildikten sonra gömülmüş olabileceği ahşap bir kilise ve altar bulundu. Yapılan bu keşif, dönemin önemli olaylarından bahseden İskandinav destanının önemini de ortaya koyuyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
IŞİD’in Musul yakınlarındaki Nimrud Antik Kenti eserlerini yok etmesinin ardından, 17 yaşındaki Nenous Thabit eserlerin replikasını yapmaya başladı.
17 yaşındaki Thabit, 3000 yıllık Asur başkenti Nimrud’u bir gurur kaynağı olarak gördüğünü ve buradaki eserlerin ataları tarafından yapıldığını söylüyor. Thabit, Nimrud ve çevresindeki diğer arkeolojik bölgelerdeki eserlerin replikasını yapmaya başladı. Musul’dan kaçarak ailesiyle birlikte Erbil’e yerleşen Thabit, ilk olarak Asur tanrısı Lamassu’nun heykelinin replikasını yaptı.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Ürdün’deki Jebel Qurma bölgesinde yürütülen arkeolojik çalışmalarda 2000 yıllık kaya üzeri yazıtlar ve petroglifler bulundu. 2000 yıllık yazıtlar, günümüzde çölün ıssızlığına gömülü olan bölgenin geçmişte hayatla dolu olduğunu gösteriyor.
Yazıtların eski çağlarda Suriye, Ürdün ve Arap bölgesinde yaşayan insanlar tarafından kullanıldığı bilinen Safalitik alfabesi ile yazılmış olduğu anlaşıldı. Petrogliflerdeki betimler değerlendirildiğinde bu bölgenin 2000 yıl önce bugünkü görüntüsünden oldukça farklı bir ekolojik çevreye sahip olduğu düşünülüyor. Betimlerde 2000 yıl önce bölgenin oldukça büyük bir insan nüfusunu geçindirebilecek kaynaklara, ağaçlık ve vahşi yaşamın bulunduğu doğal bir çevreye sahip olduğu anlaşılıyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
İsrail’de 3800 yıllık küçük bir “düşünen adam” heykelciği bulundu.
Orta Bronz çağda yapılmış olan ve düşünceli bir şekilde oturarak elini çenesine dayamış figür, tıpkı Fransız heykeltıraş Auguste Rodin’in ünlü eseri Düşünen Adam’ı andırıyor. Fakat sadece 18 cm boyutundaki heykelcik, Rodin’in 20. yüzyılda yaptığı bronz eserden 10 kat daha küçük.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Batı Avustralya’nın Kimberley bölgesinde MÖ. 44000 yıl öncesine tarihlenen, kanguru kemiğinden yapılmış bir süs eşyası bulundu.
Avustralya’da bulunan 46.000 yıllık işlenmiş bir kanguru kemiği, eğer gerçekten burna takılmak için tasarlandıysa, Homo sapiens’e ait şimdiye kadar bilinen en eski kemik takı olma özelliğini taşıyor.
Haber hakkında detaylı bilgi için tıklayın.
Göbeklitepe ve Aphrodisias Antik Kenti Dünya Mirası Listesi’ne Girecek
You must be logged in to post a comment Login